Prof. Dr. Sinsi
|
Yaşam Tarinin En Büyük Gerçeği
= YAŞAM TARİHİNİN EN BÜYÜK GERÇEĞİ -1=
YÜZ MİLYONLARCA YILDAN BERİ CANLI TÜRLERİ AYNIDIR
Fosillerin kanıtlıklarıyla yazılmış yaşam tarihi canlı türlerinin yüz milyon yıllarla ifade edilen çok uzun zaman süreçlerinde dahi hiç değişmediklerinin açık ve kesin delilleriyle doludur Aşağıdaki bölümde önceki bölümlerdekilere ilaveten birkaç ekleme daha yapacağız Bu konuda daha detaylı bilgi isteyenler Sayın Harun Yahya’nın Yaşam Tarihi isimli çok kıymetli çalışmasına müracaat edebilirler
Avustralya ve Afrika akciğerli balığı Mersinbalığı, zargana, ıstakoz, kerevit ortalama 400 milyon yıl öncesinden beri varlığını sürdüren ve şu anda da yaşamakta olan birer yaşayan fosil örnekleridir
Bütün bunlara ilaveten uskumru, tatlı su levreği, ringa balığı, denizanası, süngerler, kurbağalar, arılar, karıncalar, kelebekler ve termitleri, 230 milyon yıldan beri dünyamızda yaşayan yusufçuğu, 100 milyon yıl öncesine ait asker karıncaları, 150 milyon yıllık semenderleri, örümcek gibi araknidleri ve kırkayak gibi miriapodları da yaşayan fosiller olarak gösterebiliriz
Kendi kanı ile birlikte bütün özellikleri bozulmamış halde bir amber içinde bulunan ve 20 milyon yıllık olduğu tespit edilen örümcek fosili de yaşayan fosillerin en önemli kanıtlarındandır
Gerçektende bir amber içinde hiç bozulmadan saklı kalan bu örümcek fosili son derece ilginçtir
Manchester Üniversitesi'nden yapılan açıklamada 4cm uzunluğunda ve 2cm eninde olan ve 20 milyon yıldan beri bir amber içinde saklı kalan bu fosilin günümüz örümceklerinden hiç farkının olmadığı gözlemlenmiştir
Söz konusu örümcek fosili, bulunan tek örnek değildir Yapılan kazılarla ortaya çıkarılmış ve yüz milyonlarca yıl öncesine ait örümcek fosilleri mevcuttur ve bunlar dünyanın çeşitli ülkelerinde müzelerde sergilenmektedir
Bilinen en eski ve en eksiksiz su örümceği fosili, günümüzden 425 milyon yıl öncesine aittir ve bu canlıların milyonlarca yıldan beri değişmeden kaldıklarının önemli bir delilidir
Yeryüzü, örümcek gibi milyonlarca yıl öncesinden kalan, günümüz canlılarının ve soyu tükenmiş diğerlerinin sayısız fosil örneklerini barındırmaktadır Bütün bu anlatılanlarla gözler önüne serilmeye çalışılanlar çeşitli müzelerde saklanan milyonlarca örnekten sadece bir kaçıdır
Yaşayan fosiller, canlıların aşamalarla birbirlerinden türemediklerini, hiçbir şekilde evrimleşmediklerini gözler önüne sermektedir
Fosil kayıtları, ara geçiş formlarının hiçbir örneğini vermemektedir Canlılar, milyonlarca yıl boyunca şu anki anatomik yapıları nasılsa aynı şekilde hiçbir değişime uğramadan varlıklarını sürdürmüşlerdir
Yaşayan bir organizma ile onun uzak geçmişteki fosilleşmiş ataları arasında karşılaştırabileceğimiz herhangi bir parça üzerinde neredeyse hiçbir değişiklik yok gibi görünmektedir Yaşayan fosiller, var oluştaki durağanlığın en uç derecedeki somut örnekleridir
Evrimin doğal seleksiyon mekanizması aracılığıyla işlediği teorisi, demografik gerçeklerin, genotiplerin bölgesel dalgalanması ve coğrafi dağılımların bir gözleminden başka bir şey değildir Çoğunlukla ele alınan türler, on binlerce sene hiç değişmeden kalmaktadır Koşullara bağlı olarak meydana gelen dalgalanmalar, genlerin önceden değişmesiyle beraber ele alındığında, evrime delil olarak kullanılamaz ve bunun en güzel delili de milyonlarca yıldır hiçbir değişikliğe uğramayan yaşayan fosillerdir
