Yalnız Mesajı Göster

Kırmızı Araba Güzel Bir Hikaye|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırmızı Araba Güzel Bir Hikaye|Masal Ve Hikaye Özetleri




Altın Araba

Altın Araba Masalı

Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken, sinek berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken bir padişah varmış

Padişah bir gün vezirini çağırarak demiş ki :

Al şu bir lirayı Bununla bana bir koç alacaksın! Bu koçun etinden et, derisinden kürk isterim Verdiğim lirayı geri, koçu da diri isterim Sana kırk gün izin Söylediklerim yapılmazsa, kırk birinci günü boynunu cellada vereceğim

Vezir doğru odasına gitmiş Başını elleri arasına alarak kara kara düşünmeye başlamış Padişahın isteklerini yerine nasıl getirsin? Güç, hem de çok güç bir iş bu Sabaha kadar düşünen vezir, hiçbir yol, bir çare bulamamış Bunun üzerine, uzak ülkelere geziye çıkmaya karar vermiş Belki bir yol bulurum diye Hemen hazırlanmış Gün ışırken kimseciklere görünmeden saraydan ayrılmış, yola düşmüş

Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, bir de arkasına bakmış ki, bir karışçık yol gitmiş Başlamış gene yürümeye Çok geçmeden bir çiftçiye rastlamış Selam verdikten sonra demiş ki :

Çok yorgunum Uzun zamandır yürüyorum Ayaklarımda kuvvet kalmadı Şu yokuşun başına kadar sen beni taşı Oradan köye kadar da ben seni taşırım

Çiftçi, bu tanımadığı adamın sözlerine aldırmamış bile Hiç konuşmadan yürümeye devam etmişler Biraz sonra önlerine bir orman çıkmış Vezir, çiftçiye bu sefer de :

Gel bu ormana tek girelim, çift çıkalım! Ha, ne dersin?

Çiftçi bu sözlere de karşılık vermemiş

Gene yürümüşler, yürümüşler Çok geçmeden bir evin önüne gelmişler Kapıda bir kız duruyormuş O zaman çiftçi konuşmuş :

İşte, demiş, benim evim burası Vezir eve şöyle bir baktıktan sonra :

Evin güzel ama ahbap, demiş, dümeni eğri

Çiftçi bu sözlerden bir şey anlamamış Canı da sıkılmış Vezire cevap vermemiş Yüzüne bakmadan evden içeri girmiş

Vezir sokak ortasında yalnız kalmış Çaresiz gidip köy odasını bulmuş, oraya misafir olmuş

Akşam olduğu için çiftçi biraz sonra akşam yemeğine oturmuş Yemek sırasında çiftçinin onu üç yaşındaki kızı, babasına sormuş :

Baba, bugün seninle beraber köye kadar gelen sakallı amca kimdi?

Babası :

Tanımıyorum kızım, demiş, bugün ona yolda rastladım Bana bir çok şeyler söyledi Hiçbir dediğini anlamadım, cevap da vermedim

Kızın merakı artmış:

Nasıl şeyler söyledi de, demiş; anlamadın baba?

O zaman çiftçi anlatmış :

Önce, şu yokuşun başına kadar sen beni taşı, oradan da köye kadar ben seni taşıyayım, dedi Neden böyle istediğini anlamadım Kendisini hiç tanımadığım halde bana kendisini taşıtmak istediği için kızdım, cevap bile vermedim Biraz sonra ormana girdik O zaman da, gel bu ormana tek girelim, çift çıkalım, dedi Bu sözlerinden de bir şey anlamadım Canım da iyice sıkılmaya başladı Ama kendimi tuttum Sonra köye vardım O zaman başımdan salmak için burayı göstererek “işte benim evim” dedim Bana ne dese beğenirsin? Evin güzel ama dümeni eğri, demez mi? Tepem attı Şeytana uyup da elimden bir kaza çıkmasın diye hemen içeriye girdim Evin dümeni mi olurmuş? Deli mi ne?!

Babasının sözlerini dinleyen küçük kız :

Haksızlık etmişsin baba, demiş O amcanın her sözünün bir manası var Sen yemeğini ye de ben sana onun ne demek istediğini bir bir anlatayım istersen?

Yemek sırasında vezirin sözlerinin manasını kızından öğrenen çiftçi, sofradan kalktıktan sonra doğru köy odasına koşmuş Veziri bularak :

Affedersin Tanrı misafiri, demiş Ben yorgunluktan gündüz söylediklerini pek kavrayamadım Kulaklarım da biraz ağır işitir zaten Kusurumu bağışla! Yemekte düşündüm, ne demek istediğimi anladım Yokuşun başına kadar sen beni taşı, oradan köye kadar da ben seni taşıyayım demekle, yokuşun başına kadar sen konuş ben dinleyeyim, oradan köye kadar da ben konuşurum, sen dinlersin, demek istemiştim Ormana tek girip çift çıkalım demekle de birer değnek yapmamızı teklif etti Evime, güzel ama, dümeni eğri, demekle de, kızın güzel ama, burnu eğri demek istemiştin, değil mi ?

Çiftçinin sözlerini dikkatle dinleyen vezir :

İyi bildin ama, demiş, bunlar senin aklının işi değil Doğru söyle, bunları sana kim öğretti?


Alıntı Yaparak Cevapla