10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Geri Dön..
Yüreğimi sıkıştıran bu kesif hüzün, belki de terketmişlere özgü gizli bir terkedilme duygusudur
Özledim seni  
Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir  
Beynimi uyuşturuoyor özlemin  
Çok sık birlikte olamasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıoyorum
Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplaonan bir sızı olmaktan çıkıp mütemadi bir boşluğa dönüşüyor
Sabahlara seni okoşayarak başlamaları akşamları, her işi bir kenara koyup seninle başbaşa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, hırlaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, seovimli haoşarılığını, çocuksu küskünlüğünü  
Nasıl da serttin başkalarına karşı beoni savunurken; ve ne yumuşak, bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken  ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken  
Hasta olduğunda, o korkunç kriz geocelerinde günler, geceler boyu nöbet tuttuk başında  o şen kahkahalarına yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek  
"Atlattı" müjdesini kutlarken yorogun bedenindeki yaraları okşayarak, doktorun böldü sevincimizi:
"Yaşayamaz artık bu evde  yüksek binalar ve beoton duvarların gri kentinde" dedi, "O gitmeli  ve kendine yeni bir hayat çizmeli  "
Bilsen, ne zor gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana  
Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutomandan geçtiğini bilmek  
Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" deomek  
"Beni ne kadar çaobuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa" demek saona ne zor  
Sesimi, kokumu çeokip alıvermek beyninoden, sesin, kokun hâlâ beynimdeyken  
  seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmaonı istemek senden  
  yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek  
  ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın arka koltuğuna, birlikote güneşlendiğimiz onoca yazı, yanyana titreşotiğimiz onca kışı, payolaştığımız bunca acıyı, onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına, arokandan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor  
  ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek  
  yokluğunu beklemek, ne zor  
* * *
Bunları düşündükçe, şu anda uzakta bir yerlerde üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum Bütün engeloleri aşıp terkedilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları yalnız bulvarları arşınlayarak sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak ve yavaşça üzerini örtmek geçiyor içimden  
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe dönüşmesinden hicran duyuyorum
Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde, terketmişlere özgü bir terkedilme korkusunu da yüreoğimin derinlerinde duyarak sana koşmak, yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek ve
"Geri dön bebeğim" demek istiyorum:
"Geri dön  kulüben seni bekliyor  "
' Can Dündar
|
|
|