10-21-2012
|
#17
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşk Şiirleri [ Devv Arşiv ]
Yine bir akşam üstü  Ve ben yine bulutlarla beraber çay içiyorum  Az şekerli Aylardan ekim Üç gün sonra dolunay çıkacak Hava birazcık serin gibi Senin yanımda olmanı istediğim akşamlardan birisi işte Her akşamki gibi yine boş ve yine sabaha gebe Sanki kar yağacakmış sanıyorum Birazcık serin dedim ya işte bu serinlik sadece bu akşama özgü bir serinlik değil Temmuz dada böyleydi hava benim için Seni arıyorum
Belki biraz sana sarılır ısıtırım kendimi diye düşünüyorum Sen yanımda olsan belki şubat ta bile yalınayak gezebilirim Şubat bile üşütmez beni yanımda olsan Hatta mart bile bir şey yapamaz Eminim Sen yanımda olsan deniz kenarına bile giderim seninle Deniz donmuş bile olsa sen yanımda olunca bana bir şey olmaz bilirim Ben kardan adam yapmaya bayılırım Ama kardan adam yaparken hiç sabır edemem Biran evvel olsun da bitsin diye acele ederim Hele o en son havucu burun olarak takmak yok mu işte o bitiriyor beni Kömür ile göz ve dudak yapıp ona gülümsemeyi öğretmek bir başka haz benim için Tabi birde boynumdaki kaşkolu üşümesin diye onun boynuna dolamak sanki birisine büyük bir iyilik yapmışım hissini verir bana hep İşte sadece o zamanlar sevmem ben güneşi Zaten ben üşümesin diye ona kaşkolumu vermiştim niye doğuyorsun aptal güneş Sen yanımda olsan seninle de kardan adam yapardık Ama o zaman ben hiç acele etmezdim Ne kadar uzun sürerse sürsün beklerdim İsterse hiç bitmesin Beklerdim Bir daha ki kışı bile beklerdim sen yanımda olsan Sen yanımda olsan bu sefer havucu kardan adamın burnuna takmazdım Seninle beraber oturur kıtır kıtır yerdik Bize okulda öğrettiler Havuç gözlere çok iyi gelirmiş Hep öyle derdi zahide öğretmen Zaten benim de senin gözlerine ihtiyacım var Onlara iyi bakmam lazım Her gün bir havuç yerdik seninle Sırf gözlerine iyi gelsin diye
Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var
Sonra kardan adamın gözlerini ve dudaklarını yapardık Ben gözlerini yapardım sende dudaklarını yapardın Dudaklarını sen yaptığın içinde gülümsemeyi öğretmek sana düşerdi Eminim ona çok iyi öğretirdin gülümsemeyi Aynı senin gülüşün gibi sımsıcak gülerdi biliyorum İyi öğretirdin Sen yanımda olsan kaşkolumu sana verirdim Nasıl olsa kardan adam gülümsemeyi öğrendi ya üşümez artık Artık güneş bile çıksa üzülmem ben Sen yanımdasın ya bir tane kardan adam daha yaparız güneş batınca Güneş doğunca yine eritir onu Biz bir tane daha yaparız
Sen yanımda olsan bu kez bulutlara hiç yüz vermem Çayımı seninle içerim Üç şekerli Sen yanımda olsan beraber kız kulesine gideriz Yok yok gitmeyiz Üsküdar da bir rıhtım turu yaparız Sonra kız kulesini uzaktan uzağa şöyle bir süzeriz Tam karşısına oturup uzun uzun bakarız Yok yok uzun uzun bakmayız Uzun uzun bakarsak gözlerimiz yorulur Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var ya onları fazla yormayız Zaten daha çok gezecek yer var Sonra    Sonra nereye gidelim ? Sonrasına sen karar ver canım
Biliyorsun sende söylemiştin ya nereye gittiğin önemli değil kiminle gittiğin önemli diye 
Sen yanımda olsan nereye olursa oraya giderdim   
Suskunum Sana
Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde
Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi
Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum
Ve susuyorum
Oysa haykırabilsem
Işık yumağı bir pınar olur soluğum
Hangi türküye uzansam suskunum sana
Ağıt ağıt, özlem özlem suskun
Tut ki vurulmuşum
Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
Bir saçlarının rüzgarına
Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
Hangi dalga silebilir beni senden
Hangi kasırga koparabilir
Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde
Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi
Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum
Dün gece rüyamda gördüm seni…
Uzun zaman oLmuştu hayaLini biLe görmeyeLi
Rüyalarımda bile heyecanlanıyordum seni görebilme imkanını bulduğum için
Ancak tam yüzünü göreceğim dediğim anda uykumdan uyandım…
Rüyalar bile buluşturmuyor artık bizi
Engelleri kaldırıp atamıyorum hayatımdan, seni göremiyorum…
Sesini duyamıyorum , yokluğun acı veriyor bana
Ruhuma , bedenime!
sensizliğin bu kadar zor olduğunu söyleseler inanmazdım
Meğer ne zormuş sensiz yaşamak!
