10-24-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yemen Türküsü Hangi Olay Üzerine Yazılmış
Gelelim "Burası Muş'tur, yolu yokuştur-Giden gelmiyor acep ne iştir " Mısralarına
"1950'li yıllardan önce Muş'un esas yerleşim yeri bugün kale Mahallesi dediğimiz şehrin arkasındaki Kurtik Dağının yamaçlarındaydı Şehrin çevre illerle bağlantısı Bitlis ve Erzurum yollarıydı Doğuya giden Erzurum yolu dağın yamacını paralel olarak takip edip giderken, Batıya giden Bitlis yolu yamaçtan aşağı dik bir yokuştan inerek bugün Taşo Köprüsü (Taş Köprü) dediğimiz köprünün üzerinden inerek Hasköy'e doğru uzanan yoldur Bitlis yolu o dönemlerde Muş'u batıya ve güneye bağlayan yoldur Bitlis tarafından Muş' geldiğiniz zaman Taşo Köprüsünden itibaren şehrin merkezine çıkan yol neredeyse yüzde kırkbeş meyillidir Öyle ki bir çok araç yokuşu çıkarken yarı yolda kalıp geriye kaçar bazen de arkada kalan evlere vururdu 1950'den sonra bugünkü yollar yapılınca bu yollar eski önemini yitirdi Şimdi sadece yan yollar olarak yakın çevreye ulaşımda kullanılıyor Ayrıca, bu tarihten sonra eski Muş valisi Tevfik Sırrı Gür'ün gayretiyle şehir ovaya doğru gelişme göstermiştir "
"Giden gelmiyor acep ne iştir ?" ise bir çaresizliğin haykırışıdır 1849-1918 arasında Osmanlı İmparatorluğunun gereksiz Yemen sevdası yüzünden Anadolu'dan zorla koparılıp bir daha evine barkına dönemeyen asker annelerinin, eşlerinin, kardeş ve sevgililerinin ortak feryadı gibidir Sahipsiz kalan bir eş, bir anne elbette ki devlet büyüklerinin yüksek politikalarını  ! anlayamayacaktı Ve kendi lisan-ı haliyle soracaktı " Acep ne iştir ?" Bugün bile biz halâ anlayamadığımız kararlar için sormuyor muyuz, acep ne iştir ? Bu mısradan Huş'çular da kendilerine bir sonuç çıkarabilirler Şöyle ki, bu mısraları yazan kişi Yemen'in tamamından bahsetmekte ve gidenlerin dönmediğinden şikayet etmektedir Şimdi mantıken düşünelim  "Burası Huş'tur" diye türküyü yakan kişi Huş'u nereden tanıyor ? Eğer Huş'u görüp gelen bir asker (ya da böyle bir askerden duyan kişi) olsaydı ve bu türküyü Anadolu'da yakmış olsaydı en azından "Orası Huş'tur" demesi gerekirdi Ayrıca kendisi geri geldiğine göre "giden gelmiyor" diyemezdi  Hadi diyelim ki bu türküyü yakan kişi türküyü Huş'ta iken söylemiş olsun Bu sefer de "Burası Huş'tur, gelen gitmiyor !" demesi gerekmez miydi? Mantık olarak istediğiniz şekle sokun yine de türkünün Muş'ta söylendiği dışında mantıklı bir sonuca varamazsınız
Kışlanın önünde çalınır sazlar
Ayağım yalnayak yüreğim sızlar
Yemene gidene ağlasın kızlar
Türküde tartışma konusu olan kelimelerden bir tanesi de "Kışla" kelimesidir Hemen her şehirde bir kışla olduğunu düşünürseniz, şehirlerin " bu kışla bizim kışla" demelerini de anlamak gerekir Burada açıklanması gereken konu ise halkın kışlaya olan bakışıdır www frmsinsi net/ Türkünün yazıldığı dönemlerde askere alınmalar oldukça farklıdır Birliğine götürülecek askerler çeşitli yerlerden toplanana kadar belli bir yerde toplanır Onların bu toplanma yerlerinde geçirdikleri süre de askerlikten sayılırdı
Meselâ benin babam Muş'ta askere Mart ayında alınmış ama yollar müsait olmadığı için Mayıs ayına kadar Muş'taki toplanma yerinde kalmış Bu sırada kaldığı yer evine iki yüz metre uzaklıkta olmasına rağmen evine gidemiyor, asker elbiselerini bile giymeden acemi eğitimi alıyorlarmış Babam bu anılarını anlatırken kaldığı yerden kışla diye bahseder Bu nedenle şiirde adı geçen "kışla" da büyük bir ihtimalle askerlerin toplanma yeridir Önünde saz çalınması ise bekleşen askerlerin eğlenceleridir Çünkü, Türk milleti dışında düğüne gider gibi savaşa giden başka hiçbir millet yoktur
