Prof. Dr. Sinsi
|
Dünya Edebiyatı-Çin Edebiyatı
Çin edebiyatı, 3000 yıla yakın bir süreye yayılan ürünlerinin zenginliğiyle dikkati çeker
Bu ürünler destan türü dışında büyük çeşitlilik gösterir (ama bazı eski şiirler, destan türünün bir kalıntısı sayılabilir) Bu çeşitliliğe karşın, Çin edebiyatında, yazılı olmasından ileri gelen ilgi çekici bir bütünlük gözlenir Çin yazılı dili, konuşulan dilin yazıya geçirilmesi değildir; başka yapılara dayanır ve başka araçlar kullanır
Daha tutumlu olan bu dil, sözcüklerin değerine dayanır ve biçimlerine olduğu kadar ses niteliklerine de önem verir Bundan ötürü, bir dilin normal evriminin etkileri altında kalmamıştır ve bir Eskiçağ metninin, XIX yy'da yazılmış bir yapıt kadar kolaylıkla okunup anlaşılmasını sağlar Konuşulan dilin edebiyata yavaş yavaş girmesi, ancak Yuen ve Ming sülaleleri dönemindeki tiyatro ve romanlarda gerçekleşmiştir Ama halkın daha kolayca anlayabileceği bir anlatı biçimini, yani söylemin doğrudan doğruya yazıya geçirilmesini, ancak 1911 devrimi olanaklı kılmıştır Kültürlü kişilere özgü olan klasik Çin edebiyatı, gerçekte tam anlamıyla bir soylular edebiyatıdır ve Çinlilere göre, uygarlıklarının temelidir
Gerçekten Çin'de hep, yazı fırçası, silahtan, yönetici de savaşçıdan önemli görülmüştür Ülkede Klasik çağda, herhangi bir açıdan, edebiyatla ilgilenmemiş kimse bulunmadığı söylenebilir: Bürokratlar, varlıklarını edebiyat yoluyla korurlar, sınavlarda başarılı olmaları için klasik yazarları çok iyi bilmeleri gerekirdi; klasik metinlerin bilinmesi, iyi bir üslup edinilmesini sağladığı gibi, en kuru bir yönetim yazısını da ilgi çekici kılmaya yarar, ayrıca kültürlü kişilere tarihsel olaylara değinmek, örnek olarak görünen bir geçmişten söz etmek olanağını sağlardı Çin'de günümüzde bile, eski metinlerden alıntılar yapma eğilimi iyice yaygındır
Klasik edebiyat ölmüş değildir ama, çoğunlukla eğitsel, ahlak dersi verici bir özellik taşır ve kendilerini yüce bir görevin temsilcileri sayan kimseler tarafından araç olarak kullanıldığından, zaman zaman tumturaklılıktan ve tekdüzelikten kurtulamaz
eşitli yazar kuşakları, geçmişin örneklerini büyük bir saygıyla toplayıp, onlara uymakla birlikte, halkın esin kaynaklarına inerek kendilerini yenilemekten de geri kalmamışlardır
Edebiyata karşı duyulan bu ilgi ve beğeni, Çinlilerin, onu bir bilim haline getirmelerine ve hem resmî tarihlerde, hem de ansiklopedilerde, edebiyat konusunda birçok kapsayıcı inceleme yapmalarına yol açmıştır (birçok metnin günümüze kadar ulaşmasının nedeni de budur)
Cinde, edebiyat alanında, klasikler (king], tarih yapıtları, felsefe kitapları (konfuçiusçu olmayanlar) ve antolojiler (şiir ve sanat yapıtları derlemeleri) birbirinden ayırt edilmiş, ama dürüst insanların ilgi duymaması gerektiği düşünülen, romanlara ve oyunlara ayrı bir bölüm ayırmamış-lardır
Çin edebiyatı bilimi, Liu Hsie'nin (465-522) Vm-sin-diao-lung adlı kuramsal ve eleştirel yapıtıyla doruk noktasına ulaşmış, aynı dönemde Prens Hsiao Tung (501-531), Vın-Hsiûen adlı ölümsüz yapıtında eski dönemlerden kalma en güzel sanat metinlerini bir araya getirmiştir Söz konusu iki yapıtın yaklaşık olarak aynı tarihlerde ortaya çıkması bir raslantı değildir: V yy'da Çin edebiyatı, bir bakıma tamamlanmış gibidir
|