Prof. Dr. Sinsi
|
Cennet Ülke - Masal Okuyun
Cennet Ülke
Bu ülke öyle bir ülke ki, herşey bolmuş
Ağaçlarla, Çiçeklerle dolu bahçelerin yer aldığı,
Herkesin huzurlu yaşadığı,
Üzerinde pamuk gibi bulutların dolaştığı,
Güzel bir ülke imiş
Her köşesinde yemyeşil,
Mis gibi kokan ağaçları,
Bağrında binlerce çeşit canlının barındığı
Göz alabildiğine yükselen ormanları varmış
Kuşlar şakır, koyunlar melermiş
Rengarenk kelebekler uçuşurmuş kırlarda,
Rüzgar da ılık esermiş yeşil çayırlarda
Hoş bir seda bırakırmış,
Çobanın kavalından dökülen ezgiler
Tekir kedi mırıldanır, karabaş keyifle dolaşırmış
Tüm çocuklar ve büyükler mutluluk içinde yaşarmış
Hayat sürüp giderken hızla,
Insanlar yaşam telaşında!
Yiyor, içiyor, döküp saçıyor,
Yaşayıp gidiyorlamış
Ormanları kesip biçiyor
Süratle de tüketiyorlarmış 
Fakat bu hayat telaşı içinde
Büyümekte olduğunu farkedemedikleri
Bir canavar bilgisizlikle, ruhunu
Verimli topraklarla da karnını doyuruyormuş
Görülmez değilse de bu varlık!
Göremiyorlarmış birileri nedense!
Ülkede yaşam sürüyor, yeni yeni bebekler doğuyor,
Ülke nüfusu da gittikçe artıyormuş
Bir taraftan topraklar azalıyor,
Yaşam alanları daralıyormuş
Canavar ise büyüyor da büyüyormuş
Canavar mutlu, halinden memnun;
Çünkü ülke halkı farkedemiyor işin boyutunu
Ve insanlar yitiriyor işini, aşını
Hergün gelişmiş, ülkelerin yaşamları
Hayatlarına fabrikalar, makineler girmiş
En kötüsü doğa kirlenmiş 
Ya o çöplerin durumu?
Bidonlara, sokaklara, sulara taşmış
Ülkeden gökyüzüne
Zararlı gazlar, tozlar, dumanlar yükselmiş
Yağmur damlaları kirlenmiş,
Kara kara yağmış dünyalarına
Halı gibi serili otlar yokedilmiş
Verimli tarlalar da binalara dönüştürülmüş
Tabiat başlamış sararmaya, solmaya
Mevsimler şaşırmış ve yerlerini
Baharı beklerken düşmüş kiraza kar taneleri
Sabah kar var, giyiyorsun çizmeni,
Öğleden sonra terleyip çıkartıyorsun ceketini
Denizlerde yüzülemez, balıklar da yaşayamaz olmuş
Ya kirlenmiş denizlerde yaşayan canlılar?
Ne mi olmuş?
Ne olsun yaşayamaz olmuş herbiri 
Kökleriyle sarılıp toprağı kucaklayan ağaçlar da
Kesilince birer birer,
Gelipte birçok canlar alır olmuş seller
Oysa ormanlar köklerindeki gölcüklerde
Topraktan çektikleri suları saklar,
Hem de mevsimi dengelerler
Olmaz ise eğer ormanlar,
Sularla akıp gider faydalı üst topraklar
Toprağın gücü yetmez
Tohumu bağrında beslemeye
Çünkü artık yitirmiştir özünü mineralini,
Renk renk çıplak kayalar ve çölleşmiş tepeler
Kaplar ülkenin her yerini
Peki bu tablolar kader mi?
Yoksa bir ihmalin bedeli mi?
Ve günlerden bir gün
Ülkenin bir köşesinde;
Duyarlılığı, duygusallığı,
Sevgisi dağlar kadar olan,
Pamuk sakallı bir dedecik
Uyuyamaz olmuş geceleri!
Kim sorsa halini
Diyemiyormuş iyi,
Çünkü söyledikleri dilediği gibi
Ulaşamıyormuş göze, kulağa, dile ne dese 
Birgün oturuken bahçesinde,
Geldiğini görür çocukların, gençlerin;
Yeşil giysilerle başında tacı yapraklardan
Ve ellerinde dikilecek fidan
Pamuk Dede tutamaz gözyaşlarını mutluluktan;
Ülkenin her yeri bereketlenir gözyaşlarından
Dağıtır rengarenk bahçesinde
Yüreğinden çıkan sevgi demetini
Çağıl çağıl akar her birinin kalbine, beynine
Ülke çocukları olur gönül gönüle, yürek yüreğe
Sevgiyi birleştirirler bilgiyle
Umut verirler Pamuk Dede'ye
Pırıl pırıl gençler güzel şeyler üretirler elbirliği ile
Ve canavar boğulur gider sevgi, bilgi selinde;
Ülke olur cennetten bir bahçe
Doğaüstü olsada bu canavar,
Kovalar onu bilinçli kafalar
Akla sığmaz, kutuya girmez bu canavar pes eder
Yürekleri vatan, toprak sevgisiyle dolu ülke çocukları,
Sele bir çakıl taşını dahi vermemeye kararlı
Gökten düşer üç elma,
Birisi bu masalı dinleyene,
Ikincisi bu masaldan pay alana
Üçüncüsü ise Pamuk Dede'ye
Çocuklar bilirler, çok da severler
Pamuk Dede aslında Erozyon Dede
|