Prof. Dr. Sinsi
|
Habib Baba - Kimdir Kısaca Hayatı
Habib Baba, 4 Murad devrinin gizli, kimsenin bilmediği
dostlarındandır Yaşlıdır,fakirdir, gariptir Fakat Rabbinin katında da
alemlere denk bir değerin sahibidir
Yaşlı Habib Baba, uzun bir kervan yolculuğunun sonunda İstanbul'a
gelmiştir Yolculuğunun tozunu, yorgunluğunu atmak için bir hamama gider  
Niyeti, şöyle iyice bir keselenip, paklanmak  Bedenini de ruhuna denk
kılmaktır
Fakat hamamcı Habib babayı içeri sokmak istemez
'Bugün' der, 'Sultan Murad'ın vezirleri hamamı kapattılar, dışarıdan
müşteri
alamıyoruz '
Habib baba üzülür  Rica, minnet eder, yalvarır  
'Ne olursun' der, 'kimseye varlığımı belli etmem, aceleyle yıkanır çıkarım
Bu tozlu bedenle Rabbime ibadet ederken utanıyorum Binbir dil döker Hamamcı
ehl-i insaftır  Dayanamaz  Kabul eder  Hamamın en sonundaki odayı
göstererek   
'Baba şu odada hızla yıkanıp çık, parada istemem Yeter ki vezirler, senin
farkına varmasınlar '
Habib baba sevinerek kendine gösterilen yere girer Yıkanmaya başlar  Ve
bu arada hamamcının karşısında yeni bir müşteri belirir Boylu, poslu,
genç,
yakışıklı biridir bu gelen Onunda görünümü fakirdir  Ama sadece
görünümü  İkinci müşteri kılık değiştirmiş, 4 Murad'dır O gün
vezirlerinin topluca hamam alemi yapacaklarından haberdar olan padişah
merak
etmiştir
'Hele bir bakalım' demiştir, 'bizim vezirler, hamamda benden uzakta, kendi
başlarına ne yaparlar, nasıl eğlenirler?'
Ve bu merak padişahı, tebdil-i kıyafet ettirerek, hamama getirmiştir
Az önce yaşananlar bir kez daha tekrarlanır  
Hamamcı vezirler der almak istemez  Padişah ise, ne olursun der, bastırır
ve padişah galip gelir  Habib babanın yıkanmakta olduğu odayı göstererek,
genç padişahın kulağına fısıldar:
'Şu odada bir ihtiyar yıkanıyor Sende sar peştemali beline, gir yanına  
Beraber sessizce yıkanın, bir an evvel çıkın  Ve ekler: 'Aman ha!
Vezirler
varlığınızı bilmesinler '
Sonra 4 Murad da Habib babanın yanına süzülür Beraber sessizce yıkanmaya
başlarlar Bu arada, hamamın büyük salonundan gelen tef, dümbelek, şarkı,
türkü sesleri ortalığı çınlatmaktadır  
Habib babanın gözü, genç hamam arkadaşının sırtına takılır Biraz kirlenmiş
gibi gelir ona  hikmeti gereği dostuna, o yanındakinin tedbil-i
kıyafet etmiş padişah olduğunu ilham etmemiştir  
Ve yanındakini, görüntüsüne uygun, kendi gibi fakir bir delikanlı zanneden
Habib baba yumuşak bir sesle konuşur:
'Evladım' der, 'Sırtın fazlaca kirlenmiş, müsade edersen bir
keseleyivereyim '
Padişah aldığı bu teklif karşısında şaşkınlaşır ve bü yük bir haz duyar  
Haz duyar, çünkü ömründe ilk defa biri ona, padişah olduğunu bilmeden, sırf
bir insan olarak, karşılık beklemeksizin bir iyilik yapmayı teklif
etmektedir
Memnuniyetle Habib babanın önünde diz çökerken: 'Buyur baba' der, 'ellerin
dert görmesin'
Bu arada içerideki alemin sesleri hamamı çınlatmaya devam etmektedir Habib
baba, 4 Murad'ın sırtını bir güzel keseler  Fakat padişah kuru bir
teşekkürle yetinmek istemez Ne de olsa insandır ve o da her insan gibi
kendine yapılan iyiliklerin kölesidir
'Baba' der, 'gel bende senin sırtını keseliyeyim de ödeşmiş olalım ' Habib
baba, teklifin kimden geldiğinden habersiz, tebessümle;
'Olur evlad' deyip, sultanın önünde diz çöker Bu arada, Sultan Murad kese
yaparken bir yandan da Habib babayı yoklar, ağzını arar  
'Baba' der, 'görüyormusun şu dünyayı  Sultan Murad'a vezir olmak
varmış  
Bak adamlar içerde tef,dümbelek hamamı inletiyorlar, sen ve ben ise burada
iki hırsız gibi  '
Habib baba Sultan Murad'ın cümlesini tamamlamasına fırsat bil e bırakmaz,
kendi hükmünü söyler  Sultan Murad'ın Habib babadan duydukları, ağzı açık
bırakıp, keseyi elden düşürten cinstendir:
'Be evladım' der, Habib baba, 'Sultan Murad dediğin kimdir? Sen asıl
Alemlerin Sultanına kendini sevdirmeye bak ki, O seni sevince sırtını bile
Sultan Murad'a keselettirir  
alıntı  
|