10-24-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Orhan Gazi Ve Kesik Baş - Osmanlı Hikayeleri
Orhan Bey güldü
Aykut Alp ve Kara Ali adlı gazileri, bir miktar süvari ile Koyun Hisar kalesine gönderdi Olur da Kılayon, ablasına yardıma gelirse; Osmanlı askerini meşgul edebilirdi
Aykut Alp ve arkadaşları, Koyun Hisar önüne varınca şaşaladılar Kılayon kafiri, bütün silahları takınmış, bütün zırhlarını kuşanmıştı Kalenin baş mazgalında, onları gözlüyordu Etrafında bir sürü şövalye ve subay vardı Kendilerini görünce, ellerini kollarını sallamaya başladı Bağıra çağıra bir şeyler anlatmaya çalışıyordu Kara Ali dillerini bilirdi Fakat uzak olduğu için, hiç bir şey anlaşılmıyordu Biraz daha yaklaşınca:
- Gelin gelin  Ölümünüze geldiniz!  Sizden sonra Orhan Beyinizi de geberteceğim Ablamı, onun elinden kurtaracağım  dediğini anladı Duyduklarını Aykut Alp'e tercüme etti İkisi de kas kas güldüler
İşte bu sırada Kara Ali, kara yayını sonuna kadar gerdi ve:
- Ya Allah  Bismillah Deyip okunu fırlattı
Tekfurun her tarafı zırhla kaplı idi Yalnız göz delikleri; açıktı
Kara Ali'nin dualı ve isabetli oku, Kılayon'un sol gözünü delip beynine saplandı Şımarık tekfur, zırhlı bir kuş gibi, kaleden aşağı düştü  Osmanlı fedaileri koşup, onun Aykut Alp'i önüne getirdiler
- Kesin kellesini
Buyruk yerine getirildi
- Kara Alim, tiz bu kelleyi Orhan Beyimize yetiştir Ola ki, bir diyeceği vardır! Biz de hemen, şu kaleyi teslim almaya bakalım
Orhan Gazi, kesik kelleyi bir mızrağa saplattı İzmit kalesinin kapısı önüne diktirdi
Mağrur Balakonya, kardeşinin kesik başını görünce, dehşete kapıldı Telaş içinde sulh elçileri gönderdi:
- Acaba Sultanımız Orhan Gazi Beyimiz, eski sözlerinde durular mı?  Bize merhamet ederler mi? Acaba kaleden gitmemize izin verirler mi?  Karşılığında ne emrederlerse ödemeye hazırız  diye (aman) diledi
Müslüman- Türklerde (aman) diyen düşmana, kılıç kalmazdı Gene öyle oldu  
Sultan Orhan ve bütün gaziler, şanla şerefle İzmit'e girdiler Büyük kilisedeki putları kırdılar Hep birlikte Namaz kıldılar Bu zaferi kendilerine nasib eden, Yüce Allah'a şükrettiler
Bu sırada bir ulak Bilecikte, Alââddin Paşayı buldu  Alââdin Paşa, Huzura ulaştığı an, bütün beyler divandaydı
- Gazânız mübarek olsun Sultanım
- Berhudar ol Alââddin Paşam  Seni buralara kadar yormamızın sebebi şudur ki; Din ve devlete hizmet için gün, bu gündür
- Emir buyur Devletlûm 
- Sen ki bizim âlim bir büyüğümüzsün Takdir edersin ki, fetih yurtlarında âdâlet ve güzel idare şart ola İçimizde bu işleri, senden ziyade başaracak kimse bulunmaz Gayri bizim Başvezirimiz olmanı dileriz
- Ferman senindir sultanım Allah yolunda cihâd ettikçe, cümlemiz senin emrindeyiz
Orhan Gazi ferahladı Gözleri çok uzaklarda:
- Vasiyetin yerine geldi Akça Kocam  diye fısıldadı
|
|
|