Yalnız Mesajı Göster

Eğitim Sosyolojisi Bilim Düşünürleri

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eğitim Sosyolojisi Bilim Düşünürleri




122 Max Weber

Modern sosyolojinin kurucularından Weber, insanın hareket ve davranışlarını sosyal ilişki ve bağlanışlar çerçevesinde ele almıştır Sosyal ilişkiler, taraflar arası anlaşmalardan doğabildiği gibi, dışardaki bir güç tarafından da empoze edilebilir Weber, sosyal kurumların hepsinin, hem tarih içinde diaaa gelişim açısından hem de şu andaki yaygın durum bakımından ideal tiplere, soyut tiplere indirgenebileceğini iddia ediyor; böylece sosyal gerçeğin tabakalar içinde daha iyi anlatılabileceğini düşünüyor Weber'in bilhassa hâkimiyet teşekkülü ve şehir tipolojileri ile hukuk ve din sosyolojisi üzerindeki analizleri dikkati çekmektedir

Sosyal hayatta bütün faktörler birbirlerini karşılıklı olarak etkilerler Ekonomik ilişkilerin din ve diğer sosyal ilişkiler üzerinde büyük etkileri olduğu gibi, meselâ, her din de bir iktisadî ve sosyal ahlâk yaratmaktadır İnsanların duygularını, düşüncelerini, vaziyet alışlarını etkileyen faktörlerin içinde dinin önemli bir yeri vardır Kapitalizm de, Protestanlığın getirdiği kapitalist zihniyetin bir eseridir Dinler ahlâkî değerleri, ahlâkî değerler de sosyal ve ekonomik hayatı şekillendirmektedir

Eğitim, fertlerin ilerde toplumsal yapı içinde alacakları statüyü belirleme açısından çok önemlidir Weber'e göre eğitimin esas görevi, kişinin ilerde toplumsal yapıda ulaşacağı yere ulaşması için kişileri ve grupları hazırlamaktır Yani eğitim, kişilerin ve grupların, bürokrasi ve sosyal tabakalaşma içinde ilerde alacakları yere hazırlama çalışmalarıdır Weber'in tipoloji yaklaşımı, Eğitim Sosyolojisi araştırmalarında çok etkili olmuştur

123 Eğitim Sosyolojisi-Eğitsel Sosyoloji tartışmaları

Eğitimin toplumsal yönünün ele alınması, ABD'nde iki ayrı eğilimin gelişmesine yol açtı: bunlardan birincisi konuyu sosyolojinin bir dalı olarak alan Eğitim Sosyolojisi, ikincisi ise konuyu eğitim açısından ele alan Eğitsel Sosyolojisi akımlarıdır

Eğitim Sosyolojisi akımına mensup sosyologlar eğitimcileri, okulları ve diğer kurumları toplumsal ve kültürel çerçeveleri, içinde anlamaya çalışırlar Amaç, eğitim ile toplum arasındaki ilişkilerin kavranmasıdır Bu araştırmalarda, sosyolojik metod ve teknikler kullanılır Toplumsal rollerin eğitim alanında nasıl oynandığı da incelenir Eğitim ile -diğer toplumsal kurumlar olan- ekonomi, politika, din, aile gibi kurumlar arasındaki ilişkiler ele alınır Okullar ve eğitim sistemleri ile toplumsal yapı arasındaki bağlantılar, eğitim politikacısı, teorisyenleri ve eğitim uygulayıcılarının toplumsal kökenleri vs de Eğitim Sosyolojisi akımına mensup olanların araştırma konuları olmuştur

Eğitsel Sosyolojisi ise, eğitimin teori ve uygulamalarına normatif olarak yaklaşmakta, istatistik verilerden, deneysel araştırmalardan kaçınmaktadır Ahlâk, politika, eğitim uygulamaları ve pratik sorunlar üzerinde durmaktadırlar

Ancak daha sonraları bu iki akımın ortak bir çizgi üzerinde birleşme çabaları görülmektedir Bilindiği gibi, kıt'a Avrupasının genellikle teorik sosyal görüşler ileri süren sosyologlarına karşı -özellikle Avrupalı G Tarde ve H Spencer'den esinlenen - Amerikalı sosyologlar (LFWard, AW Small, G Ratzenhofer, W McDougall, CH Cooley, GH Mead vs) konuyu, fertten hareket ederek açıklamaya çalışmışlar ve toplumsal gerçeği mikroskobik parçalara ayırmışlardı Daha sonra gelen T Parsons, Robert K Merton, CW Mills gibi Amerikalı sosyologlar ise kendi ülkelerindeki deneysel ve sayısal araştırma akımı ile Avrupalı düşünürlerin bütünü kapsayan teorik görüşlerini birleştirmek istemişlerdi Sosyal bilimlerin problem tespit etme, hipoaaa koyma, veri toplama, verilerin analizi, değerlendirilmesi, yorumu ve ortaya konan hipoaaain test edilmesine dayanan araştırma yöntemi, eğitim dahil bütün sosyal bilimler alanında hızla yayıldığı için, Amerika'daki Eğitim Sosyolojisi ve Eğitsel Sosyoloji akımları da bir taraftan deneysel araştırmalarda normatif teorilerin kabul edilmesi, diğer taraftan sosyal kural ve değerlerin deneysel olarak incelenmeye başlanması ile ortak bir noktaya doğru gelmiş bulunmaktadır
124 Yapısal-Fonksiyoncu Eğitim Sosyolojisi

