Yalnız Mesajı Göster

Türk Edebiyat Tarihi Nedir

Eski 10-21-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Edebiyat Tarihi Nedir




bölüm 2)

Refik Halit Karay (1888-1965)

Fecr-i Âtî’den sonra Millî edebiyat hareketine katılmıştır Eserlerini de bağımsız bir şahsiyet olarak vermiştir

Edebî hayatı köşe yazarlığı ile başlamıştır Sonra da sırayla hikâyeciliği ve romancılığı gelir

İlk yazılarında günlük hayatı ele almış, sosyal hayattaki çarpıklıkları, zekî ve nükteli bir üslûpla dile getirmiştir Hayatın gülünç yanlarını karikatürize etmiştir

Sade ve temiz bir dille yazdığı Memleket Hikâyeleri’nde anadolu insanının hayatını bütün canlılığı ile yansıtmıştır gözlem yeteneğinin üstünlüğü dikkat çeker

Eserlerinde kişilerin ruh tahlillerine fazla değinmez

İnsanların dürüst olmayan, kurnazlık ve menfaatçilikle ilgili yönlerini ortaya kor Bunu mizah ve Eleştiri ile yapar hiciv, eserlerinde önemli bir unsurdur Şahısları kendi sosyal çevreleri ile birlikte anlatır

Konuşma dilinin bütün canlılığını ve tabiiliğini ortaya kor

Romanları: İstanbul'un İç Yüzü, Çete, sürgün, nilgün, Bugünün Saraylısı, Kadınlar Tekkesi, Anahtar

Hikâyeleri: Memlekete Hikâyeleri, Gurbet Hikâyeleri (Hatay’da sürgünde yazdığı eseridir)

hiciv ve mizah Yazıları: Kirpinin Dedikleri, Deli, Sakın Aldanma İnanma Kanma, Tanıdıklarım

4 Milli edebiyat Akımı

Modern türk edebiyatını yaratma amacıyla kurulan tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Âtî toplulukları büyük hamleler yapmakla beraber ruhta büyük ölçüde Fransız sanatına bağlı, dil ve üslûpta Osmanlıcayı sürdüren, millî kimlik ve kişiliğe ulaşamamış bir edebiyat vücuda getirmişlerdir

Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılışı sırasında, türk aydınlarının büyük bir bölümü, ümmete bağlı Osmanlıcılığın terk edilerek milliyetçiliğin benimsenmesinin, memleketin geleceği için gerekli olduğuna inanıyorlardı Bu inanç sonucunda türkçülük ve Milliyetçilik akımları doğmuş, her sahada millî kimlik arayışları başlamıştır

türk dili, türk vezni, türk zevki ve kültürü ile millî konuları, millî ülküleri işleyen türk edebiyatı ihtiyacı ve özlemi sonucunda 1911-1923 yılları arasında Millî edebiyat akımı var olmuştur

türk milletine mensup olma şuuru, Tarih içinde devamlılık düşüncesi, olduğu gibi kalarak batılılaşma inancı, 1911-1923 yılları arasındaki akımın temelleridir Bu dönemin bariz özelliği, türk romantizminin edebî tezahürlerini göstermesidir

Cumhuriyet’in kuruluşunu hazırlayan Milliyetçilik ideolojisi içinde doğan Milli edebiyat akımı Cumhuriyet’in ilk yıllarında en olgun eserlerini verdi Cumhuriyet rejimi ve bu devirde meydana getirilen sosyal ve iktisadî müesseseler üstünde başlarında büyük türk sosyoloğu ve düşünürü Ziya Gökalp'in bulunduğu türkçü ve Milliyetçi münevver zümre etkili oldu Gökalp'in Türkiye ve Türkler için şekillendirdiği düşünceler başta Atatürk olmak üzere, Cumhuriyeti kuran birinci neslin dünya görüşünün kaynağını teşkil etti

Halka ulaşabilmek ve onunla bütünleşebilmek için onun dilini kullanmak gerektiğine inanan bu nesil yazarları, eserlerinde konuşma dilini kullandılar Halk dilini kullanırken gençlik yıllarında hayran oldukları edebiyat-ı Cedide (Yeni edebiyat) yazarlarının ince zevkini günlük dile aktardılar

1911 yılında Selânik’te çıkarılmaya başlanan Genç Kalemler dergisinde başladı bu çalışmalar

Bir kısmı daha sonra Cumhuriyet dönemi yazar ve şairleri arasında da yer alan bu edebiyatın temsilcilerinin en önemlileri, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin (öncü), Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip (öncü), Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek, Kemalettin Kamu, Aka Gündüz, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri, Halide Edik Adıvar, Hamdullah Suphi, Ahmet hikmet Müftüoğlu, Necip Fazıl Kısakürek, Fuat Köprülü, Halide nusret Zorlutuna, Şükûfe nihal, Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar'dır

Milli edebiyat akımının özellikleri, Cumhuriyet’in ilk on yılının da bir özeti olmaktadır Bu çerçeve içerisinde, Milli edebiyat akımının ilkeleri de şu şekilde belirtilebilir:

Dilde yalınlık (en mühim prensip), türkçe karşılığı olan Arapça ve farsça kelimelerin atılması Yalın (süssüz, sanatsız, özentisiz) bir dille yazma; İstanbul türkçesini kullanma

** Halk edebiyatı şiir biçimlerinden yararlanma

** Hece ölçüsü,

** Konu seçiminde yerlilik

** Konularını hayattan, ülke şartlarından seçme

** Millî kaynaklara yönelme

İslâmcı, Osmanlıcı, gelenekçi görüşlere sahip yazarlardan bireysel eğilimli yazarlara kadar tüm edebiyatçılara açık bir bütünlük mevcuttur Çünkü artık söz konusu olan Millî edebiyat akımı kavramı değil, Millî edebiyat dönemidir Bu akım dilde ve duyuşta 1911-1915 dönemi Milliyetçilik fikirlerinin ön plânda olduğu roman, hikâye, Tiyatro eseri ve şiirler verilmesini sağlamıştır

Başlangıçta Fecr-i Âtî roman ve hikâyecisi olan Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Refik Halit Karay, gerçek kişiliklerini Millî edebiyat akımı içerisinde göstermişlerdir

Fecr-i Âtî topluluğu dışında kalan, İstiklâl Marşı şairi Mehmet Âkif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı, kendi şiir anlayışlarına göre eserler veren ve daha sonra Millî edebiyat akımına katılan şairlerdir

Gerek Mehmet Âkif Ersoy gerekse Yahya Kemal Beyatlı, şiir dili ile konuşma dili arasındaki uzlaşmayı sağlamışlar, türk diline zor uyan aruzun engellerini ortadan kaldırıp, yaşayan türkçe ile başarılı şiirler yazmışlardır






Alıntı Yaparak Cevapla