10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Saat Seni Çoktan Geçmiş
Şehrin yapışkanlığından ayrıldığım bir vakitti gözlerimi aralayabildiğim
Taş gibi bir beyin taşıdığımı, saati görmeye çalıştığım zaman vuran "saat başı" düdüğünden sonra algılayabildim
Saat 19:00  
Bu sersemlik halinin üzerinden kaç vakit geçtiğini anımsamıyorum
Yoksa dünde miyim hala?
Ve düşte mi uyandım bu saatte?
Başımı kaldırıp bakmaya cesaretim yoktu Sararmış gözbebekleri çevresinden ayırt edebildiğim; puslu bir kırmızılığın, şüpheci yalnızlığıydı Görmek istemiyordum Havluyla küçük bir münakaşa yaşadık  
Bahçede uğraşırken koparıverdiğin gelinciğin tebessümüyle tutmuştum bıçağı saçlarından
Fesleğenlerin ona ihtiyacı vardı Güneş kulaklarımdan süzüldüğünde, ter kokan avuçlarının bile ne denli mühim olduğunu kendime itiraf ediyordum Gözlerimden içeri yalnızlığım girdi  Masaya son gelen salataydı Tabiiki sevdiğin gibi, fesleğenli Bir de efkarımız olmalıydı, şatırlarımıza inat Vardı İki mumun ayrıntısına sıkıştırılmış yüzlerimizde, isten geçecek kadar dirençli bir çizgiye rastlamamanın verdiği memnuniyet vardı gülümsemelerimizde "Gizli aşkım  " Leonard Cohen başka bir şey diyemez miydi acaba, bu ıslak cereyanlarda  En keskin üzüm şıraları bile bu kadar sarsar mıydı gönlümün ihya edilmemiş yerlerini?
İlk yudumu senin elinden içtim, sen de benim O zaman başım ağrımıyordu  Bir müddet sonra karşımda oturmaktan sıkılmış olduğunu düşündüm Senin her zerrenden, ne demek istediğin çıplaklaşıyordu Kalktın Bir günebakan tarlasının içinde, güne bakmaktan yorulmuştuk Elimde dolaştırdığın şarkıyı biliyordum Bir disk çalar totalinin üçle çarpılması kadardı sanırım, aksak ritmli ayakta kalmanın bedeli Tuttun Hiç kimse senin kadar güzel dokunmuyordu hislerime  
Uyandığımı anımsıyorum
Kalkar kalkmaz saate bakarsan, saniyelerin devinimi sana yorucu gelir
Hangi öğüdün bilgeliği sunabilirdi ki bunca efsaneyi?
Yastığımın başucuna bakmayı unutmuşum
Aynanın karşısında bu kadar vakit mi geçer?
Saat 23:00
El yazından kalma bir baş ağrısını sürüyorum yüzüme
Seni kırdığım için üzgünüm, beni kırdığım için de  
Aynadaki, özgün bir fonla notunu bırakıyor şimdi
"Gece yarısını bekle Düşlediklerinin hepsi sensin İyi bak Seni Seviyorum  "
Kıraç bir esnemeyle ayılmaya çalışırken, kapı tokmağıyla sarsılıyordum  
Kalkabildiğim yer, mutfak parkelerinin ziftli yumuşağıydı
Kapıyı araladığımda, gördüğüm düşü hatırlıyordum
Sen gelmedikçe,
Sen gitmemişsin akılmdan  
Bin yıllık hasretten gelip, boynuma sarılacağını ummuyordum
alıntı 
|
|
|