Toplumlar, hayatiyetlerini sürdürmek için bazı ihtiyaçlarını karşılamak zorundadırlar Bu ihtiyaçların karşılanması sırasında ortaya çıkan sosyal kurumların hemen hepsi belli bir takım toplum gereksinmeleri için var olmuşlardır Başka bir deyişle, her toplum kendi ihtiyaçlarına göre bazı sosyal kurumlar oluşturur Her ihtiyaç ve görev bir sosyal kurum meydana getirmektedir Sosyal yapı gerçi sonradan oluşur ama, oluştuktan sonra görevlerin çoğalmasına ve değişmesine göre farklılaşır; yeni yapılar ortaya çıkartır Bir toplum içinde çeşitli görevleri yerine getiren sosyal kurumlar, kendi aralarında uyumlu bir bütünlük gösterir

Sosyolojideki yapısal-fonksiyoncu görüşün en başta gelen temsilcileri Amerikalı sosyologlar olan Talcott Parsons ve Robert K Merton'dur Parsons'a göre toplumsal sistem, belirli statülerdeki kişilerin rollerine uygun karşılıklı etkileşimleri sayesinde kurulmakta; bu ilişkiler kalıplaşınca toplumsal yapı oluşmaktadır Parsons'da toplumsal olaylar kişiler arası ilişkilere indirgenmektedir Bireyler, birbirlerine zıt gibi görünen karşıt ikililer ("diktomi") içinden özgür seçim yaparak toplumsal sistemi oluştururlar Ancak fert, bu özgür davranışları' seçerken, toplumsal açıdan bunun hoş görülüp görülmeyeceğini; değerlere, kurallara, ahlâka ve diğer sosyal kurumlara uyup uymayacağını ve -uymaması halinde- tehlikeleri göz önüne almalıdır Her toplumun kendine has bir değerler tipolojisi ve amaçlar dizgesi vardır; her toplum kendi kültürel modelini devam ettirmek ister

Parsons'ın sosyolojisinde genellikle sosyalleşme, benimseme ("internalizasyon"), kişileri belli görev ve sosyal statülere yerleştirme ("allokasyon"), kişileri farklı rol, davranış kalıpları, sosyal sınıf, yerleşim yerlerinde vs farklılaştırma ("differentiation"), şahsiyet, sosyal ve kültürel sistemler gibi konular üzerinde durulur Kişinin toplum içindeki hedeflerini, onun rolleri, ihtiyaçları ve toplumsal değerler organizasyonları belirler Burada okul, bir sosyal sistem olarak ele alınır Okul, aktörler arasındaki, yani öğretmen-öğrenci ve öğrencilerin kendi aralarındaki karşılıklı etkileşimlerinin bir sonucudur Okul, sosyalleşmeyi sağlayan yerlerden biridir Hattâ giderek çocukların ve gençlerin sosyalleşmesi tamamen okulların görevi haline gelmektedir Okullar, hem toplum kültürünü çocuklara ve gençlere öğretmek, benimsetmek hem de fertleri ilgi ve yeteneklerine göre belli görevlere yerleştirmekle görevlidirler Okul, hem kişilere kendi şahsiyetlerini kazandıracak hem toplumsal rolleri öğretecek, bireylerin şahsi ihtiyaçlarını karşılayacaktır

Sosyolojideki fonksiyonalist görüşün eksikliklerini tamamlamak isteyen RK Merton, özellikle fonksiyon kavramı üzerinde durmaktadır Fonksiyonlar her zaman toplumsal bütünlüğü sağlamıyor; bazen da bozuyor, sarsıyor Bireylerin birbirleriyle uyumlu davranışlar göstermelerine yarayan kültürel yapı (değerler, normlar, amaçlar) ile davranışlar arasındaki ilişkileri gösteren toplumsal yapı, uyumsuzluk içine düştüğünde, bir gerilim ve kopma hali ("anomi") ortaya çıkar Bu durumda kişiler sahipsiz, amaçsız kalır; hiçlik duygusuna kapılır, boşluğa düşer Toplumsal yapı değişmeleri sırasında kültürel yapının değişmesi, böyle anomi durumları yaratır Bu durumlarda eğitim sistemine ve kurumlarına büyük rol ve ağır bir görev düşmektedir Okulların kültürel ve toplumsal değişmeye karşı takınacakları tavır, yetiştirdikleri kişiler ve toplum açısından çok önemlidir


Alıntı Yaparak Cevapla