10-21-2012
|
#2
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlık Bir Rüzgar Esti, Nerden Geldi Bilmiyorum..
'buz dağında eşkiyacılık oynayacak kadar ahmaksın sen
Titanic'den hiç haraç kesilir mi oğlum '
diyip, gittin
kar yağıyordu
kar kendi göğüne geri düştü sonra
melekler, buz dağında çiçek toplamaya giden çocukların
bazen renkli
bazen renksiz gözlerinde biriktirdi gidişini
karnımı doyurdum gidişinle
ne zaman boğazımda bir sevda kalsa,
yemin ederim bir tek ant içtim üzerine;
seni özlerken açlıkla terbiye ettiğim yanlarım,
sana aç yanlarım
bunları yiyerek büyüyüp serpilecekti
sonraları kısmetlerine hayır diyecek o yıkım
'ben kardan kadınla sevişmiyordum
sadece ruj sürüyordum ona '
dedim
dinlemedin
kar yağıyordu
kar bir volkanın ağzına düştü sonra
anlamıyorsun;
serin bir cehennem vaadetmedim
ya da cennetin tapusunu sana
ellerimi tuttuğunda,
yanık yürek kokusu altında bir sobaya sarılıyordum sanki
oysa sen kestane kokusunu seviyordun
bir kestane kabuğunu,
bir yaranın kabuğunu çatlatacak kadar yanmamış mıydım yoksa sana?
adın bir cenaze marşı gibi düşüyordu ağzımdan kulaklara
adın, evden kaçmış bir kız çocuğu gibi düşüyordu ağzımdan kötü yollara
uçurumlarına adını bağırıyor hala yamaçlarıma gömdüğün erkek cesetleri;
'lan kahpe! '
küfrünü sığdıramıyor ölüler sağlar kadar 23lük şişelere
ama nafile,
bir seri katilin gözlerinde tanımamış mıydım sanki ben seni?
- eğer, meleklerin tek intihar yerinin dudaklarım olduğunu düşünüyorsan hala
kalbim kırıldığında, kalbim çok çok kırıldığında
infaz edilmiş bir atın ismiyle çağır beni -
Hatırla
'kaç dağ istiyorsun kızımın peşini bırakmak için' demişti
Şirin'in babası Ferhat'a
'kazması elinden ameliyatla alınmış Ferhat'sın sen
hiç kazma vurulur mu lan buz dağına? '
dedin
kar yağıyordu
kar Şirin'in bağrına düştü sonra
yazık, hiçbir zaman öğrenemeyeceksin
aramızdaki buz dağını parçaladı diye teşekküre gittiğimi ona
teşekkür ederim Titanic, mutluluğum uğruna yolcularına kıydığın için
teşekkür ederim sevgilim, beni sersefil terkettiğin için
Necmettin Topçu
|
|
|
|