Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Edebiyat Tarihi Nedir
Ahmet Rasim (1864-1932)
Ahmet Mithat tarzını devam ettirmiştir
Pek çok konuda ve türde eserleri vardır
Bütün hayatını gazeteciliğe adamıştır
makale ve fıkra yazmış; çeviriler yapmıştır
türkçesi yerli ve temizdir
Hayatın komik ve ibret verici yanlarıyla ilgilenmiştir
roman ve hikâyelerinde İstanbul'a, özellikle Beyoğlu’na ait konular işlemiştir Romanlarının başlıca konuları, aile sarsıntıları ve ülke meseleleridir
günlük hayattan renkli ve fotoğraf zevkiyle kesitler sunmuştur
130’dan fazla eseri vardır
roman ve hikâyeleri: İlk Sevgi, Güzel Eleni, Endişe-i Hayat, İki günahsız Sevda,
İnceleme, makale, fıkra, hatıra: Gülüp Ağladıklarım, muharrir Bu Ya, Şair-muharrir-Edip, Şehir Mektupları
Aynı zamanda 65’e yakın şarkısı olan bir bestekârdır
3 Fecr-i Âtî Topluluğu (1909-1912)
1901’de, Servet-i Fünun mecmuası etrafında, kendilerine Fecr-i Âtî adını veren yeni bir nesil toplanmıştır
Servet-i Fünun topluluğu dağıldıktan sonra 1909 yılında Yakup Kadri, Ahmet Haşim, Refik Halit, Fuat Köprülü, Ali Canip, Şehabettin Süleyman, Celâl Sahir, Tahsin Nihat, Emin Bülent gibi isimler bir araya gelerek yeni bir topluluk oluştururlar
topluluk, sanat hayatına bir bildiriyle başlar
sanatın saygıdeğer ve şahsi olduğu anlayışını benimserler
Onlar Servet-i Fünun’u batılı edebiyatı tam olarak oluşturamamakla suçlarlar
Fransız edebiyatını örnek alırlar
Dilleri süslü, sanatlı, ağdalı ve ağırdır
Aşk, ve tabiatı konu olarak işlemişlerdir Aşk genellikle hissi ve romantiktir tabiat tasvirleri ise gerçekçi değil, Haşim’de olduğu gibi şahsîdir
Kısa ömürlü olan bu topluluk, Servet-i Fünunculardan daha sade bir dil kullanmış sembolizm, empresyonizm ve romantizm gibi akımları eserlerine uygulamışlar, Avrupaî edebiyat ile Milli edebiyat arasında bağ oluşturmuşlardır
Aruzla şiir yazan Fecr-i Âtî şairlerinin en tanınmış ve en orijinali Ahmet Haşim'dir
Şiire herhangi bir yenilik getirmemişler, Servet-i Fünun’un devamı olmaktan öteye gidememişlerdir
sanat anlayışlarında birlik ve bütünlük olmadığı için 1912’de dağılmışlar, ferdî olarak değişik alanlarda eserler vermişlerdir
Dönemin sanatçıları
Ahmet Haşim (1884-1933)
Fecr-i Âtî şiirinin en önemli ismidir
sanat için sanat yapmıştır
Sembolizmin en önemli temsilcisidir
İşlediği başlıca temalar tabiat ve aşktır
Şiirlerinde hayalle birlikte musikiye önem vermiştir
lirik bir şairdir
Tamamen aruzu kullanmıştır Dili süslü ve sanatlıdır En çok serbest müstezadı kullanmıştır
Ona göre şiir anlaşılmak için yazılmaz, şiirde anlam aranmaz; şair bir hakikat habercisi, şiir dili de bir açıklama vasıtası değildir Şiir duyulmak için yazılır ve okunur; şair tabiatın kendine hissettirdiklerini sembollerle şiirine yansıtır, okuyan da kendi hayal dünyasına uygun olarak algılar; şiir dili de telkin görevindedir
Şirin dili musiki ile söz arsında ve sözden ziyade musikiye yakındır Şiirde musiki anlamdan daha önemlidir
Haşim’e göre şiirin kaynağı şuuraltıdır Şiirlerinde dış dünyayı, kişinin iç dünyasında, ruhunda aldığı şekillerle yansıtmaya çalışır Dış dünyaya ait izlenimleri kendi dünyasında şekillendirerek ve renklendirerek ortaya çıkarır
Şiirlerindeki tabiatla ilgili kavramlar, akşam, gurup, şafak, gece, mehtap, yıldızlar, göller, ormanlardır
Şairin şahsında var olan içe dönüklük, şiirlerinde realiteden kaçış olarak ortaya çıkar
Şiirlerini Piyaleb ve Göl Saatleri adlı eserlerinde toplamıştır
Nesirleri: Gurabahane-i Laklakan, Bize Göre, Frankfurt Seyahatnamesi
|