10-21-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Edebiyat Dersi Fikir Akımları
Edebiyat dersi fikir akımları
OSMANLICILIK
Osmanlıcılık, bütün Osmanlı tebaasının din ve mezhepten bağımsız olarak eşit yurttaşlık haklarına sahip olmasını savunan siyasi görüşün adıdır 1839'da ilan edilen Tanzimat Fermanı'ndan itibaren Osmanlı Devleti'nin resmi görüşü olmuş ve 1876 Kanun-ı Esasi'nin ana düşüncesini oluşturmuştur 20 yüzyılın ilk çeyreğinde yaygınlaşan milliyetçilik akımlarına karşı direnemeyerek etkisini yitirmiştir Osmanlıcılık düşüncesi kendi döneminde daha çok İttihad-ı Anasır ("unsurların birliği") adıyla savunulmuştur "Osmanlıcılık" adı Yusuf Akçura'nın 1903'te yayımlanan Üç Tarz-ı Siyaset adlı kitabının etkisiyle yaygınlık kazanmış ve daha çok Osmanlıcı düşüncenin karşıtları tarafından kullanılmıştır Osmanlıcıgın amacı ise osmanlı devleti altında yasayan azınlıkları ve muslumanları bir araya getirmekti ve boylece Osmanlının içinde bulundugu durumdan kurtarılmasını saglamaktı 1836'da benimsenen "modern" Osmanlı başlığı fes, İttihad-ı Anasır düşüncesinin ve müslim-gayrımüslim eşitliğinin en önemli simgesidir Osmanlı Devleti'nin son yıllarında fese karşı, İslamiyetin simgesi olan sarık, Türk milliyetçiliğinin simgesi olan kalpak ve Batıcılığın simgesi olan şapka üstünlük kazanmıştır

Osmanlıcılığın Doğuşu
Osmanlıcılık, milliyetçilik akımının Osmanlı Devleti üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı ortaya atılmış bir fikir akımıdır II Mahmut'un "Ben tebamdaki din farkını ancak camilerine, havralarına ve kiliselerine girdikleri zaman görmek isterim!" sözleri bu fikrin pratikteki en önemli göstergesidir Osmanlı toplumunu kaynaştırmayı hedefleyen Osmanlıcılık akımı, fertlerin sosyal siyasi ve hukuki eşitliklerini sağlamak için faaliyet göstermiştir Bu amaçla iki önemli çalışma yapıldı:
•Meclis-i Mebusanın açılması
•Kanun-u Esasinin ilanı Böylece meşrutiyet fikri ve programı yürürlüğe girmiş oldu Osmanlıcılık fikrine taraftar olanlar, bütün Osmanlıların siyasi birliğini gerekli görüyorlar ve ortak yurt gereğini savunuyorlardı İlk Anayasanın yürürlüğe girmesiyle Osmanlı toplumunda hukuki bir eşitlik, ilk meclisin açılmasıyla da siyasi bir eşitlik sağlanmıştır
Osmanlıcılığın Çöküşü
Osmanlıcılık fikrini zayıflatan ilk büyük etki 1877 -1878 Osmanlı-Rus savaşı ve bu savaşın sonuçları oldu Bu savaş sırasında Balkanlarda Osmanlı egemenliğinde yaşayan Hıristiyanların Müslümanlara kötü davranmaları, Rusların Rum ve Ermenileri kışkırtmaları, Müslüman halkta Hıristiyanlara karşı sert bir tepki doğurmuştu II Abdülhamit’in meşrutiyet yönetimine son vermesinde bu gelişmelerin büyük etkisi olmuştur I Balkan Savaşı Osmanlıcılık akımına kesin darbe vuran en önemli olay olmuştur Milliyet duygusunun ve milliyetçilik akımının çok etkili olduğu bu dönemlerde Osmanlıcılık akımının başarılı olması beklenemezdi Kategori:Osmanlı Devleti'nde siyasi akımlar
İSLAMCILIK
İslamcılık, 19 yüzyılın ortasında ortaya çıkan ve İslam dünyasını batı egemenliğinden ve geri kalmışlıktan kurtarmayı amaçlayan bir düşünce akımıdır
İslamcılık Akımı, İslam dünyasında daha önce de var olmuş yenileme-yenilenme (tec-dit-teceddüt) düşüncesine dayanan hareketlerden modernleşmeyi öngören yönüyle ayrılır Daha önceki hareketler İslam dünyasındaki bozulmaları İslam'ın özüne dönerek düzeltmeyi amaçlarken İslamcılık Akımı'nda batıya yetişme, batı dünyası gibi olma özlemi ağır basar Ama bu amaca dinin temel ilkelerinden ödün vermeden ve İslam dünyasını tek bir siyasal otorite altında birleştirerek ulaşmayı amaçlar
İslamcılar özellikle batının bilim ve teknoloji alanındaki yeniliklerini İslam dünyasının da mutlaka benimsemesi gerektiğini, İslam'ın bunu engellemediğini savunmuşlardır İslam ülkelerinin tek kişinin otoritesine dayanan yönetim düzenlerinin değişmesini, eğitim sistemlerinin yenileşmesini ve yeni bir yaşam biçimi benimsenmesinin gerekli olduğunu ileri sürmüşlerdir Dinin bu değişmelere uyumu sorununun da içtihatla (din bilginlerinin yeni bir durum karşısında bu durumun dine uygun olup olmadığı konusundaki yorumu) aşılabileceğini ortaya atmışlardır
İslamcılık Akımı'nın kurucusu Cemaleddin Afgani'dir (1839-97) Afgani'nin Mısır'da başlattığı bu akım orada Muhammed Abduh (1845-1905) ve Reşid Rıza (1863-1935) tarafından sürdürülmüştür İslamcılık Akımı'nın Hindistan'daki başlıca temsilcileri Seyyid Ah-med Han (1817-98) ve Seyyid Emir Ali (1849-1928) olmuştur Osmanlı aydınlarının da ilgisini çeken bu akım özellikle II Meşrutiyet döneminde (1908-18) bir hayli yandaş toplamıştır Bu dönemde Şehbenderzade Ah-med Hilmi (1865-1914), Said Halim Paşa (1863-1921) ve Mehmet Akif Ersoy (1873-1936) bu akımın öncülüğünü yapmışlardır Ama I Dünya Savaşı sonunda İslam dünyasının iyice parçalanması milliyetçilik akımlarının güçlenmesine yol açmıştır 1960'larda İslam dünyasında yeniden tartışma alanına çıkan İslamcılık, günümüzde daha değişik yönelimler kazanarak varlığını sürdürmektedir
|
|
|
|