10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sahte Dostların Eline Düşürme Allah'ım

DOST
Sahte Dostların Eline Düşürme Allah'ım
Dost var; uğrunda ölünür 
Dost var; uğrunda can vermek bile 'ucuz' kalır
Dost var; sevdiği insana bir zarar gelecek endişesiyle,
Akre p, çıyan yuvalarını topuğuyla kapar 
Bunu yapmak yetmez dost için 
Sevdiği insan uğruna ömrünü verir
Verilen bir ömürdür 
Bir yılını, iki yılını, on yılını, yirmi yılını değil, 'ömrünü' vermiştir 
Dost var; Sevdiği insanın uğruna ölmeye hazırdır
Düşmanlar gelecek,
katletmek istedikleri Nebi'nin yatağında vefalı bir genç, delikanlıyı bulacaktır 
Bu delikanlı dosttur  Ve hep 'dost' kalmıştır
Dost var; güle benzer 
O kadar güzel kokar ki, dikenlerinin verdiği acı hissedilmez 
Bir de dost var ki, dikenlerinin yol açtığı kan ve yara korkusundan,
gül rayihasını almak mümkün değildir
Dost var; hazmedemez 
Sindirim sistemi bozuktur 
Dost var; fırına girmeyi sevmez  Ama, ekmeği herkesten önce böler 
Dost var; sözü itibarsız senettir  Güvenirseniz müflis olursunuz 
Dost var; yollarda bırakır 
Böylesiyle adım bile atılmaz
Yola beraber çıkmak, neticeyi kabullenmektir
Dost var; düşmandan tek farkı, biraz daha mütebessimdir
Ama bir düşmeye gör; düşmanın 'kahkahaları',
O'nun 'tebessümünün' yanında 'sessiz' kalır
Dost var; Iyiliğini istemez  Düşman için önüne bir taş da o kayar
Sonra bu da yetmez 'dost' için! 
'Belki benim koyduğum taşla düşmez' diye, senin düşmanına da,
'şuraya ip germeyi unutma' diye tembihte bulunur
Dost var sadece yüzüne güler 
Arkandan vurmak, hançerlemek için 'malzeme' arar Hiçbir fırsatı kaçırmaz
Lakin bunlar da 'dosttur'! 
'Düşmanım' diyemeyeceğimiz dostlar!  
Böylelerini görünce oturur bir köşede ağlar; 'Dostların eline düşürme Allah'ım' dersiniz
Ah! Hz Ebu Bekir  , Ah! Hz Ali  Müslümanlığı sizlerden öğrendik
Keşke dostluğu ve vefayı da sizlerden öğrenebilseydik  
alıntı
|
|
|