Prof. Dr. Sinsi
|
Masal - Keloğlan İle Vefasız Arkadaşı
Adam, “Yoo”, demiş, “hiç de yanılmıyorsun”
Hayret dolu bakışları, adamın da şaşkınlaşmasına sebep olmuş ve sürdürmüş konuşmasını adam, “Gördüğün gibi konak üç katlı Bir katında anası ile kendisi oturuyor Keloğlan Bey’in Öteki katta ise köyün hocası oturuyor Hem de burada çocuklara ders veriyor Üçüncü kat ise, misafirhane Köyümüze gelen yabancılar, burada kalıyorlar Bitmedi demiş adam, daha bitmedi Az aşağıda yeni bir bina daha yaptırıyor Orayı da yetim ve sahipsiz hastalara ayıracak Senin anlayacağın Keloğlan, artık hepimizin beyi, hepimizin babası oldu”
Hüsem’in kıskançlık damarları çatlamış ve düşüp bayılmış Herkes koşarak Hüsem’in olduğu yere gelmiş Tabii, Keloğlan da gelmiş ama arkadaşını tanıyamamış Neden mi? Çünkü, çok zayıflamış, adeta iskeleti çık-mış Üzerine su dökerek Hüsem’i ayıltmışlar Fakat, sağ tarafına felç vurduğu için yerinden kalkamamış Kimse sahip çıkmamış Hüsem’e
Keloğlan, “Konağın bir odası boş, oraya götürün” demiş, “Bakarız çaresine”
Kısa zamanda özürlüler evinin inşaatı bitince, Hüsem oranın ilk sakini olmuş Bu arada epey düzelmiş Hüsem, sadece sağ kolu tutmazmış Keloğlan’ın eline düşmekten dolayı gururu incinmiş ama, ekmek elden su gölden kabilinden böyle rahat bir ortamı da terk etmek istememiş O nedenle, kendisinin tanınmaması için, her şeyi yapmış Bir yabancı rolü oynamış Fakat, kendisinin cıs cıbır olup da, daha düne kadar fakir biri olan bu arkadaşının, böyle servete kavuşmasını bir türlü hazmedemiyormuş Hep bir hainlik düşünürmüş
Keloğlan görkemli bir düğün yaparak çok ünlü bir beyin kızıyla evlenmiş İsmi Gülşah olan bu hanıma, özürlüler Gül abla derlermiş Çünkü, bir anne gibi onları ziyaret eder, hallerini hatırlarını sorar, ihtiyaçlarını karşılarmış Hüsem, Keloğlan’a karşı artık ciddi bir düşmanlık beslemeye başlamış Kendisinin bir çulu bile yokmuş ama, arkadaşı hem zengin olmuş, hem de güzel bir kızla evlenmiş Bunları düşündükçe erim erim erirmiş Mutlaka, bir kötülük yapmak için, fırsat kollarmış
Günün birinde Gülşah, özürlüleri ziyarete gelmiş Her birine güzel hediyeler vermiş, nasıl olduklarını sormuş, morallerini tazelemiş Tam kapıdan çıkacakken, ayağı kayıp yere düşmüş ve ayağı kırılmış Keloğlan bu olaya çok üzülmüş, hanımı ile birlikte yatakta yatmış O kadar çok severmiş ki Gülşahı’nı Yine böyle bir gecenin birinde, karısının inlemeleri sırasında, canı çok sıkılmış ve öteki odaya geçmiş Tam bu sırada, nur yüzlü ihtiyar bir zat durmuş karşısına Ağır ağır şunları söylemiş: “Hey merhamet abidesi Keloğlan, eski bir arkadaşın hanımına bu kötülüğü yapan”
Böyle demiş ve kaybolmuş nur yüzlü adam Keloğlan’ı almış bir düşünce Kim olabilirmiş bu eski arkadaşı? Gece düşünmüş, gündüz düşünmüş, işin içinden çıkamamış Oğlunun bu kadar düşünceli olmasından ciddi derecede rahatsız olan anası, şöyle demiş: “Ah benim fakirken zengin olan oğlum, ah be-nim kendisi saf, talihi ak oğlum, hanımının düşmesine sebep olan, senin eski arkadaşın Hüsem olsa gerek”
Keloğlan, bu söze gülmüş, “A benim tatlı anacığım, Hüsem, şimdi kim bilir nerelerdedir Benimle birlikte gitti ve bir daha dönme-di
|