10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türklerle İlgili Hikayeler
Türklerle ilgili hikayeler
Türk ordsunun hikayesi
Zaferlerin başarısı
Fransa Kralı I Fransuva Alman İmparatoru ve İspanya Kralı Şarlken'le yaptığı savaşı kaybedip esir düşmüştü
Fransuva, annesi Luiz dö Savua aracılığıyla Jean Frangipani isimli elçiyi Kanuni Sultan Süleyman'a gönderdi Elçi hem Fransuva'dan hem de annesinden birer mektup getirmişti ve Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım istiyordu
Kanuni Sultan Süleyman elçiye iltifatlarla karşıladı ve 1526 yılının Şubat ayında Fransa Kralı'na şu mektubu gönderdi:
"Ben ki, Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun Karaman'ın ve Rum'un ve Dulkadır Vilayeti'nin ve Diyarbakır'ın ve Kürdistan'ın ve Acem'in ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve daha nice memleketlerin -ki yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dahi ateş saçan kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezıd oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım
Sen ki, Françe vilayetinin kralı Françesko'sun
Sultanların sığınma yeri olan kapıma, sadık adamın Frankipan ile mektup gönderip ve bazı ağız haberi dahi ısmarlayıp; memleketinizin düşman istilasına uğradığını, hapse atıldığınızı bildirip; kurtarılmanız hususunda bu tarafta yardım ve medet istemişsiniz Her ne ki demiş iseniz, yüksek katıma arzolunup teferruatıyla öğrendim
Padişahların bozguna uğraması ve hapsedilmesi şaşılacak şey değildir Gönlünüzü hoş tutup hatırınızı incitmeyiniz
Ulu ecdadımız daima düşmanı kovmak ve memleketler fethetmek için seferden geri kalmamıştır Biz dahi onların yolundan yürüyüp, her zaman memleketler ve sağlam kaleler fetheyleyip; gece-gündüz atımız eğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır
Allah hayırlar versin ve iradesi ne ise o olsun Bunun dışındaki durum ve haberleri adamınızdan sorup öğrenirsiniz, vesselam!"
Casus
Alman İmparatoru www frmsinsi net/ Şarklen'in Türkiye'deki elçisi tarafından "Dünyanın en güçlü ordusu" olarak tanımlanan Türk Ordusu, Birinci Viyana kuşatmasından önce Budapeşte önüne gelmiş, şehri kuşatmıştı
Etrafta dolaşan şüpheli birini yakalayan askerler onu doğruca Başvezir İbrahim Paşa'nın huzuruna çıkardılar
İbrahim Paşa ile o adam arasında şöyle bir konuşma geçti:
"- Sen kimsin?"
"- Kral Ferdinand'ın subayyım efendimiz!"
"- Demek casusluk niyetiyle geldin  Peki, ne öğrenmek istersin?"
"- Görevim, ordunuz hakkında bilgi toplamaktı!"
"- Anlaşıldı  Şimdi var, istediğin bilgileri topla! "
İbrahim Paşa, sonra da ilgililere dönüp emir verdi:
"- Bu casusa istediği herşey gösterilsin, sorduğu
herşeye doğru cevap verilsin!"
Söylenenler yapıldı ve Alman subayı adeta misafir olarak ağırlandı
Osmanlı ordugâhını baştan başa dolaşan casus subay gördükleri karşısında hayretini gizleyemiyordu İşi bittikten sonra tekrar huzura çıkarılınca İbrahim Paşa'ya da durumu anlattı İbrahim Paşa gülerek elini uzattı ve onu yolcu etti:
"- Haydi git, gördüklerini kralına anlat! "
Osmanlıların kendi güçlerinden ne kadar emin olduklarını gösteren güzel bir örnek, değil mi?
Öyle bir örnek ki, dünyada eşi ve benzeri ne görüldü, ne de görülecek!
İşte büyük ordu, işte büyük devlet ve işte büyük devlet adamları
AKINCILAR
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
Ak tolgalı Beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle 
Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan
Bir gün doludizgin boşanan atlarımızla,
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla 
Cennet'te bugün gülleri açmış görürüz de,
Hâlâ o kızıl hatıra titrer gözümüzde!
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
-Yahya Kemal BEYATLI-
|
|
|