10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Şirin Dede Hikayesi
ŞİRİN DEDE
Saygın bir kişiydi Selami Efendi Göğsüne kadar inen ak sakalı ve cana yakın tavırlarıyla gençlerin ilgisini çekiyordu Aynı bölgeden birkaç üniversiteli genç, okul araştırması için onu ziyaret ettiler Kendilerini tanıttılar Çeşitli sorularla onu da tanımak istediler Selami Efendi onlara :
- Siz hiç Şirin Dede’yi ziyaret ettiniz mi? dedi
Gençler ilk defa duydukları bu ismi oldukça merak etmişlerdi
Onlardan biri :
- Nerede yaşıyor bu adamcağız? Kim bu Şirin Dede? gibi Selami Efendiye bir yığın soru sordular Ama o
en ufacık cevap dahi vermedi Sonra :
- Siz hep hazıra konmak istiyorsunuz… Ben sadece ismini veriyorum… Yerini öğrenmek de sizin göreviniz…
Gençler oradan ayrıldıktan sonra Şirin Dede’nin nerede olduğunu öğrenmeye çalıştılar Tesadüfen karşılaştıkları bir emekli öğretmene kendilerini tanıtarak Şirin Dede hakkında bilgi istediler Öğretmen :
- Demek bir aydır onu arıyorsunuz? O benim öğretmenimdi Şu an İstanbul’un Karacaahmet bölgesinde
bulunuyor O bölgede kime sorarsanız onu tanır…, dedi
Gençler vakit kaybetmeden Karacaahmet’e gittiler Minibüsten iner inmez karşılaştıkları ilk kişiye :
- Affedersiniz size bir şey sormak istiyoruz  
- Buyurun!
- Biz Şirin Dede’yi arıyoruz  
- Demek Öğretmen Şirin Dede’yi arıyorsunuz? Üzerinde bulunduğunuz caddeyi hiçbir yere sapmadan takip
edin Karşınıza çıkacak mezarlığın ana girişinde bir kulübe ve bir de ev var  Mezarlığın bekçisi Avni Efendi’ye isteğinizi iletin Bekir Amcanın da selamı var, deyin O size yardımcı olur
Gençler kendilerine bilgi veren Bekir Efendiye teşekkür ettiler Bekir Efendi :
- Aklıma gelmişken size bir konuyu da aktarayım  Biraz sonra tanışacağınız Avni Efendi de üniversite
mezunu Ülkemizin şartları onu mezar bekçisi yaptı  Mezarlığa gelen ölülerden ders aldı, şair oldu  Yaşarken anne ve babalarının kıymetlerini bilmeyenlerin ölümlerinden sonra mezarlığa gelip kendilerini affettirmek istemelerinin vahametine bakarak da yazar oldu Haydi yolunuz açık olsun!
Gençler oradan ayrıldıktan sonra, hiçbir güçlükle karşılaşmadan Karacaahmet Mezarlığı’na geldiler Mezarlığın ana giriş kapısından içeriye girdiler Önce kulübeye baktılar Orada Bekçi Avni Efendiyi bulamadılar Sonra kulübenin bitişiğindeki evin zilini çaldılar 
Normal insan boyundan küçük kapı gıcır gıcır ses çıkararak açıldı İçeriden 40 – 45 yaşlarında, uzun boylu Avni Efendi eğilerek dışarıya çıktı Meraklı gözleriyle önce gençlerin yüzlerine baktı  Sonra :
- Buyurun bir dileğiniz mi var?
Gençlerden biri :
- Affedersiniz, Avni Efendi siz misiniz?
- Evet  
- “Biraz önce Bekir Amcayla görüştük Size selamını söylememizi istedi Sizden de bahsetti  Biz Şirin
Dede’yi arıyoruz ” Selami Efendiden itibaren başlarından geçenleri de anlattılar
- Demek siz de Şirin Dede’yi arıyorsunuz? Yalnız yardımcı olmam size çok pahalıya mal olacak!
Gençler önce birbirlerine baktılar Sonra :
- Meselâ kaç paraya? dediler
- Dedim ya Size oldukça pahalıya mal olacak!
- Olsun dediler
- Madem ki öyle, tamam, dedi Avni Efendi
Ve eğilerek evinin dış kapısından içeriye seslendi :
- Hanım, bana üç tepsi ver!
Eşinin getirdiği üç tepsiyle gençlerin yanına gelen Avni Efendi :
- Bakın siz üç kişisiniz Elimde de üç tepsi var Her biriniz bir tepsiye cüzdanlarınızı ve paralarınızı
bırakın
Gençler tekrar şaşkın bir şekilde birbirlerinin yüzlerine baktılar Sonra ceplerinden cüzdan ve bozuk paralarını tepsilerin üzerlerine bıraktılar Avni Efendi tekrar eşini çağırarak tek tek tepsileri verdi
Onlara kendisini takip etmelerini söyledi Ana kapıdan dışarıya çıktılar  Mezarlığın duvarlarını dışarıdan takip ederek yine mezarlığa ait demirden yapılmış, işlemeli, eski büyük bir kapının önünde durdular Avni Efendi cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı Gençlere “beni takip edin  ” dedi Mezarların aralarından geçerek bir mezarın önünde durdu "İşte aradığınız Şirin Dede burada yatıyor " dedi
Gençler Şirin Dede’nin dirisiyle karşılaşmayı beklerken, çıka çıka karşılarına ölüsü, yani mezarı çıkmıştı  Bir ALLAH’ın kulu çıkıp ta “bu yol sizi mezarlığa götürecek  ” demedi diye düşünürlerken Avni Efendi :
- Bakın şu mezar taşına Şirin Dede’nin sağlığında öğrencilerine sık sık söylediği bir söz var “ilmi önce en
yakınınızda arayın!”
Gençler kendilerine gerekli olan dersleri almışlardı Plansız programsız yollara düşmenin gerek zaman, gerekse para açısından kendilerine ne gibi yükler getirdiğini düşünürlerken Avni Efendi :
- Sizin ilk konuştuğunuz Selami Efendiyi ben de tanıyorum Sizin gibi üniversitenin son sınıfına kadar gelmiş
kültürlü kişileri bir ilkokul mezunu olarak yanlışlığa sevk etmemek için, fazla konuşmamış, sorularınıza sizin seviyenizden aşağıda cevaplar vermemiş, sizi aldatmaktan da sakınmış olacak ki, sizi Şirin Dede’ye göndermiş  Şirin Dede çok saygın bir kişiydi Hiçbir öğrencisini sınıfta bırakmazdı Sevgi doluydu Hayatı boyunca hem ailesine, hem çevresine, hem de öğrencilerine örnek oldu Kimsenin kalbini kırmaz, konuşurken düşünerek konuşur, sözlerini de tartardı Ölmeden önce ben de onunla tanışma imkânı bulmuştum Gördüğünüz gibi iyi insanlar hiçbir zaman unutulmuyorlar
Merak etmeyin bana verdiklerinizi size aynen iade edeceğim Benim de size ders vermem gerekiyordu Adımlarınızı dikkatli atınAraştırmalarınızı size faydalı olmayacak şekilde değil, hem size hem de çevrenize faydalı olacak şekilde yapın
Gençler verdikleri cüzdan ve paralarını geri alarak Avni Efendiyle vedalaştılar Geri dönüş yollarında kendi kendilerini sorgulayarak araştırmalarına yeniden başladılar
Paylaşımcı:
Üzeyir Lokman ÇAYCI
|
|
|