Yalnız Mesajı Göster

İnsansı Fosiller

Eski 10-21-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsansı Fosiller




İnsanın evriminde öngörülen
KAFATASI DİZİLİMLERİ GERÇEK Mİ?

Fosil kayıtlarının evrimi yalanlaması insanın evrimi iddiası için de geçerlidir
Evrimciler farklı maymun türleri ile insan ırklarının kafataslarını art arda dizerek soyağaçları oluştururlar Ancak bu soyağaçları sadece varsayımlara dayalıdır ve evrime somut bir delil oluşturmamaktadır Delili olmayan varsayımlarında sadece bir varsayım olmakta öte bir değerinin olmayacağı açıktır
Evrim teorisinin 20 yüzyıldaki en önemli savunucularından biri olan Ernst Mayr, Homo sapiens'e (günümüz insanına) uzanan zincir gerçekte kayıptır diyerek bu gerçeği kabul eder
Paleoantropoloji hakkındaki önemli bir kitabın yazarı olan William Fix ise, şu yorumu yapar:
-İnsanın kökeni hakkında hiçbir şüphe duymamamız gerektiğini söyleyen hala sayısız bilim adamı vardır, ancak tek eksiklikleri bir delillerinin olmamasıdır
Bu bölümümüzde en çok tartışma konusu olmuş fosilleri modern bilimin ışığında evrim teorisinin ön görülerini de dikkate alarak tam bir tarafsızlıkla inceleyeceğiz

Australopithecus Fosilleri: Evrim teorisine göre australopithecus adı verilen canlı insanla maymun türünün ayrılma noktasıdır Diğer ifade ile evrim teorisine göre insanın en eski atasıdır
Australopithecus kelimesi güney maymunu anlamına gelir
Bu canlıların ilk olarak Afrika'da 4 milyon yıl kadar önce ortaya çıktıkları ve 1 milyon yıl öncesine kadar da yaşadıkları sanılmaktadır
Australopithecuslar arasında türleriyle ilgili bazı ayrımlar vardır Evrimciler Australopithecus türlerini çeşitli şekillerde isimlendirmişlerdir
Evrim teorisinin iddiasına göre australopithecus zamanla ayağa kalkmış, beyni büyümüş ve çeşitli aşamalardan geçerek günümüz insanı (Homo sapiens) haline gelmiştir
Fakat bu konuda somut bir kanıt gösterilememektedir Yapılan araştırmaların sonucu bunun tam tersini işaret eder Bunun nedenlerini şu şekilde belirtebiliriz
Maymunlarla insanların hareket şekli tamamen farklıdır İnsanlar, gerçek anlamda iki ayaklarıyla hareket eden yegane canlılardır Diğer bazı hayvanlar ise iki ayaklı olarak sınırlı bir hareket kabiliyetine sahiptirler Örneğin, ayı ve maymun gibi hayvanlar ender olarak örneğin bir yiyeceğe ulaşmak istediklerinde, iki ayakları üzerinde hareket ederler
Evrim teorisi savunucularına göre Australopithecus isimli bu canlılar, iki ayakları üzerinde insanlar gibi dik olarak yürüyemeseler de eğik yürüme yeteneğine sahiptiler
Bu yarım ve sınırlı iki ayaklı yürüyüş hareketi bu canlıların insanın atası oldukları yönünde en güçlü kanıt olarak gösterilir Gösterilir ama bilim böylesine önemli bir konuda çok daha güçlü kanıtlar ister

Evrim teorisi taraftarlarının Australopithecusların iki ayaklı oldukları konusundaki iddialarını çürüten ilk delil, yine evrim araştırmacılarının kendilerinden gelmiştir
Australopithecus'ların fosilleri üzerinde yapılan detaylı inceleme, evrim teorisi savunucuları tarafından bile, söz konusu canlıların gereğinden fazla maymuna benzediklerinin kabulüne yol açmıştır
1970'li yılların ortalarında Australopithecus fosilleri üzerinde detaylı anatomik araştırmalar yapan evrim taraftarı Charles E Oxnard, Australopithecusların iskelet yapılarını günümüz orangutanlarınkine benzetiyordu:
-Australopithecinesler'in omuz, pelvis, bilek, ayak, dirsek ve eller gibi anatomik bölgeleri üzerinde yapılmış birçok karşılaştırmalı anatomik araştırma mevcuttur Bütün bunlar şunu söylüyor: Bu fosillerin modern insana olan yakınlığı gerçek olmayabilir Bütün fosil parçaları hem insandan hem de şempanze ve gorillerden farklıdır Australopithecines'ler grup olarak incelendiğinde kendilerine has bir tür orangutana benzerlik gösterirler

Ancak evrimciler için derin bir hayal kırıklığının kaynağı, Australopithecusların iki ayaklı ve eğik olarak yürüyemeyeceklerinin anlaşılmış olmasıdır
İki ayaklı ancak eğik olarak yürüdüğü iddia edilen Australopithecus'un böyle bir yapıya sahip olması fiziksel olarak son derece verimsiz olacaktı ve orantısız olarak yüksek bir enerji gerektirmekteydi
Nitekim, 1996 yılında bilgisayar uzmanı Robin Crompton, yaptığı araştırmalarda bu çeşit bir karma yürüyüşün bilimsel bulgularla imkânsız olduğunu gösterdi
Crompton vardığı sonuçta şunları belirlemiştir
Bir canlı ya tam dik, ya da tam dört ayağı üzerinde yürüyebilmektedir Bu ikisinin arası bir yürüyüş biçimi, enerji kullanımının aşırı derecede artması nedeniyle mümkün görülmemektedir Böyle bir oluşum canlının aleyhinedir Canlının aleyhine olan bir gelişimi ise evrim mantığı bile asla izin vermez ve kabul etmez