Yaşayan fosiller ve fosil kayıtlarındaki durağanlık, ne Darwin döneminde açıklanabilmiştir ne de bundan sonra açıklanabilir durumdadır
Fosil kayıtlarında canlıların milyonlarca yıl boyunca hiç değişime uğramadan kalmış olduğunun tespiti evrim teorisini temelinden yıkacak kadar önemlidir
============
Bilimsel kabul edilebilecek gerçekçi bir sonuç, ancak iki zıt cevaplı problemlerin her iki yönünün gerçeklerini hiç bir şeyi gizleyip saptırmadan tam olarak açıklamak ve tartmak ile sağlanabilir
Bilimsel olması gereken bir teori bilimsellikten çıkıp ideolojik bir konuma girdiğinde gerçekler ört bas edilmek istenebilir Bu durumda bilim ikinci plana itilmiştir Onlara göre öncelik ideolojidedir Tabiî ki bu koyu bir taassubun ta kendisidir
Evrim teorisi taraftarları her şeyden önce bir propagandadan ileri gitmeyen, göz boyama ve yanıltma amaçlı hayali çizimler, bilimsel gerçekleri gizlemeler yada saptırmalar, bilimsel kanıtlara dayanmayan varsayımlar üretme yerine bilimsel bulgulara dayanan gerçekçi varsayımlar üretmek zorundadır
Bilimsel delilleri gizleyen, bilimselliği sahtekârlık ve aldatmacalar taraftar sağlamaya çalışan teoriler bilimsel açıdan geçersizliğini kendi kendine ilan etmiş, kendi ipini kendi çekmiş demektir
Bu gün çok ve çeşitli canlılara ait çok zengin bir fosil arşivine sahibiz Aşağıdaki bölümde çeşitli canlılara ait milyonlarca fosil kayıtlarının içinden rast gele seçtik Sadece isim ve yaş gibi gerekli olan bilgiler verdik Fosiller yalan söylemediğine göre evrimin doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda takdiri okuyucuya bırakıyoruz
===========
Jeolojik dönemlere ait örneklerinin fosil katmanlarında bulunduğu, yaşayan örneklerinin de günümüzde bulunduğu canlılara yaşayan fosiller adı veriyoruz Bu canlılar, milyonlarca yıllık örneklerinden hiçbir fark ortaya koymamakta, fosil formlarının tıpatıp canlı örneklerini oluşturmaktadırlar
Yaşayan fosiller, günümüzdeki örnekleriyle geçmişten kalan fosil örnekleri arasında farklılık bulunmayan, dolayısıyla türlerin ne kadar uzun zaman geçerse geçsin hiç bir değişim göstermediğinin kesin kanıtlarıdır Bu gerçek zaman içinde canlıların değişip evrimleştiğini öngören evrim teorisine ağır bir darbe oluşturmaktadırlar
Bilindiği gibi evrim teorisi, ancak değişen çevre şartlarına uyum sağlayabilen canlıların hayatta kalacağını, bir takım rastlantısal değişimlerin etkisiyle evrimleşerek başka canlı türlerine dönüşeceğini varsaymaktadır
Yaşayan fosiller ise milyonlarca yıl önce yaşamış atalarıyla aynı yapıdadırlar, hiç bir değişim göstermemişlerdir Bu ise evrimin öngördüğü zaman içinde canlıların başka canlı türlerine dönüşeceği varsayımını tamamen çürütmektedir
Ataları yüz milyonlarca yıl önce yaşamış, bu zaman içinde yaşamayı ve üremeyi başarmış pek çok yaşayan fosil örnekleri mevcuttur
Milyonlarca yıl öncesinden kalan fosilleriyle tıpa tıp benzerlik içindeki organizmaların sayısı oldukça fazladır Biz burada en bilinenleri kaydetmekle yetiniyoruz
2001 yılının Mart ayında, Nature dergisi, BBC ve CNN gibi dünyaca ünlü basın kuruluşlarında yayınlanan bir haberde, Çin'de 150 milyon yıllık semender fosillerine rastlandığı belirtildi