Son iki mısra ise geride kalanların gözyaşlarıdır Çünkü, savaşın asıl acısını onlar yaşayacaktır Bazı, metinlerde "Yemene gidene ağlıyor kızlar" diye söylense de doğrusu ağlasın'dır Çünkü Muş ve çevresinde "-yor" şimdiki zaman ekini kullanma alışkanlığı bilhassa o tarihlerde hiç yoktur
Kışlanın önünde redif sesi var
Açın çantasını bakın nesi var
Bir çift potin ile bir de fesi var
"Redif kelimesinin kelime anlamı sonradan, arkadan gelendir Burada ise yeni, genç asker anlamındadır 19 yüzyılda Osmanlı ordularının Batı orduları www frmsinsi net/ standartlarına kavuşturulması için yapılan çalışmaların sonucu olarak seferberlik anında askere alınacak kişilerin oluşturduğu alaylardır Bilhassa I Dünya savaşında bu hazırlıkların faydaları görülmüştür (Daha fazla bilgi için bk İ Hakkı Uzun Çarşılı-Osmanlı Tarihi- Cilt 8)
Şiirin genel mantığı ve de o dönemdeki Osmanlı Askerinin kılık-kıyafet ve de maddi yönü düşünüldüğünde Osmanlının askerine yedek potin veya şapka vermesi düşünülemez Bir askerin potin ve de şapkasının sağlığında çantasına giremeyeceğini de mantıken düşündüğünüzde bu eşyaların bir şehide ait olduğu sonucuna ulaşırsınız Cesedin Anadolu'ya dönmesi imkânsız olduğu için arkadaşları tarafından ailesine ulaştırıldığı sonucu ortaya çıkar
O halde söyleyebiliriz ki , bu türkü aynı kişi tarafından (muhtemelen şehidin eşi) şehidin askere gidişi ve şehit oluşunun ardından söylenen muhteşem bir ağıttır Türküleşmesi yine muhtemelen başka kişiler tarafından muhtelif zamanlarda gerçekleşmiş olabilir
Yemen savaşları Anadolu insanını derinden yaralayan savaşlardır Çünkü, amacına inanmadıkları, ulaşmak da güçlük çektikleri, halkı tarafından ihanete www frmsinsi net/ uğradıkları toprak parçalarına zorla götürülmüşlerdi Gidenler geri dönemedikleri gibi şehit oldukları uçsuz bucaksız çöllerde sahipsiz cesetler olarak kalmışlardı Ölümden kurtulup terhis olabilenleri de uzun, tehlikeli bir dönüş yolu bekliyordu Devlet uzun yıllar askerlik yaptırdığı bu insanları memleketlerine geri götürme zahmetine katlanmıyor, onları kaderleriyle baş başa bırakıyordu Bu nedenle kurtulanların bir çoğu da oralardan geri gelemiyordu Geri gelebilenler de Yemen cehennemini dört bir yanda anlatıyor, yakınlarından haber alamayanların acısı bir kat daha arttı yordu
"Havada Bulut Yok" türküsü bu acıyı belki de en iyi anlatan türkülerden biri olmuştur Bu kadar üzerinde konuşulması, haksız yere sahiplenilmeye çalışılması da sanırım bu yüzdendir
Ama kimse heveslenmesin Muşlu Yemen'de şehit olan evlatları için öz bağrında duyduğu acıyı haykırdığı bu Türküyü elbette ki yüce Türk milletine armağan etmiştir Bu Türkünün gerçek sahibi Türk milleti ve O'nun uçsuz bucaksız ülkelerde verdiği milyonlarca şehittir
Hepsinin ruhu şad olsun
Havada bulut yok bu ne dumandır
Mahlede ölü yok bu ne figandır
Şu Yemen elleri ne yamandır
Ah o yemendir gülü çimendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Burası Huş’tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir
Kışlanın önünde redif sesi var
Bakın çantasında acep nesi var
Bir çift kundurayla bir de fesi var
Ah o yemendir gülü çimendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Burası Huş’tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir
|
|
|