Prof. Dr. Sinsi
|
Küçük Çin Balığı|Masal Ve Hikaye Özetleri
KÜÇÜK ÇİN BALIĞI
Bir gün, bir denizde, onsekiz, yirmi metrede, küçük bir balık yanaştı kulağıma  Balıkça bilir misin dedi  Bilmez miyim  Hemen başımı salladım Dinle dedi, sana bir sır vereceğim  Neymiş o dedim  Ağzımdan kabarcıklar merakla yükseldi 
Aşığım dedi küçük balık çok aşığım  İşte o günden beri kıskanırım küçük balıkları için için 
Küçük balıkla dost olmayı düşledim  Bir deniz kestanesi kırdım, mutlu düşleri, başka bir balığın peşinde yedi, deniz kestanesini  Adın ne senin dedim usulca
Adım mı? bilmem  Benim adim yok, ben balığım dedi  Peki sana küçük Çin balığı desem olur mu? dedim  Seni mutlu mu edecek dedi  Belki de eder kim bilir
Peki benim adim küçük Çin balığı olsun dedi,
Yüzdük, yüzdük, yüzdük  Yoruldum dedim, biraz dinlenelim mi? Yüzüme baktı, olur dedi küçük Çin balığı  dinlenelim Niye yüzüme baktığını anlayamadım, sorsam mi dedim; soramadım, ağzımın ucunda bir soru kaldı ve küçük çin balığı bunu fark etti Toparlandım hemen, nereye yüzüyorduk?
Bir yerlere mi yüzmeliydik dedi,
Bilmem dedim gayri ihtiyari bilmem  Yüzüyorduk öylece dedi küçük çin balığı
Yetmez mi ki, bu sana 
Yeter, yeter dedim
Dedim ama İçimde garip bir şey kıpırdadı adını koyamadım Öylece yüzmeye devam ettik, öylece  Sanki yıllardır düşlediğim, hedefi olmayan, sadece elini tuttuğumda içiminin ısındığı bir sevda gibi
Öylece yüzüyorduk  
Ben, bir adam, o, bir balık  Küçük çin balığı 
Sanki düşlerimi okudu istersen ayrılalım dedi  Neden, nedenmiş o?
İstersen ayrılalım ona yaklaşıyoruz O mu? O da kim? Ne çabuk da unuttun  hani sırrım, hani aşık olduğum 
Bir yudum sessizlik düğümlendi içimde  Onca sessizliğin içinde zamanı mıydı simdi?
Neler oluyor bana  Bu oksijen narkozu olmalı, biraz yukarı çıkmalıyım
İki metre, evet evet İki metre yeter Vedalaşmadan mı gidiyorsun? Ne diyebilirim, sen, bir düş değil misin 
Sen, benim düşlerimin küçük çin balığı değil misin  Usulca süzüldü, yanağıma sokuldu, soğuk suların tüm sıcaklığıyla  Tüpüm bitmek üzere
Çıkmalıyım Dönünce? 
Bekleyeceğim seni, kendine iyi bak, böyle hüzünlü bitmesin dedi ve maviliklerin içine doğru süzülüp kayboldu  Anlamsız, içim bos, yükselmeye başladım Çıktığımda yanımdakiler telaşlıydılar 
İyi misin?