Bu gün elimizde pek çok australopithecus fosili bulunmakta, evrim teorisi taraftarları tabiatları gereği bulunan her fosili diğer fosiller gibi bir ara format olarak takdim etme çabasındadırlar
Konunun uzmanlarından Spoor, Wood ve Zonneveld Nature dergisi 23 Haziran 1994 tarihli sayısında yayınlanan makalelerinde şu sonucu ifade etmişlerdi:
-Güney Afrika'da yaşayan Australopithecus ve Paranthropus kafataslarındaki yarı dairesel kanalın boyutları, bugün halen yaşamakta olan büyük maymunlarla aynı özellikleri göstermektedir
Bu konuda Profesör Charles E Oxnard New Perspectives on Human Evolution isimli eserinde:
-Her durumda, ilk incelemeler Australopithecus fosillerinin insanlara benzer olduğunu veya en kötü ihtimalle insanlarla Afrika maymunları arasında geçiş formu olduklarını öne sürse de, kanıtlarının tamamının incelenmesi gerçeğin farklı olduğunu göstermektedir
Bu fosiller açıkça hem insanlardan hem de Afrika maymunlarından farklıdırlar Australopithecus özgün bir türdür diye yazmaktadır
Bu konuda Lord Solly Zuckerman ve Prof Charles Oxnard gibi İngiltere ve ABD'den dünyaca ünlü iki anatomistin insanın evriminde ara formatlar sayılan Australopithecus örnekleri üzerinde yaptıkları çok geniş kapsamlı çalışmalar, bu canlıların sadece soyu tükenmiş bir maymun türüne ait olduklarını ve insanlarla hiçbir benzerlik taşımadıklarını göstermiştir
Tüm bu bilgilerin sonucunda ortaya çıkan gerçek Australopithecusların insanlarla hiçbir ilgisi olmayan, nesli tükenmiş bir maymun türünden başka bir şey olmadıklarıdır

Australopithecus'un insanın atası sayılamayacağı, son dönemde evrimci kaynaklar tarafından da kabul edilmektedir
Yapılan bilimsel araştırmalar sırasında bir kafatası fosili bulundu Bulunan bu kafatası fosilinin Paranthropu Robustus türünden bir dişiye ait olduğu belirdi
Paranthropu Robustus gibi fosil isimleri genelde fosilin bulunduğu yerle; fosilin türü, fosili bulanın adına izafeten verilir Nitekim paranthropu robustus’un diğer adı australopithecus robustus’tur Diğer ifade ile australopithecus türüne ait bir canlının fosilidir
Bulunan söz konusu kafatası yapılan araştırmalarda Australopithecus türünden olduğu kesin bir şekilde anlaşılmıştır Australopithecuslar ise daha öncede belirttiğimiz gibi çok ırklı bir maymun türüdür

Homo Habilis Australopithecus aynı tür canlı mı? Evrim Teorisi australopithecus türünün evrimleşerek evrimin bir sonraki aşaması olan Homo Habilisi meydana getirdiklerin varsayar Fakat bu varsayımın en ilginç yanı ise birbirinin atası olarak gösterilen türlerin aynı dönemde yaşamış, birbirlerinin çağdaşı olduklarıdır Halbuki evrim çok uzun zaman dilimlerinde kademeli gelişimi öngörür Birinden diğeri evrimleşmiş iki canlı türünün aynı dönemlerde yaşamış olması bu nedenle mümkün değildir

Bir zamanlar evrimcilerin gözdesi Lucy fosili: Ünlü Fransız bilim dergisi Science et Vie, Mayıs 1999 sayısında büyük propagandalarla evrimin kanıtı gibi gösterilen Lucy fosilinin tam anlamıyla “pabucunun dama atıldığı” konusunu kapak yapmıştır
Australopithecus afarensis türünün en önemli fosil örneği sayılan Lucy'i konu alan dergi (Elveda Lucy başlığını kullanarak Australopithecus türü maymunların insanın soy ağacından çıkarılması gerektiğini yazmıştır
St W573 kodlu yeni bir Australopithecus fosili bulgusuna dayanarak yazılan makalede, şu cümleler yer almaktadır:
Yeni bir teori Australopithecus türünün insan soyunun kökeni olmadığını söylüyor St W573'ü incelemeye yetkili tek kadın araştırmacının vardığı sonuçlar, insanın atalarıyla ilgili güncel teorilerden farklı; hominid soy ağacını yıkıyor Böylece bu soy ağacında yer alan insan ve doğrudan ataları sayılan primat cinsi büyük maymunlar hesaptan çıkarılıyor Australopithecuslar ve Homo türleri (insanlar) aynı dalda yer almıyorlar, Homo türlerinin (insanların) doğrudan ataları, hala keşfedilmeyi bekliyor


Alıntı Yaparak Cevapla