Yalnız Mesajı Göster

Renk Bilimi Nasıl Doğdu

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Renk Bilimi Nasıl Doğdu




Renk Bilimi Nasıl Doğdu

İnsanoğlu, kendini bildiği günden bugüne, renk hadisesine ne yazık ki bir kullanım aracı veya obje olarak bakmış, ne güzel kırmızı döpiyes veya sarı kazak deyip geçmiştir İlerici görüş, hissediş sahipleri (empresyonistler) rengin farklılığını hissederek çalışmalar yapmışlardır Hepsinin yola çıkış tarzı önce ışık sistemidir Renk ve ışık, Spektrumun radyan bir enerjisi veya en düşük elektromanyetik alanı olarak kabul edilir Beyaz ışık bütün dalga uzaklıklarının karışmasından meydana gelen Spektrumun görünüşü ile orantılıdır

Renk göz ile yakalanan bir ışık tesiridir Işığın eşya üzerine çarpmasıyla, yansıyan ışınlardan gözümüzde meydana gelen duyumların her birine “renk” denir

Renk anlamı; ışık, göz ve beyinle idrak edilir Bu sebeple renk anlamı üç sistemde ele alınmalıdır

a- Psikolojik sistemde renk: Beynimizde uyanan bir durumdur Mavi duyum gibi

b- Fizyolojik sistemde renk: Çeşitli ışık cinslerinin göz retinası üzerinde, sinirler vasıtasıyla meydana getirilen, fizyolojik olaydır Işığın görünüş hadisesi fizyolojiktir Renk ise bizdedir Renk bir duygudur Yaşayan varlıkların sinir sistemlerinde mevcuttur

c- Fiziksel sistemde renk: (Işıkla spektrum ile) Ölçülerle ve rakamlarla geniş olarak belirtilen bir olaydır Işığın hangi dalga uzunluğunu hangi oranda bulundurduğu esastır Fizik bakımından renk türü titreşimde ışık dalgalarından ibarettir Bu ışık – renk dalgaları değişik uzunluktadırlar Kırmızının en kısa, morun en uzun olduğu gibi

Rengin Tarihçesi

İnsanı insan kılan her değer dümdüz bir cam levha gibidir Öyle ki her birinin içinden insanı insan kılan o ışık geçer Rengarenk levhalar parlak güneşin altında parıldar ve binbir çeşitte renk verirler Yine de insanı insan kılan ışık tektir

Renklerin psikolojik ve fizyolojik etkileri dalında renkler ve kişilik gelişimi dallarında araştırmalar yapan Living Colour (canlı renkler) organizasyonunu kuran (1984) Howard Sun, çalışmalarını Theophilus Helidor Gimbel’le yoğunlaştırdı 1983 yılında renk terapisti unvanını aldı İnsanların ruhsal ve insani psikolojileri konusunda tam bir deneyim kazandı İnsanların kişisel, fiziksel ve ruhsal dünyaları konusunda uzun ve yorucu araştırmalar yaptı Grup terapileri ile sistemin doğruluğunu insanlara aktardı Renk analiz uzmanlığını eşi Dorothy Sun ile fevkalade geliştiren Howard Sun 1984 yılında eşi ile birlikte İngiltere’nin ilk resmi terapi merkezini açtı Bu çalışma İngiltere’de büyük ilgi gördü İnsanlar renkler ile kişilik ve iç dünyalarının keşfine başladılar

Renk Bilimi Nasıl Doğdu?

İngiliz fizikçi Isaac Newton (1642 – 1727) 1670′de güneş ışığını elmas bir prizmadan geçirerek, renkleri ayırmayı başarmıştır Bir odayı kararttıktan sonra güneş ışığının ince bir delikten odaya girmesini sağlamış, bu ışığın önüne bir prizma koyarak parçalanış halini, tıpkı gökkuşağında olduğu gibi yedi rengi yukarıdan aşağıya doğru bir perdeye aksettirmeyi sağlamıştır Güneş ışığını meydana getiren yedi rengin (renk tayfının) görkemi, gizemi bugün üzerinde birçok incelemeler yapılan son derece olumlu sonuçlar alınan çalışmaları ve araştırmaları beraberinde getirmiş, Renk Bilimi’ni bir bilim dalı olarak ortaya koymuştur

Newton’dan sonra, Chevreul, Helmhotz, Young gibi fizikçiler ve de kimyagerler bu proje üzerine yoğunlaşarak çalışmalarını hızlandırmışlardır Newton beyaz perde üzerindeki renklerin bir sıra teşkil etmesine Spektrum Solaers (Güneş Tayfı) adını verdi Spektrumun zaman zaman değişen, güneşin hararet derecesine göre renklenen renk tayfında aşağıdaki renkleri görürüz ve bütün renkler beyaz ışıktan doğar:

Kırmızı, Turuncu, Sarı, Yeşil, Mavi, Lacivert, Çivit Mavi, Menekşe Moru

Sarı, kırmızı ve mavi renklere; Esas Renkler veya Meydana Getirilemeyen Renkler adı verilir

Yeşil, turuncu ve mor renkler ise esas renklerin ikişerli karışımından meydana gelirler

Örneğin:



Sarı + kırmızı = turuncu



Sarı + mavi = yeşil



Mavi + kırmızı = mor

Böylelikle ortaya konan bu renk şeridine Spektre – Solaire denir Göz alışımı ile idrak edilen, bütün yaşamı ve varlık dünyasına renk veren renk, renkler ve bu oluşumdan duyarlılığa; renk tesiri (sansation) denir

Rengi görmeden duyarlılıkla da hissetmek mümkündür Bir örnek olarak bahsedeceğim uygulamayı deneyebilirsiniz Kendinize bir kırmızı ve bir de mavi kart hazırlayın Gözlerinizi kapatarak hangi kartın hangi renk olduğunu bilmeden dizlerinizin üzerine yerleştirin Yine gözleriniz kapalı ellerinizi kartların üzerine yaklaştırın konsantre olarak bir süre o şekilde durun Belirli bir süre sonra kırmızı karttan sıcak bir esinti mavi karttan ise daha serin bir esinti hissedeceksiniz Kırmızı sıcak renk grubunda, mavi ise soğuk renk grubundadır ve bu enerjilerine aynen yansır



Yine benzer bir deneyle herhangi bir rengin komplamanterini yani tamamlayıcısını bulmak bilimsel açıdan mümkündür Daire şeklindeki bir kartonun yarısını yeşile boyayın Diğer yarısı ise beyaz kalsın Bu daireyi hızla kendi etrafında döndürürsek bir süre sonra beyaz kısmını pembe olarak görmeye başlayacaksınız Çünkü yeşilin komplamanteri pembedir Hatta beyaz kısmı pembe olarak boyayıp aynı deneyi yapsak bir süre sonra kartonun beyaz renk alacağını görecektik Tüm bunlardan varılan sonuç şudur ki renk bir enerjidir ve renk bilimi pozitif bir bilimdir



Alıntı Yaparak Cevapla