Yalnız Mesajı Göster

Geç Taş Çağı Canlıcılık Ve Geometrizm

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Geç Taş Çağı Canlıcılık Ve Geometrizm




Geç Taş çağı Canlıcılık ve Geometrizm

Doğalcı biçem Yontma Taş Çağının sonuna değin, başka deyişle, binlerce yıl boyunca geçerliğini sürdürdü; bir dönüm noktası -sanat tarihinde ilk biçem değişikliği- ancak Erken Taş Çağı’ndan Geç Taş Çağına geçilmesiyle birlikte gerçekleşti Bu dönemin başlamasıyla doğalcı, yaşantılara ve deneye açık tutum yerini, geometrik olarak biçemlendiren, kendini deneysel gerçekliğin zenginliğine kapayan bir sanat istencine bıraktı Doğaya bağlı, modelin ayrıntılarına sevgi ve sabırla eğilen betimlemelerin yerine, her yerde, yalınlaştırıcı ve geleneksel nitelikte, nesneyi yansıtmaktan çok wwwfrmsinsinet/ dolaylı yoldan anlatan, simgesel yazı türünde imler geçti Artık sanatın çabası somut yaşam içeriğine değil, şeylerin düşüncesini, kavramını, özünü yakalamaya, yansıtmalar yerine simgeler yaratmaya yöneliktir Cilalı Taş’ Çağının kaya resimleri insan figürünü iki, üç yalın geometrik biçimde yorumlar; örneğin gövde için dikey bir çizgi, kollar ve bacaklar için de, biri yukarı, biri de aşağı dönük olmak üzere iki yarım çember kullanır

Ölenlerin yalınlaştırılmış betimlemelerini vermek amacıyla yapılmış menhirler, bunun yanı sıra yoğrumsal sanatlar alanında da geniş kapsamlı bir soyutlamayı dile getirir Bu anıtgömüt’lerin yatay yassı taşı üzerinde, doğal bir başın yuvarlaklığıyla en küçük bir benzerliği olmayan baş, gövdeden, başka deyişle dikey duran taşlardan yalnızca bir çizgiyle ayrılmıştır; gözler iki noktayla gösterilmiştir, burun ise ya ağızla, ya da kaşlarla yalın geometrik bir biçim olarak yansıtılmıştır Erkek, yanına silahlar katılarak, kadın ise göğüsler yerine geçen iki yarım yuvarlakla gösterilmiştir

Tümüyle soyut nitelikteki sanat biçimlerine götüren bu biçem değişikliği, kültürdeki genel bir değişimin sonucudur; bu değişim, insanlığın tarihinde belki de en köktenci dönüm noktasıdır Bu dönük noktasıyla birlikte tarih öncesi insanının özdeksel çevresi ve iç yapısı temelden değişir; bundan önceki her şey kolaylıkla hayvansal ve güdüsel, bundan sonra gelenlerin tümüyse sürekli, ereğe bilinçli yönelik bir gelişme sayılabilir

Buradaki yön verici, devrimci adım, insanoğlunun, doğanın sunduklarıyla asalak yaşamak, yiyeceğini toplama ve avlama yoluyla elde etmek yerine, bunları üretmeye başlamasıdır Hayvanların evcilleştirilmesi, yabani bitkilerin yararlanılır biçime getirilmesi, hayvancılık ve tarımla, insanoğlu, doğa karşısındaki zafer yoluna başlar, kendini yazgının, talih ve rastlantının birleşik gelişigüzelliğinden az çok bağımsız kılar Yaşam gereksinimlerini karşılamak için örgütlenme oltaya çıkar, insanoğlu çalışmaya ve ekonomi düzeyinde yaşamaya başlar; yiyecek biriktirir, değişik koşullara göre önlemler alır, ana wwwfrmsinsinet/ malın ilk biçimlerini oluşturur Bu ilk girişimlerle -ekilebilir toprakları, evcilleştirilmiş hayvanlar, yiyecek stokları ve araçlar- birlikte toplumun da kesitler ve sınıflar, ayrıcalıklı olanlar ve olmayanlar, sömürenler ve sömürülenler biçiminde ayrımlaşması başlar Çalışmanın örgütlenmesi, işlevlerin bölünmesi, meslek ayrımlaşması ortaya çıkar; hayvancılık ve tarım, hammadde üretimi ve zanaat, uzmanlaşmaya dayanan meslek ve evde yürütülen üretici uğraş, erkeklere ve kadınlara özgü işler, tarlanın sürülmesi ve her türlü saldırıya karşı korunması giderek birbirinden ayrılır

Toplayıcılık ve avcılık evresinden hayvancılık ve ekicilik evresine geçişle birlikte, yaşamın yalnızca içeriği değil, tüm gelişme hızı da gelişir, değişir Göçebeler yerleşik topluluklara dönüşür; toplumsal açıdan ayrımlaşmamış ve bütünleşmemiş kümeler, yerini düzenli, salt yerleşmeden ötürü kaynaşmış topluluklara bırakır V Gordon Childe haklı olarak, bu yerleşikliğe geçişi, sınırları kesinlikle belirli bir dönüşüm biçiminde görmeye karşı uyarır; Childe’a göre Yontma Taş Çağı avcısı da, büyük bir olasılıkla kuşaklar boyunca aynı mağarada oturmuştu, öte yandan da ilkel tarım ve hayvancılık, başlangıçta, tarla ve odak belli bir süre sonra verimini yitirdiğinden, düzenli aralıklarla konutun değişmesine bağlıydı Yalnız burada unutulmaması gereken bir nokta vardır:



Alıntı Yaparak Cevapla