Amerikan Doğa Tarihi Müzesi araştırmacıları Shubin ve Ke-Qin Gao tarafından bulunan fosil yatağı her yaştan semender fosilini barındırmaktaydı
Araştırmacıların yaptıkları açıklamaya göre bu fosillerin en çok dikkat çeken yönü, günümüz semenderleri ile aynı özelliklere sahip olmaları, 150 milyon yıldır hiçbir değişikliğe uğramamış olmalarıdır Diğer ifade ile fosiller bütün özellikleriyle günümüzde de yaşamaktadır
Evrim teorisine göre yüz elli milyon yıl gibi hayli uzun bir zaman diliminde canlıların değişmeden diğer ifade ile evrimleşmeden sabit kalmaları mümkün değildir
Araştırmacılardan paleontolog Shubin bu konuda şunları söylüyor:
-İster evinizin yakınındaki ormanda bir kayanın altındaki bir semendere, ister Çin'de 150 milyon yıllık bir semendere bakın, her ikisinin de aynı olduğunu göreceksiniz Aslında büyük ölçüde benzerler – bilek kemikleri, kafataslarının şekli, küçük detayların hepsi aynı
150 milyon yıldır hiçbir değişim göstermeden günümüze kadar gelen bu canlılar evrim teorisinin geçersizliğini ortaya koyan delillerden sadece bir tanesidir
Yaşayan fosiller sadece semenderlere ait değildir Bugün yaşayıp, yüz milyonlarca yıllık fosilleri ile tıpatıp benzer olan birçok canlı olduğu bilinmektedir
Harvard Üniversitesi paleontoloğu ve ünlü evrimci Stephen Jay Gould, bu gerçeği şöyle kabul eder:
-Fosilleşmiş türlerin çoğunun tarihi, kademeli evrimle çelişen iki farklı özellik ortaya koymaktadır:
1 Durağanlık: Çoğu tür, dünya üzerinde var olduğu süre boyunca hiçbir yönsel değişim göstermez Fosil kayıtlarında ilk ortaya çıktıkları andaki yapıları ne ise, kayıtlardan yok oldukları andaki yapıları da aynıdır Morfolojik değişim genellikle sınırlıdır Belirli ve ayırıcı bir yönü yoktur
2 Aniden ortaya çıkış: Herhangi bir lokal bölgede, bir tür, atalarından kademeli farklılaşmalara uğrayarak aşama aşama ortaya çıkmaz; bir anda ve tamamen şekillenmiş olarak belirir
Evrimci paleontolog Niles Eldredge ve antropolog Ian Tattersall ise bu konuda şu önemli yorumu yaparlar:
-Ayrı türlere ait fosillerin, fosil kayıtlarında bulundukları süre boyunca değişim göstermedikleri, Darwin'in Türlerin Kökeni'ni yayınlamasından önce bile paleontologlar tarafından bilinen bir gerçektir
Darwin ise gelecek nesillerin bu boşlukları dolduracak yeni fosil bulguları elde edecekleri kehanetinde bulunmuştur
Aradan geçen 150 yıla yakın süre boyunca yürütülen tüm paleontolojik araştırmalar sonucunda, fosil kayıtlarının Darwin'in bu kehanetini doğrulamayacağı açıkça görülür hale gelmiştir
Bu durum fosil kayıtlarının yetersizliğinden kaynaklanıyor değildir Fosil kayıtları açıkça söz konusu kehanetin yanlış olduğunu göstermektedir
Türlerin şaşırtıcı bir biçimde sabit oldukları ve uzun zaman dilimleri boyunca hep durağan kaldıkları yönündeki gözlem, kral çıplak hikâyesindeki tüm özellikleri barındırmaktadır:
Herkes bunu görmüş ama görmezlikten gelmeyi tercih etmiştir Darwin'in öngördüğü tabloyu ısrarla reddeden asi ve hırçın bir fosil kaydı ile karşı karşıya kalan paleontologlar, bu gerçeğe açıkça yüz çevirmişlerdir
Konuyu biraz daha açmak daha iyi anlatmak için yaşayan fosillerden birkaç örnek veriyoruz
|