Yalnız Mesajı Göster

Haçova Meydan Muharebesi Ve Zaferi

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haçova Meydan Muharebesi Ve Zaferi




Çolak Hasan, yeniçeri olmak istiyordu Acemiler ocağına başvurdu Fakat ağa ocağa kabul etmedi Hasan’ın boynu büküldü Sonra, çolak elini gizlemek için bedenine yaklaştırdı ve kendi kendine; “Artık hiç bir zaman savaşa katılamıyacağım, yeniçeri olamayacağım” dedi Oradan ayrılarak evine gitti Çolak eline baka baka ağlamaya başladı Devrin büyük âlimlerinden Hoca Sa’deddîn Efendi, sarayın bahçesinde gezintiye çıkmıştı Hasan’ın ağlama sesini duydu ve sesin geldiği tarafa doğru yürüdü Hasan’a, niçin ağladığını sordu Hasan çolak elini arkasına saklayarak, gözyaşlarını gizlemeye çalışıyordu Hoca Sâdeddîn Efendi ona; “Derdini bana söyle de bir çâresini bulmaya çalışalım” dedi Hasan; “Çâresini bulamazsınız” deyince, Hoca; “Sen yine söyle” dedi Hasan yaşlı gözlerini Sa’deddîn Efendi’nin gözbebeklerine dikerek; “Pâdişâh efendimiz düşman üzerine sefer düzenlemiş Fakat ben gidemiyeceğim Hayâtım boyunca hiç asker olamıyacağım ve sefere katılamıyacağım Bir süre önce beni acemiler ocağına almadılar Eğer o zaman alsalardı, belki şimdi ben de sultânımızın ordusuna katılır, savaşa giderdim” dedi Sa’deddîn Efendi bir süre düşündükten sonra; “Seni harbe götüreceğim” dedi Hasan bir an hayretler içinde kaldı Hoca Efendi onun şaşkınlığını fark edince; “Orduda sâdece muhâribler yoktur Pek çok kişi de orduya hizmet eder Ama savaşta önemli olan her türlü hizmeti yapmaktır Hizmetin küçüğü büyüğü olmaz Herkes elinden geleni yapar, sen de mutfak hizmetçisi olacaksın” dedi

Bu sözlerden sonra Hasan, Sa’deddîn Efendi’nin yanından ayrılmadı 1596 senesinin Haziran ayında, sultan üçüncü Mehmed ordusu ile sefere çıktı Çolak Hasan da bu ordunun mutfak görevlileri arasında yer almıştı Önce Budin’in yakınlarındaki Eğri kalesi feth edildi Osmanlı ordusu, haçlılarla Haçova’da karşılaştı Otağ-ı hümâyûn bataklığı gören bir tepeciğin üzerinde kuruldu İlk günkü çarpışmalardan bir netîce alınamadı Ertesi gün savaş yeniden şiddetlendi Sultan, beyleri ve paşaları yanında olduğu hâlde savaşı tâkib ediyordu Öğleden sonra bataklığın geçilmesi esnasında, öncü birlikleri olan Kırım atlıları bozulup geri çekilmeye başladılar Ön saflardahi bu bozgun arkalara da bir çözülme olarak yansıdı Fırsattan istifâde eden düşman, Sultan’ın otağına saldırdı’ Otağ-ı hümâyûn ortadan kaldırıldığı zaman Türk ordusu dağılır ve kesin şekilde mağlûb edilirdi

Bu sırada ordunun geri hizmetini görmekle vazifeli olanlar, mutfak çadırının önünde toplandılar Hasan ise, her zaman yaptığı gibi yine mutfak çadırından ayrılmış, savaş alanının yakınlarından çarpışmaları seyrediyordu Ordunun bozulduğunu görünce, hemen koşarak, mutfak çadırının önünde toplanmış olan kalabalığın karşısında nefes nefese durdu Onlara; “Ne duruyorsunuz? Kâfir, Sultan’ımızın otağına saldırıyor Bir şeyler yapmazsak, Otağ-ı hümâyûnu düşman çizmeleri kirletecek Ellerimiz bağlı bekleyemeyiz Biz Türk değil miyiz? Bir ordunun mensubu değil miyiz? Analarımız bizi hangi günler için doğurdu?” diye bağırdıktan sonra, mutfak çadırına girerek direklerden birinde asılı olan baltayı kaptı Elindeki baltayı hırsla sallayarak; “Ben gidiyorum, isteyen gelir” dedi Bu hareket oradakileri coşturdu Herkes ne bulduysa eline alarak, Hasan’ın peşine takıldı Kiminin elinde bıçak, kiminin elinde satır, kiminde de kepçe vardı Hattâ bâzıları ocaktan çektikleri ucu yanmış odunlarla hücuma katılmışlardı

Hasan, Sultan otağına iki metre yaklaşmış olan düşmana baltasını öyle bir savurdu ki, kâfirin zırhı göğsünden parçalandı Bir anda düşman neye uğradığını anlayamadı Kafalarına yedikleri kepçeler ve odunlarla paniğe kapıldılar Allah Allah sesleri ortalığı çınlatmaktaydı Tepe-nin üzerinde hâdiseyi seyreden Hoca Sa’deddîn Efendi, yanında bulunan Cağaloğlu Sinân Paşa’ya; “Düşmanın bu şaşkınlığından istifâde edebiliriz Ne duruyorsun?” diye bağırdı Savaş bir anda tam tersine dönmüş, düşman askeri dağılmış, kaçmaya başlamıştı Az önce zafer naraları atan ağzı salyalı kâfirler, her şeylerini bırakarak kaçıyordu Fakat bu zaferin kazanılmasında büyük rol oynayan Çolak Hasan ağır yaralandı Hasan, Sultan’ın çadırına getirildi Bir ara gözlerini açtı Çadır kapısından Pâdişâh’ın girmekte olduğunu görünce; “Çok şükür, çok şükür Pâdişâh otağına kâfir girmedi” diyerek son nefesini verdi Çadırda duâlar, şehîdlerin acısı, zafer sevinci ve göz yaşı birbirine karışmıştı

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Târih-i Peçevî; cild-2 sh 182

2) Târih-i Nâimâ; cild-1, sh 159

3) Târih-i Devlet-i Osmâniye (Hammer); cild-7, sh 2197

4) Osmanlı Târihi (Uzunçarşılı); cild-3, kısım-1, sh 75

5) Îzâhlı Osmanlı Târihi Kronolojisi, cild-1 sh 172

6) Osmanlı imparatorluğu Târihî; cild-8, sh 124

7) Büyük Türkiye Târihi; cild-5, sh 46

8) Mufassal Osmanlı Târihi; cild-3, sh 1628

9) Rehber Ansiklopedisi; cild-7, sh 14

10) Haçova Zaferi (Hayat Târih Mecmuası sene-1974); sayı-3, sh 14


Alıntı Yaparak Cevapla