10-21-2012
|
#6
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hz Muhammed İle İlgili Bunları Biliyor Muydunuz?
Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) hicret edeceği gece, Kâbe’yi görünce; “Ey Mekke! Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin Ama senin çocukların beni rahat bırakmıyor” dediğini  
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) hicret esnasında Mekke’yi terk etmesinin 622 yılının 12 Eylül’ünü 13’üne bağlayan gece olduğunu  
Hz Peygamberin (Sallallahu aleyhi ve sellem) hicreti beraber yapacaklarını söylemesi üzerine Hz Ebubekir (r a )’in sevinçten ağladığını… Kızı Aişe’nin (r a ); “O güne dek, Ebubekir’in bu sözleri duyduğunda ağladığı gibi bir kişinin sevinçten ağlayabileceğini bilmiyordum” dediğini…
Medinelilerin bir iç harbi olan Buas savaşlarının Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) davetini kabule zemin hazırladığını, bu yüzden Hz Aişe’nin: “Buas günü Allah’ın (c c ), Rasulüne takdim ettiği bir gün olmuştur” dediğini
Peygamber-i Zişan (Aleyhissalatu vesselam)’ın hicret sırasında Hz Ebubekir’den (r a ) satın aldığı devenin isminin Kasva (diğer ismi Adba’dır ) olduğunu… Kasva'nın Benû Kuşeyr kabilesinden 800 dirheme alındığını ve H Ebubekir'in hilafeti sırasında öldüğünü 
Üç gün saklandıkları Sevr dağına Nebiyy-i Zişan’ın (Aleyhissalatu vesselam) tırmanışı anlatılırken bir rivayette şöyle dendiğini; “Dağ yolunda, ayak izleri belli olmasın diye, ayakuçları üzerinde yürüyordu Sonra, nalınlarını çıkarıp yürüdü”
Hz Ebubekir'in (r a ) kızı Aişe validemize; "Ben ve Rasulullah (Aleyhissalatu vesselam) mağaraya sığınırken bizi görmeliydin Peygamberin ayaklarından kan damlaları görünüyordu Benim de ayaklarım kaskatı birer taş gibi olmuştu Çünkü Rasulullah (Aleyhissalatu vesselam) yalın ayak gezmeye alışmamıştı" dediğini…
Rasul-i Ekrem’in Sevr dağında sığındıkları mağaranın isminin “Athal” olduğunu…
Hz Ali’nin, Fahr-ül Alemin’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) ayrılmasından üç gün sonra Mekke’yi terk ederek yaya olarak Medine’ye hicret ettiğini  
Beni Eslem kabilesinden Büreyde bin Eslem’in yanında 70 süvari ile hicret eden kutlu kafileyi yakalamak üzere geldiğini, fakat onlara yaklaştıkça kalbinde iman nuru parlamaya başlayıp, nihayet yanlarına geldiğinde; “Ya Rasulullah! Sizin böyle bayraksız yürümenize gönlüm razı olmuyor İzin verin de alemdarınız (sancaktarınız) olmak şerefine kavuşayım” deyip, izin alınca da, sarığını çözüp kargısının ucuna bağladığını ve bu şekilde Kuba’ya kadar önde sancaktarlık yaptığını…
Mekke ile Yesrib (Medine) arasının 473 kilometre olup, bu yolun o zamanlarda deve üstünde 13–14 günde alındığını Hâlbuki bu yolun sahil yolundan ve süratle gelmek suretiyle Allah Rasulu (Sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından sekiz günde alındığını 
Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye teşrifinden önce Kuba’da, Amr bin Afv kabilesi içinde, Külsüm bin Hidm'in evinde 14 gece misafir kaldığını Bazı Siyer yazarlarının, Sa'd bin Hayseme'de misafir olduğunu söylediklerini İki rivayetin arasını te'lif edenlerin ise geceleri Külsüm bin Hidm'e misafir olduğunu, gündüzleri ashabı ile oturup görüştüğü yerin ise İbn-i Hayseme'nin evi olduğunu söylediklerini…
Allah Rasulü’nün (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye teşrifinde Ben-i Neccar sülalesinin küçük kızlarının ellerinde deflerle büyük bir sevinç içinde: “Biz Neccar sülalesinin kızlarıyız Ne güzeldir Muhammed’in komşuluğu” beyitlerini hep bir ağızdan söylediklerini Onların bu coşkusuna tebessümle mukabele eden Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) “Gerçekten beni seviyor musunuz?” sorusuna; “Evet” dediklerinde, Peygamberimizin; “Vallahi, benim de kalbim size karşı sevgiyle dopdolu” buyurduğunu  
Bera bin Azib’in “Medine halkının Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye teşrifine sevindikleri kadar başka hiçbir şeye sevindiklerini görmedim” dediğini  
Allah Rasulu’nun (Aleyhissalatu vesselam) Eba Eyyub-u Ensari’nin evinde 7 ay misafir olduğunu  
Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye teşrifinde Ebu Eyyub hazretlerinin devenin yükünü çözüp evine götürdüğünü Efendimizin (Aleyhissalatu vesselam) kendilerinde misafir olması için yalvaranlara; “Bir adam yüküyle beraber olmalı” buyurduğunu…
Rasul-i Ekrem’in (Aleyhissalatu vesselam) Medine’ye teşrifinde Müslüman olan Yahudi âlimi Abdullah Bin Selam’ın (r a ) bu kutlu gelişe çok sevindiğini, hatta halasının kendisine: “Yemin ederim ki, İmranoğlu Musa’nın Medine’ye gelişini duysaydın, bu kadar sevinmezdin” dediğini  
|
|
|
|