Yalnız Mesajı Göster

Yaşam İçin Gerekli Olan Elementler Nelerdir

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yaşam İçin Gerekli Olan Elementler Nelerdir




A) SODYUM

Sodyum, vücut sıvılarında en yoğun şekilde bulunan elementtirÖzellikle plazma ve intersellüler sıvıda yüksek oranda bulunurTabiatta NaCl halinde yaygın şekilde bulunduğundan; vücut, yemeklere ilave edilen tuzla, sodyum ihtiyacını kolaylıkla karşılarTuzun fazlası yine NaCl şeklinde çok büyük ölçüde idrarla, daha az olmak üzere de ter ve gaita ile dışarı atılırGünlük NaCl ihtiyacı 3 gram civarındadırGerçekte normal kimselerde metabolizma için gerekli Na miktarı bir kaç yüz miligramdan ibarettirAncak, kan basıncı yüksek olan kimseler de, NaCl alımı yeterince sınırlandırılmalıdırBu sınır 1 gram civarındadırPlazmadaki Na miktarı % 32 miligram kadardır

Sodyumun Görevleri

Vücut sıvılarında bulunan sodyumun en dikkati çeken görevini, ozmotik basıncın sağlanması teşkil etmektedirKanın ve intersitisiyel sıvının normal ozmotik basıncın sağlanması ve korunmasında Na konsantrasyonunun büyük bir önemi vardır

Sodyum, kan plazması dışında ve tuz halinda bir miktar da kemiklerde yerleşmiş vaziyette bulunurGereğinde organizma, kemiklerdeki sodyumdan yararlanabilirKan sodyumu düzeyinin ayarlanması, başlıca ACTH hormonunun etkisi altında olurKanda Na düzeyinin normalin üzerine çıkmasına “ hipernatremi ” altına düşmesine ise “ hiponatremi ” denilirYüksek tansiyonluların veya tansiyon eğilimi bulunanların, tuz diyetlerine önem vermeleri gereklidirNaCl yerine diyette KCl tuzu kullanılmaktadırKCl tuzunun uzun süre kullanılması da K birikimi yönünden sakıncalı olabilir

B) POTASYUM

Özellikle hücre içi sıvısı yönünden ve hücre içerisindeki fonksiyonları yönünden çok önemli bir katyondurNormal besinlerle yeterli miktarda K alınırBesinlerle alınan bu potasyumun miktarı 2-4 gram arasında değişebilir

Besinlerle alınan ve absorbe edilemeyen % 5-10 oranında potasyum gaita ile, diğer bir kısım potasyum da böbrekler yolu ile dışarı atılır

Potasyumun Görevleri

Kanda potasyum düzeyinin yükselmesine “ hiperkalemi ” düşmesine ise “ hipokalemi” denilirKan potasyum düzeyindeki değişiklikler, daha çok kendisini çizgili kaslar ve özellikle kalp kası üzerinde belli ederHiperkalemi veya diğer terimi ile hiperpotassemi halinde kalp vuruşlarında yavaşlama ve kalp seslerinde zayıflama görülürHiperpotassemi, daha çok böbrek yetersizliği, şok veya dehitratasyon hallerinde, Potasyum atılımı “ aldosteron” un kontrolü altındadır

Hipokalemi (kanda potasyum düzeyinin düşmesi) daha çok hücre içi sıvısındaki potasyum düşmesi hali ile birlikte görülür

Hipokalemi, kaslarda zayıflık, hastada letharji hali, iştahsızlık, etraf organlarında felçler ve kalp kasında dejeneratif değişiklerle kendini belli eder

C) KLOR

Klor, intersitisiyel sıvı ve kan plazmasındaki başlıca anyonları teşkil ederKlor, sodyumla birlikte NaCl yani yemek tuzu şeklinde organizmaya girerGerçekte sodyum ve klor metabolizmaları birbirlerine sıkı bir şekilde bağlıdırAlınan Cl - un, gaita ve terle atılan çok ufak bir kısmı hariç, büyük kısmı idrarla atılır

Klorun Görevleri

Klor, özellikle plazmada ve hücreler arası sıvıda yer alan bir elektrolit olarak, ozmotik basıncın sağlanmasında görev alır