Heryerde seni arar oldu gözlerim,
Ben kokunu özledim…
Hatırlarmısın , geçen yaz beni işime getirip götürürdün,
Yolda kavga ederdik !
Bir keresinde bayanın birisi bizi durdurmuş ‘bence kız haklı’ demişti
Ne çok gülmüştük…
Özledim sevdiğim…
Senli geçen bütün günlerimi özledim ben,
Hayatımdaki sana dair bütün yaşanmışlıkları özledim
Geceleri seninle sokaklarda avare gibi gezmeyi özledim
Parkta çimenlerin üstüne yatıp yıldızları seyrederdik beraber
Sonra oturup içerdik seninle , dertleşirdik
Yaşamak seninle güzeldi sen gittin hepsi bitti,
Gidişinle bütün güzellikleride beraberinde götürdün
Götürdüğün sadece güzellikler değil sen benide beraberin de götürdün farkında olmadan…
Şimdi bomboş geliyor sensiz bir hayat
Yaşamaya değer hiçbirşey bulamıyorum,
Öyle büyük bir boşluk var ki içimde kimse dolduramıyor yokluğunu
Beni bırakıp gittiğinde yine o parkta arkandan ağlayarak koşmuştum
Bırakma beni gitme diye yalvarmıştım
Hiç duymadın yüreğimden gelen o feryadı , hiç dinlemedin beni
Neydi bizi ayıran? neydi bütün güzel anıların yerine bütün çirkinlikleri yerine koyan?
Hayatımı mahvettiğin gerçeğinin yanında hayatıma anlam da kazandırdın sen
Eğer olmasaydın , bilmeyecektim sevmeyi
Bilmeyecektim tatmayacaktım bu güzellikleri…
Keşke sevdiğim keşke bırakıp gitmeseydin…
Özlemimizi Beklerken
Hani bekleyişlerimiz,özlemlerimiz vardır Hani sabahlamalarımız vardır uykusuz kalmalarımız,kan çanağı olmuş gözlerimiz,sigara üstüne sigara,fincan fincan kahveler…
Bazen de gelmeyeceğini bile bile gözlerimizi onun yollarını bekleme kölesi yapmalarımız vardır hani bir umut ışığı yaksa gönlümüzde,her şeyimizi vermeye uğruna feda etmeye hazırdırız hani hiç olmadık,hiç duymadık heyecanlarla beklemelerimiz vardır baharı geceyi gündüze,kışı yaza,rüzgarı dala kavuşturan rabbimiz özlemimizi ve sevdalımızı bize kavuşturacak bize geri verecek diye bekleriz her baharın gelişini baharda gonca gonca açan gülleri bir başka bekleriz zannederiz ki o goncadan onun yüzü çıkacak onun kokusu yayılacaktır
Özlemimizi beklerken geceye sevdalı deliler gibiyizdir ayla yıldızlarla konuşmalarımız karanlığa haykırışımız vardır sanki o karanlığın ardında beliren aydınlıkta bekler bizi özlemini çektiğimiz onun içindir ki boş boş sözler savurup dalıp gideriz o yokluğa,o karanlığa,o aydınlığa…
Günler ayları aylar yılları koparır takvim yapraklarından ama sevdalımız,özlemimiz bir kez olsun çalmamıştır kapımız ve bir kez olsun ortak olmamıştır sabahlamalarımıza
Halbuki kapının bir tık sesine neler vermeyizdir ki ne yapsak ne etsek boştur artık gidenler geri gelmez derler
Ama inadına bekleriz,inadına ayaktayızdır güneşle birlikte ve inadına umutlarımızın suyunu verip umudumuzu yeşertiriz her baharın sabahında
Bu gün olmazsa yarın,yarın olmazsa mahşerde deyip bekleriz günlerce,aylarca…özlemle beklediğimiz özlemimizi __________________
|
|
|
|