Yalnız Mesajı Göster

Abdullah Tukay Kimdir

Eski 10-24-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdullah Tukay Kimdir




Abdullah Tukay, mensubu olduğu Tatar Türklerini medeni milletlerin safında görmeyi arzu etmektedir Bunun için Tatarlara yol gösterir, hedefler işaret eder İçinde bulundukları taassup ve cehaletten dolayı onları tenkit eder, kusurlarını gözler önüne serer Maksadı, Tatar Türklerini suçlamak veya küçük görmek değil, bu tür ifadelerle onların gafletten kurtulmalarını sağlamaktır

Tatar Türklerinin asırlarca maruz kaldığı Rus baskısı ve yasaklar pek tabiî Abdullah Tukay’ı da etkilemiştir Bu sebeple ilk şiirlerinden itibaren hayatının sonuna kadar yazdığı birçok şiirinde “hürriyet” temasını işlemiştir Şair, hürriyeti, ferdî planda ve millet hayatında yaşanılan esaretlerden yola çıkarak ele almaktadırwwwfrmsinsinet Ona göre, geri kalmışlık, cehalet, uyuşukluk, tembellik, dar kalıpların dışına çıkılmayan medrese hayatı, başlı başına birer esarettir Cehalet yuvası olarak nitelendirdiği medresede kısacık ömrünün on yılını geçirdikten sonra oradan ayrılıp hür ve geniş bir dünyaya çıktığı sıralarda şiirler daha fazla uğraşma imkanını bulur Böylece şahsi hayatında, etrafını saran esaretlerin körüklediği hürriyet aşkı şiirlerine akseder

1905 ihtilalinden sonra bütün Rusya’da esen hürriyet havası içerisinde Abdullah Tukay, Tatar Türklerinin her alandaki hak ve hürriyetlerinin iadesi konusunda gelecekten ümitlidir Ancak, kültür seviyesinin düşüklüğü ve bilgisizlik sebebiyle, halkın halklarından haberdar olmayışı, şairi endişeye düşürmektedir Bu yüzden şiirlerinde halkın dikkatini hürriyet konusunda yoğunlaştırmak ister[15]

Abdullah Tukay’ın üzerinde ısrarla durduğu konulardan biri de cehalettir Cahil olmak ayıplanacak bir haldir; cahil olana dünya dardır Mehmet Akif ve Tevfik Fikret gibi Abdullah Tukay da, milletin ilerlemesinin ancak ilim ve fen ile mümkün olacağına inanmaktadır[16]

20 yüzyıl başlarına gelindiğinde ders programlarında pozitif ilimlerin bulunmadığı Buhara modeline göre tanzim edilmiş medreseler gerek müfredat, gerekse metod itibariyle çağın gereklerine cevap veremeyecek hale gelmiştir Coğrafi bakımdan Batı dünyasından uzak olan Kazan Türkleri, Batı’nın ilmini Ruslar vasıtasıyla da alamamışlardı Tatar talebeleri arasında, dini esaslara dayalı eğitim ve öğretim veren medreselere karşı hoşnutsuzluk başlar, tedrisat metodlarında reform yapılması yolundaki istekler artar 1905 yılında gizli toplantılar tertip etmek, gizlice gazeteler çıkarmak suretiyle başlayan bu hareket, eski öğretim taraftarı muallim ve mollalara, medrese açıp, idare eden zenginlere karşı açıktan açığa mücadele vermeye, hatta toplu olarak medreseyi bırakmaya kadar varan boyutlara ulaşır Medreseden ayrılan talebeler, Rus okullarına giderek öğrenimlerine devam ederler

Fikir gazetesinin 17 Eylül 1906 tarihli 34 sayısında yayımlanan “Hissiyat-ı Milliye” başlıklı makalesi ve yine aynı gazetede yayımlanan “Medreseden Çıkkan Şekirtler Ni Diyler?” adlı şiiriyle Abdullah Tukay da yenilik taraftarı talebeleri wwwfrmsinsinet teşvik etmekte ve desteklemektedir Söz konusu makale ve şiirde medreselerin o yıllardaki durumunu anlatmakta, medreseyi bırakan talebelerin haklılığını ispat etmeye çalışmaktadır[17]

Abdullah Tukay’ın hayatının sonuna kadar değişmeyen fikirlerinden biri de, taassuba ve din adamlarına karşı olmasıdır Din adamlarına değer veren zenginleri de sevmediğini pek çok şiirinde ifade etmiştir Ona göre zenginlerin yegane işi, eski usulde eğitim veren medreseleri açmak, molla ve hocaları beslemektir Mutaassıp hocaların hüneri ise, zenginlere dalkavukluk ederek davetlerde yemek yemektir[18]

Tatar Türklerinin 20 yüzyılın başlarında karşılaştığı her türlü problemi şiirlerine konu alarak çözüm yolları gösteren Abdullah Tukay, geleceğin teminatı olarak gördüğü çocukları unutmamış ve onlarla ilgili pek çok şiir yazmıştır Abdullah Tukay söz konusu şiirlerinde, çocuklara arzu edilen örnek insan olmaları için tavsiyelerde bulunmaktadır Bilgisizlikten kurtulmak, sosyal anlamda gelişip toplumda itibarlı bir yere sahip olmanın tek şartının okumak ve çalışmaktan geçtiğini ısrarla belirtmektedir Özellikle köylü çocuklarının içinde bulundukları sosyal statüyü değiştirmek için tahsil görmelerinin ve çok çalışmalarının gereğine işaret etmektedir “Ata ile Bala” adlı şiirinde cehaletin, fert, cemiyet ve millet hayatında her türlü kötülüğün kaynağı olduğunu belirten bir baba oğluna, okumuş bir insanın üç cahille değiştirilemeyeceğini anlatır ve ondan okumasını ister Abdullah Tukay’a göre, okul, hayat kaynağı, cehaletin söndürüldüğü yerdir Tabiatın sessizlik ve durgunluk vakti olan kış mevsiminde bile köy mektebi ışık saçmakta, neşe ve canlılık getirmektedir[19]

Abdullah Tukay çocukların eğitimi konusundaki görüş ve tekliflerini, sözlü gelenek edebiyatı türlerinden istifade ederek anlatmak suretiyle de çocukların dikkatini çekmektedir Abdullah Tukay, Tatar çocuklarının okul öncesi dönemlerden aşina olduğu efsane, atalar sözü, masal ve ninni gibi anonim halk edebiyatı türlerini yeniden işleyip şiire çevirerek, okulun ve okumanın önemi konusundaki mesajlarını öğrenciler tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır Sözgelimi, “Su Anası” şiirinde, bir köylü çocuğunun ağzından “Su Anası” masalını işlemektedir İyilik ile kötülüğün mücadelesini konu alan bu wwwfrmsinsinet masalda muhayyel bir varlık olan su anasının altın tarağını alan köylü çocuğunun yaşadığı korku ve heyecan dolu olaylardan sonra yaptığı işin ahlaka uymadığını, annesinin ikazıyla anlayarak, tarağı iade etmesi anlatılır Çocuklara hakkı olmayan şeyleri almamaları ve dürüst olmaları öğütlenir

Çocukların dünyasında hayvanların özel bir yeri olduğu gerçeğini dikkate Alan Abdullah Tukay, çocuklar için yazdığı şiirlerinde hayvan masallarından faydalanmayı da ihmal etmemiştir Kedi, köpek, keçi, teke, tavşan ve bülbül gibi hayvanları konu alan şiirlerinin hareket noktası hayvan sevgisidir






Alıntı Yaparak Cevapla