10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ölmeyen Sevgi Masalı
Genç adam kollarında bir buket çiçek, sahile koşarak geldi Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı
Ellerinde yine her zamanki çiçeklerden vardı
Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller  
Sanki dalından yeni koparılmış gibi
tazeydiler Buram buram sevgi kokuyor,
aşk kokuyor en önemlisi de
özlem ve hasret kokuyordu güller  
Hepsinin üzerinde damlalar vardı Sanki ağlıyor gibiydiler Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi,
"Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum" dedi Az sonra sevdiğini
göreceği için kalbi yine deli gibi atmaya başlamıştı Ne zaman onu düşünse,
onunla buluşacağını hayal etse
kalbi hep böyle yerinden çıkacakmış
gibi oluyordu Senelerdir birbirlerini sevmelerinde rağmen ikisi de
sevgisinden hiç birşey kaybetmemişti
Onları hiç birşey ayıramazdı  Ne hasret,
ne ayrılık, ne de ölüm  
Genç adam telaşla saatine baktı Sevdiği
yine 1 dakika geç kalmıştı Üstelik o,
sevdiğini bekletmemek için dakikalarca
önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu Oysa o, her zaman kendisini bekletiyordu Herkesin bir kusuru
olurmuş diye düşündü Ve gözlerini
önündeki uçsuz bucaksız denize dikti  
Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği
kıza olan aşkı gibi denizin de sonu yoktu Sonsuzluğa uzanıyordu  Aslında bugün onlar için çok özel bir gündü Kendi
aralarında sözleneceklerdi Delikanlı önce bunu sevdiğine açmış, sonra da gidip
2 tane yüzük almıştı Bu kadar önemli bir günde bari, onu bekletmemeliydi Ama
alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye düşündü Güllerin yaprakları nedense hâlâ yaşlı idi
Bir türlü anlamıyordu onları Herşey bu
kadar güzelken neden ağlıyorlardı ki?
İşte az sonra sevdiği gelecek, ona
sarılacak, kucaklaşacaklardı  
Sonra söz yüzüklerini takıp, evliliğe
ilk adımlarını atacaklardı Genç adam
öyle heyecanlıydı ki, sevdiğine
kavuşmak için can atıyordu  
Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp,
uçuşan martılara  Ne kadar güzel dansediyorlardı havada
Tekrar saatine baktı genç adam Endişelenmeye başlamıştı Sevgilisi
yine geç kalmıştı, hem de çok  Bu kadar
geç kalmaması gerekiyordu
İşte hergün burada buluşmak için sözleşmiyorlar mıydı? Her gün sahilde, martılara bakarak, denizin onlara
anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp hasret gidereceklerine
söz vermiyorlar mıydı ? O zaman neden gelmemişti yine ?? Aklına kötü
düşünceler gelmeye başladı Hayır! Hayır, olamazdı Sevdiğine birşey olamazdı
Onsuz hayat yaşanmazdı ki  
O ölse bile devamlı benimle yaşar diye düşündü genç adam Bunun
düşüncesi bile hoş değildi
Gözlerini yere indirdi Gözyaşlarını
kimsenin görmesini istemiyordu
Zaten nedense etrafındaki insanlar
ona sanki kaçık gibi bakıyorlardı
Rahatsız olmaya başladı bakışlardan
Artık bıkmıştı  Yine sevgilisi geldi aklına  
Neden gelmedi acaba diye düşünmeye başladı Gözlerini kapattı 7 sene oldu
dedi 7 senedir hergün bu sahildeydi Sevdiğini bekliyordu Daha fazla
dayanamadı Kalbi parçalanacak gibi oluyordu Gözlerinden bir damla yaş
daha güllerin üzerine damladı Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun
evine gideyim diye mırıldandı  
Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi
yanına koyar, ona vermiş olurdu  
Genç adam ayağa kalktı, sevdiğiyle
buluşmak üzere, yeşil tepenin ardındaki
kabristana doğru yürümeye başladı  
|
|
|