Yalnız Mesajı Göster

Şifalı Su - Keloğlan Masalları

Eski 10-24-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şifalı Su - Keloğlan Masalları




Kadının hoşuna gitmiş:

“Bu kere olsun ağzını sıkı tut Hadi bekleme, ilk siftahını bu gün yap eşeği ahırdan çıkar, güğümleri doldur kovalarla pazarda sat

Keloğlan, eşeğinin yuları elinde, inmiş suyun gö-züne Kapları doldurmuş, yürümüş gitmiş pazara Herkes kendisine gülermiş “Bu aptal çocuğun yapma-dığı iş bir bu kaldıydı”, demişler Keloğlan, tellal gibi başlamış bağırmaya: “Duyduk duymadık demeyin, Keloğlan suyunu deneyin, toundan, inceden kurtulun!”

Halk bir anda başına toplanmış Biri sataşmış, “Kimi kandırıyorsun sen? Hiç su satılır mı? Nerede görülmüş bu?”

Keloğlan, adamı duymamış bile, ilan etmeye de-vam etmiş Kasaba’nın Kadısı oradan geçermiş, Keloğlan’ın nidasını duyunca, yanına yaklaşıp demiş ki, “Halkı kandırmaktan dolayı, seni cezalandırırım Keloğlan Hadi, pılını pırtını topla ve köyüne dön Keloğlan, “Denemesi bedava Kadı Efendi”, demiş “İstersen, bir tas iç”

Ahalinin gözleri, ikisinin de üzerindeymiş Baka-lım bu işin sonu nereye varacakmış?

Kadı: “Yok yahu” demiş, “önce sen iç bakalım, hem ben göreyim, hem de ahali Ne bilelim, belki zehirli su sa-tacaksın Hadi dikle tası kafana”

Kadı madı dinlememiş Keloğlan, patavatsızca karşılık vermiş “Oldu mu Kadı Efendi Biz, insanları kandıracak kadar kötü müyüz? Hem ben, ne inceden, ne de taundan şikayetçi-yim Ne diye içeyim ki?”

Herkes kıkır kıkır gülerken, Kadının tepesi atmış, “Böyle ağzına geldiği gibi konuşma Keloğlan Bana edebinle konuş Kim söyledi sana bu suyun şifalı olduğunu? Kendin hekim misin? Aklın bu işlere er-mez senin Bu insanların sağlığı da benden sorulur”

Sonra seni hapse atarım bak

Saf oğlanın saflığı gitmiş, aksiliği gelmiş üstüne “Peki sen doktor musun Kadı Efendi” diye söy-lenmeye devam etmiş “Nereden biliyorsun bu suyun hastalıklara iyi gelmediğini iftira atma bana, beddua ederim sana”

Kadı, kadılığını gösterip demiş ki, “Bu dediğin doğrudur Öyle ya, ben hekim değilim En iyisi ince veya taundan mustarip birini bulup ona içirelim suyu

Olacak ya, hemen bir ince (verem) hastası öne çıkmış “Verin bana bir tas su” demiş “Verin de içeyim”

Ölmüş koyun kurttan korkar mı? Ahali, daha bir merak girdabına girmiş Hasta olan bir kadınmış Bir de yalvarmış Keloğlan, bir tas suyu içirmiş kadına Bir dikleyişte suyu içmiş Birdenbire öyle bir iştaha gelmiş ki, he-men bir şeyler yemek istemiş Bu nedenle, şöyle ko-nuşmuş: “Bana somun somun ekmek getirin Karnım aç, çok aç Hepsini yiyeceğim, hepsini”

Biri koşmuş fırına bir çuval dolusu somun ekmek alıp hemen dönmüş, hasta kadın, bir anda dört somu-nu yemiş Bir tas su daha içmiş, dört somun daha in-dirmiş midesine

Bir anda, kadının yüzü canlanmış, sanki verem-den eser kalmamış Herkes, Keloğlan’a hayran hay-ran bakarmış Şöyle şeyler konuşurlarmış:

“Ummadığın taş, baş yarar Keloğlanı gördünüz mü? Meğer, ne marifetleri varmış Yaşlı bir kadının kel kafalı oğlu deyip gülerdik, ama meğer neymiş be”

Ahali, şimdi Kadı’nın ne diyeceğini merak eder-miş Gayet memnun ve rahat bir sesle: “Seni hepimiz adına kutluyoruz Keloğlan” demiş Kadı “Büyük bir hizmet yapacaksın artık Bütün mem-leketlerde nam yapacaksın Hem bütün bunlardan başka, büyük sevap alacaksın Bütün ahali senden su alabilir Hadi kolay gelsin” demiş ve gitmiş

Suyun tamamını satan Keloğlan, eşeğini yiyecek-lerle yüklemiş dönmüş köyüne Yolda pek neşeli oldu-ğunu gören köylüler, takılmışlar “Hayrola Keloğlan Suyu ne yaptın? Keloğlan, “Döktüm”, demiş, “kızdım döktüm”






Alıntı Yaparak Cevapla