Biraz söyle uzan istersen 
Ayşegül de belli etmemeye çalıştığı panikle yanağımı tuttu, canım, iyisin değil mi? Başımı salladım, gözlerine bakamadım 
Her şeyi bir anda ele veririm gibi  Vazgeçsen su sevdadan, her seferinde böyle beklemek  Vazgeçmek mi bu sevdadan dedim, usulca, daha neresindeyim onu bile bilmeden  kıyıya akşamın hüznü çöktü 
En sevdiğim saatlerde, keyifsiz yudumladım koladan Ayşegül, kadınsı içgüdüleriyle huzursuz, bense bir balığa  
Saçmalıyorum Hep istediğim şey oluyor, sistemli deliriyorum,
Evet, iste böyle olsa gerek, sistemli deliriyorum  Toplanıp gitmek istiyorum her şeyi Elbiselerimi, tüpümü,her şeyi Ayşegül de dahil, her şeyi bırakıp gitmek istiyorum  Anlamsız bir hırsla eşyalarımı topladım  Valizim tıkış tıkış, içim de öyle Ve içimden kaçıp kopmak geliyor yasamdan, kopup esmek dağlara doğru 
Ama ya, ömrüm boyu, yakama yapışırsa küçük çin balığı 
Ya, yaşamım boyunca, soğuk suların sıcak öpücüğü gibi rüyalarımı basarsa  Tüm bitiremediğim aşklarımdan biri olursa Düşüncelerime inanamıyorum
Liseli gençlerin aşkı kokuyor  Yok yok 
Tekrar dalmalıyım, bu salakça düşü noktalamalıyım  
Sabahın ilk ışıklarıyla terleyerek uyandım Elbiselerimi, paletimi zor topladım Sahilin ıssızlığında giyindim, henüz günesin ısıtamadığı sularda ürperdim Yavaşça mavinin büyüsüne bıraktım kendimi  Liseli heyecanım başladı Soğuk suların içinde ellerim terledi, ilk aşkımı hatırladım Aşkımı mektupta ilan edebilmiştim  O da kabul etmişti Sonra buluşmaya karar verdik Onu ilk gördüğümde düşecekmiş gibi olmuştum Bunu nasıl da unutmuşsum 
Dudaklarımın ucuna salakça bir liseli gülümsemesi yapıştı, öylece süzülüyorum mavilere Biran önce havamı bitirip çıkmak ve bu salakça düse son vermek için  Binlerce balık süzülüp geçiyor yanı başımdan oraya buraya dağılıveriyor 
Ben ise, küçük çin balığını arıyorum 
Belki de umutlarımı, küçüklüğümden beri kurduğum düşleri, küçük olduğum için savaşamayıp kaybettiğim aşkımı  Kısacası kendimi arıyorum 
Ya ben dedi, küçük çin balığı yumuşacık bir sesle  Ya ben! Binlerce volta tutulmuş gibi sıçradım soğuk suların içinde Sular kaynadı, kaynadı da yaktı beni sanki  Bir nefes daha almayacakmışım gibi geldi tüpümden, öylece kendimi bırakıvermek maviliklere 
Ama sen Sen, diye şaşkın kekeledi küçük çin balığı  Sen bana  Evet, küçük çin balığı, ben sana  İçimde yılların boşluğu doluverdi Bir söz, üstelik bir tamamlanmamış söz  Donduk, donduk da kaldık sanki öylece
Laf bitti koskoca denizde Laf bitti  Ne olacak simdi dedim 
Hiç dedi;
Yüzeceğiz Sen, daha mutlu Ben, şaşkın ve düşünceli  Neden şaşkın ve düşünceli diyemedim  Unutma, ben aşığım dedi, simdiyse şaşkın, sen yıllardır düşlediğimsin, olamayacak hayalimsin ve iste karşımdasın, ansızın çıkıp geldin, beni, çok etkiliyorsun ama ben, yine de aşığım  Yüzdük, lafın bittiği denizlerde  Mavilikler bir garip, artık eski renginde değil
Sanki, sanki küçük çin balığının pırıltıları solmuş Sanki, küçük çin balığı, tanımlayamadığı garip bir hüzün dalgasında sürükleniyor
Elimi uzattım  Yüzüme dostça bir gülücük oturttum  Oysa içim? Havam bitmek üzere  Biliyorum dedi, benim de zamana ihtiyacım var, bunu da sen biliyorsun, ama dostluğum hep yanında olacak  Bakışlarımı gizledim, anlamlarını körelttim, aklımı onda bırakıp, yukarıya süzüldüm  Ayşegül sahilde öylece hareketsiz 
Yanıma gelmedi, gittim yanına oturdum  İkimizde denize dönük  Nasıl bir oyun bu dedi, sesinin son enerjisi ile nasıl bir oyun bu?
Bilmem dedim, bilmem  Belki de ölümcül
|