10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ben Seni ßilmeden Sevdim
, seni; adını bilmeden sevdim Ve, “var”lığınla gülüşünü  
Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim
Ve, “yar”lığa süzülüşünü
Ben seni, sesini duymadan sevdim  
Ve duymadan nefesini
Ben seni adını bilmeden sevdim  
Ama; sevdim! 
Üşüyüşünü sevdim  
Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü;
“Gel, ısıt” deyişini! 
Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi  
Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim  
Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim
Bir de;
“Gel, ışıt” deyişini! 
Ben seni, adını bilmeden sevdim
İhtiyacım  Cevabım  
İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam  Gökkuşağım, ışığım  Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem  
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem  
  Sevdim işte!
Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim  Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı!
Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim
Ben seni, sesini duymadan sevdim
Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni  
  seni sevdim
Seni sevdim
İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle  
Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım
  Koklayamadım!
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına  
Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk? Hangi yıldızlar mahpus içinde?
Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim! 
Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden  Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden  
  seni bilmeden sevdim
Seni, “bilmeden” sevdim!
Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler  
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı!
Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim
|
|
|