10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kavga Etmek İçin Hayat Çok Kısa
Çevremde ondan bundan yakınan, öfkeyle birilerini eleştiren hırslı insanları gördüğüm zaman onlara diyorum ki: “Bırak bunları Hayat kavga etmek için çok kısa ”
O onu demiş, bu şunu ima etmiş, öteki böyle kızdırmış, beriki şöyle laf sokmuş; inanın hiçbirinin önemi yok
Eğer tarihi yüzer yıllık dilimlere ayırırsanız (ki epey cömert bir ayrım olur bu) her dönem sonunda yeryüzünde hiçbir tartışma, hiçbir kavga kalmaz
Canlarını dişlerine takarak kavga edenler, kıskananlar, hırslananlar yerlerini yeni kuşaklara bırakır ve sonsuz bir sessizliğe uğurlanırlar
Pir Sultan Abdal ne demiş:
“Yedi kere ıssız kalıp/ Dolan dünya değil misin?”
Büyük ozan herhalde yedi rakamını laf olsun diye söylemiştir, yoksa dünya kaç kez doldu doldu boşaldı
Bu sözlerimin kimseyi etkileyeceğini sanmıyorum Çünkü insanoğluna, rekabete dayalı korkunç bir hırsla yaşaması gerektiği öğretiliyor
Sanki her çocuk eline kılıçlar, mızraklar, ağlar ve baltalar verilerek Roma arenasına atılan bir gladyatör
Ölmemek için öldürmek zorunda
Ne bileyim; bunlar bana çok tatsız geliyor
Zamanımızda “başarı denilen virüs” öylesine yayıldı ve herkesin içine yerleştirildi ki insanları, böyle bir yaşamın tersinin mümkün olduğuna bile inandırmak güçleşiyor
Sanki “başarılı olmak” gereği her zaman ve herkes için geçerliymiş gibi algılanıyor
Artık günümüzün romancıları, şairleri, düşünürleri, bilim adamları bile “başarı” peşinde koşuyorlar
Herkesi, Amerikalıların kafalarımıza soktuğu “kazanan” ve “kaybeden” kavramlarına göre yargılıyoruz
Peki Yunus Emre başarılı olmak için mi yazmıştı şiirlerini, Mevlana sema dönerken “başarı” peşinde miydi?
Çarmıhta can veren İsa kazanan mıdır, kaybeden mi?
Ne demişti peygamber: “Her şeyi kaybeden, her şeyi kazanır!”
Anton Cekhov’a kitaplarını Fransızca’ya çevirmeyi teklif etmişler
Büyük yazar hayret etmiş: “Onlar anlamaz ki” demiş “ben Rus hayatını anlattım ”
Neyse; kavgadan başladık başarı koşullanmasından çıktık
Gerçekten de içinde bulunduğunuz sorunlara, hırslara, kavgalara biraz uzaktan bakmayı deneyin
Göreceksiniz ki bir çoğuna değmiyor
Bir gün “Elveda dünya ve merhaba kainat” diyorsunuz
Geride bir hoş sada bırakabildiniz mı bırakamadınız mı; önemli olan bu
Zülfi Livaneli
|
|
|