Yalnız Mesajı Göster

Osman Gazi Ve Kırk Sandık - Osmanlı Hikayeleri

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osman Gazi Ve Kırk Sandık - Osmanlı Hikayeleri




Bilecik Tekfuru, tiftik sürülerini görünce, deliye dönmüştü Fakat onu asıl sevindiren şey, Kara Osman'ın tuzağa düşmesiydi Hele arkadan gelecek 40 sandık düğün hediyesini de duyunca, keçi sakalı titredi Böylesini Bizans Kayseri bile gönderemezdi

- Doğru mu dersin bre Mihal? Hakikaten 40 sandık hediye getirir mi bu Türkmenoğlu?

- Gözlerimle gördüm Sandıklar tam 40 taneydi

- Vay canına! Fakat gene de anlıyamıyorum Bu kadar ağırlığı niçin göze almışılar?

- Niçin almasın Haşmetlim (!) Burdan yaylaya, Domaniç dağlarına geçecekler ya Haremindeki 40 hatunu da beraber getirdiği için, 40 sadık hediyeyi gözden çıkarmış Osman Bey Düğünde sana yük olmak istemez Sonra, şanına layık bir armağan vermesi de gerekmez mi?

Bunları işiten tekfurun gözleri parlamıştı Tam Mihal Bey'in tahmin ettiği gibiydi Kadınları nasıl (köle) yapacağını düşünüyor olmalıydı

- Gelsinler Gelsinler dedi Biz de onlara öyle bir ağırlama merasimi yaparız ki, cümle aleme şân olur Muhteşem Bizans İmparatoru Palaologos hazretleri bile hayrette kalır

Söğüt kasabasında gizli ve heyecanlı bir hazırlık vardı Düğüne gidilecekti Kararlaştırıldığı gibi, büyük boyda 40 tane sandık hazırlandı Pırıl pırıl cilalı bu hediye sandıklarına, çok itina ediliyordu Hepsine altın süslemeler ve gümüş çiviler çakıldı Her birinin yan tarafına, küçük delikler açıldı O deliklerden kırmızı, beyaz ve pembe tüller sarkıtıldı Düğün evine gitmeye lâyık şekilde süslendi Nihayet içlerine hediyeleri de konuldu

Türkmen nineleri ise, haremdeki 40 yörük hanımını süslediler, donattılar Düğüne hazır hale geldiler

Öğleye doğru, kafile yolu çıktı 40 sandık hediye ve 40 Türkmen hatunu Bilecik'te sabırsızlıkla bekleniyordu

Osman Gazi, beyaz atıyla Tekfur sarayına girince, herkes hayret etmişti Çünkü yanında sadece 3 arkadaşı bulunuyordu Bunlar Abdurrahman Gazi, Konur Lap ve Akça Koca beylerdi

Tekfur, onları yapmacık bir nezaketle karşıladı Düğün ziyafetine buyur etti Ortalığı zaten şölen etleri kokusu kaplamıştı

Misafirleri, kayınpederiyle tanıştırdı İhtiyar Yarhisar Tekfuru da şaşalamıştı Öyle ya Bizans'a kan susturan meşhur Osman Gazi; bu kadar tedbirsiz, bu kadar hatalı olabilir miydi? Kendi ayaklarıyla, ölümüne koşar mıydı?

Herkes böyle birbirini süzerken, Büyükkapı tarafından gürültüler duyuldu Sevinç çığlıkları arasında yeni davetliler göründüler Meğer Mihal Bey, 40 sandık düğün hediyesini ve hatunları getirmişti Harem halkıyla birlikte, orta avluya geçtiler Prensesler ve Saray kadınları, yeni misafirleri ağırlamak için koşuştular Gelenler daha çok 13 yaşındaki güzel gelini merak ediyorlardı Gelin hanım, nedense şaşkın ve üzgün görünüyordu Kadınları için, orta avluya masalar hazırlanmıştı Osman Bey, hatunlarla aynı masaya oturmadığı için, onlar ayrı yerde ağırlanıyorlardı

Tam bu sırada Osman Gazi'nin gür ve erkek sesi ortalığı kapladı:

- Ya Allah Bismillah Allahüekber!

Besmele çekilmişti Buyruk verilmişti

Orta avludaki 40 Türkmen kızı, bu sesi duyar duymaz; şalvarları arasından eğri kılıçlarını çektiler Başlarındaki takma saçları, tülleri, peçeleri de atınca, ortaya 40 Osmanlı Bahadır'ı çıkıvermez mi?

Prenseslerin, düşeslerin, halayıkların çığlıkları arasında dış avluya hamle ettiler Bu sırada Mihal bey de, hediye sandıklarını açıyordu Her sandığın içinden, eğri palalı, pala bıyıklı Osmanlı Levedleri fırlayıverdilerOrtalık ana-baba gününe dönmüştü Şövalyeler, subaylar ve askerler çoktan pes etmişlerdi Zaten dövüşemeyecek kadar sarhoştular Belki zindanlarda, sarhoşluktan ayılırlardı O zaman ne olduğunu herhalde anlarlardı

Bilecik Tekfurunu sakalından yakalıyan Konur Alp, kılıcı havada seslendi:

- İzin ver beyim, şu keferenin kellesini uçurayım

Osman Gazi başını salladı:

- Olmaz Konur Alp, olmaz Biz buraya düğüne geldik, henüz düğün bitmedi ki

Ele geçen ganimet, savaşçılar arasında hemen oracıkta taksim ediliyordu Bunların en güzeli de, Osman Gazi'nin oğlu Orhan Gazi' ye düştü Teliyle, puluyla güzel gelin Helofira, Nilüfer adını aldı 18 yaşındaki Orhan Bey'le evlendiler Çok çok mesut bir hayat yaşadılar

Osman Gazi pek dindar bir Müslümandı Alimlere saygılı, fakirlere merhametliydi Adaletten hiç ayrılmazdı Dürüst ve doğru sözlüydü Buna rağmen savaşlarda, düşmanların hilesini en güzel şekilde alt ederdi Çünkü bilirdi ki sevgili Peygamberimiz , "sallallahü aleyhivesellem", harplerde hile yapan düşmanlara karşı, hile yapmaya izin vermişti


Alıntı Yaparak Cevapla