|  10-24-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Ahmed Han İi - Kimdir 
 
            Ahmed Han II Osmanlı sultanlarının yirmi birincisi ve İslam halifelerinin seksen altıncısı
  Sultan İbrahim Hanın üçüncü oğlu olup, 25 Şubat 1643’te Hadice Muazzez Valide Sultan’dan doğdu  Şehzadeliğini sarayda geçiren Ahmed Han, iyi bir tahsil gördü  22 Haziran 1691’de ağabeyi İkinci Süleyman Hanın ölümü üzerine Osmanlı tahtına geçti  Kırk sekiz yaşında tahta geçen Sultan İkinci Ahmed Han, daha birkaç gün önce ordunun başında Avusturya üzerine sefere çıkan sadrazam ve serdar-ı ekrem Fazıl Mustafa Paşaya, sadaretinin devamına dair bir ferman gönderdi  Belgrad önlerine ulaşan Fazıl Mustafa Paşa, Peter Varadin önlerinde bulunan Avusturya ordusu üzerine yürüdü  Orduya henüz Kırım kuvvetleri katılmamıştı  Bu durumu fırsat bilen Avusturya ordusunun kumandanı 25 Ağustos 1691 günü derhal taarruza geçti  Slankamen muharebesi adı verilen savaşın ilk anlarında Osmanlı askeri galip durumdaydı  Ancak sadrazam Mustafa Paşanın şehid düşmesi üzerine durum birden Osmanlı ordusu aleyhine döndü ve hezimetle neticelendi  
 Slankamen mağlubiyetinden sonra ilerleyen Avusturya kuvvetleri Kasım ayında Varat Kalesini kuşattılar
  Sultan, yeni sadrazam Arabacı Ali Paşayı sadaretten alarak, Diyarbakır valisi Hacı Ali Paşayı tayin ve Avusturya üzerine sefere memur etti  Bu sırada Avrupa devletleri Osmanlı-Avusturya Savaşının durdurulması için girişimde bulundular ise de, netice alamadılar  Diğer taraftan zamanında yardım ulaşmayan Varat Kalesi, Avusturyalılara teslim olmak mecburiyetinde kaldı  
 1692 Haziranının sonlarına doğru sadrazam Hacı Ali Paşa Edirne’den hareketle Belgrad’a vardı
  Kaleyi tahkim ve tamirden sonra, Avusturyalıların kışlağa çekilmeleri üzerine Edirne’ye döndü  Sadrazam, Avusturya ile uğraşırken, Venedik donanması da Girit’e asker çıkardı  Kaptan-ı derya vezir Damad Yusuf Paşanın donanma ile Hanya önlerine gelmesi üzerine Venedikliler muhasarayı kaldırarak geri çekildiler  
 1693 yılı Mart ayı sonlarında Bozoklu Mustafa Paşa sadarete getirildi
  Yeni sadrazam Temmuz ayında Avusturya seferine çıktı  Hedef, Erdel’i geri almaktı  Avusturya ordusunun Belgrad’ı kuşatması üzerine sadrazam Belgrad’a yöneldi  Kırım Hanı Selim Giray’ın Avusturyalılar’ın yardımına gelen bir orduyu mağlup etmesi üzerine, kuşatma kaldırıldı  Serdar-ı ekrem, çekilen düşmanı takiple çok zayiat verdirdi ve 17 Eylülde Belgrad’a girdi  Kışın yaklaşması üzerine Osmanlı ordusu Edirne’ye döndü  
 Stratejik önemi pek büyük olan Narenta Kalesi 28 Haziran 1694’te Venedikliler tarafından işgal edildi
  Geri almak için yapılan teşebbüsler netice vermedi  Bu hadiseden bir süre sonra sefere çıkan Osmanlı ordusu Varadin Kalesini kuşattı  Ancak bu sırada, Malta, Floransa ve Papalık filolarından müteşekkil bir Venedik donanması Sakız’ı zaptetti  Buna çok üzülen Sultan İkinci Ahmed Han, sadrazama bir hatt-ı hümayun göndererek geri dönmesini ve Sakız adasının geri alınmasını emretti  Kaptan-ı deryalığa amcazade Mezomorta Hüseyin Paşa tayin edildi  
 Öte yandan Osmanlı Devleti dış gailelerle uğraşırken içte de bazı hadiseler vuku bulmaktaydı
  Irak ve Hicaz’da çıkan isyanlar ile Suriye’de Sürhan ve Maanoğullarının aleyhte faaliyetlerini Sultan Ahmed Han anında aldığı tedbirlerle önledi  
 Bu sırada Sakız Adasının geri alınması için yola çıkan Hüseyin Paşa, ada açıklarında Venediklilerle çarpışırken Sakız’ın elden çıkmasının acısı ile üzüntüden hastalığı ağırlaşan Sultan Ahmed Han, 6 Şubat 1695 tarihinde fetih haberini alamadan, elli iki yaşında Edirne’de vefat etti
  Naşı, İstanbul’a nakledilerek Kanuni Sultan Süleyman Hanın türbesine defnedildi  
 Çok merhametli ve vatanperver olan Sultan İkinci Ahmed Han, hasta olduğu zamanlarda bile, devlet işlerinden asla el çekmezdi
  Haftada iki gün yapılan divan toplantılarının dörde çıkarılmasını emretti  Toplantıları bizzat takip eder, yaptığı herhangi bir hatayı düzeltmekten çekinmezdi  Adil bir sultan olarak yaşayan Ahmed Han, milletini memnun etmek için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışmıştır  Sanatkarları korur, taltiflerde bulunarak daha iyiye ve güzele doğru yönlendirirdi  İyi bir hattat olan Sultan Ahmed Hanın yazdığı Kur’an-ı kerimler ve çoğalttığı kitaplar vardır  Diğer Osmanlı sultanları gibi aynı zamanda iyi bir şairdi  
 
 
 | 
	|  |   |