D) KALSİYUM

Kalsiyum, insan organizmasındaki en yoğun şekilde bulunan katyondur Vücutta bulunan kalsiyumun çok büyük bir kısmı, kemik dokusunda “ hidroksiaptid ” kristalleri halinde fosfatla birlikte bulunurKalsiyumun plazmadaki düzeyi % 10 miligram civarındadırKalsiyum özellikle kanın pıhtılaşmasında önemli rol oynarKalsiyum kasların fonksiyonu yönünden de önemlidirAyrıca hücre zarının permeabilitesinde ve sinirsel aktivitede de kalsiyum rol oynar

Normal bir diyetle beslenen, bir kişi günde 800 miligram kadar kalsiyum alırBunun 700 miligram kadarı gaita ile tekrar vücut dışına atılırVücutta net olarak 100 miligram kalsiyum saklanmış olur Vücutta kalan ve bir kısmı da kemiklerde depo edilen 100 miligram kalsiyumun bir bölümü de yine gaita ile dışarı atılırBöbrek yolu ile çok az kalsiyum dışarı atılırKalsiyum, sütte, yumurtada, peynirde, fasülyede, mercimekte, ette ve bazı yeşil sebzelerde de bulunur

Kalsiyumun Görevi

Plazmadaki kalsiyum düzeyi çok dar sınırlar içerisinde bulunur Bu sınır % 9,2-10,4 miligram arasındadırKalsiyum düzeyinin bu sınırın altına düşmesine “ hipokalsemi ”, üzerine çıkmasına da “ hiperkalsemi ” denilir

Plazma kalsiyum düzeyinin % 6 miligrama kadar düşmesi halinde “ tetani ” denen hal meydana gelirTetanide özellikle Peri-feral sistem sinirlerindeki uyarımla, kaslarda tetanik kasılmalar görülürBu kasılmalar el ve yüz kaslarında, daha çabuk ve belirgindirTetani hali devam ederse hasta ölebilir

Hiperkalsemin halinde ise, sinirsel sistemdeki uyarımlar yavaşlar, bunun sonucu olarak kaslar da tembelleşirNeticede iştahsızlık ve kabızlık görülebileceği gibi, ileri hallerde kendisini kemiklerde aşırı derecede kalsiyum birikimi ile belli eden hastalık hali ortaya çıkarPlazma kalsiyum düzeyinin yükselmesi daima fosfat düzeyinin düzeyinin düşmesi ile birlikte görülürBöbrek fonksiyon bozuklukları da kan kalsiyum düzeyinde değişikliklere neden olabilir

E) FOSFOR

Fosfor canlı organizma için vazgeçilmez bir maddedirFosforsuz bir hayat düşünülemezFosfor, organizmada kalsiyumla beraber başlıca kemiklerde bulunurFosfat, kanda fosfat iyonları şeklinde bulunduğu gibi, protein ve lipitlere bağlı olarak da bulunurNükleik asitleri meydana getiren nükleotitlerde de, fosforik asit vardırCanlı organizmanın biyolojik enerji kaynağını oluşturan ATP’de bir fosfat bileşiğidir

Fosforun Görevi

İnorganik fosfat, plazmada başlıca iki şekilde bulunurHPO 4 - ve H 2 PO 4 - iyonları kanda bulunan bu fosfat iyonlarından büyük kısmını HPO 4 - iyonları teşkil ederBu fosfat iyonlarının asit-baz dengesinin sağlanmasında önemli rolleri vardırKanın fosfor cinsinden inorganik fosfor miktarı % 4-5 miligram kadardırPlazmanın fosfor düzeyi, kalsiyum düzeyi ile yakından ilişkilidirHer iki inorganik madde düzeyi, kanda birbirleri ile belirli bir oran içerisinde bulunurlarBu oran 1/1 şeklindedirPlazmanın fosfat seviyesi 0,8 m Mol/litreyi aştığı zaman fosfat fazlası idrara geçerBu, fosfat için eşik değeridir

Kan fosfat düzeyinin ayarlanmasında “ parathormon ” etkin bir görev yaparParathormon bu görevini bir taraftan kemiklerden ekstrasellüler sıvıya fosfat geçişini kolaylaştırmak, diğer taraftan da böbreğin fosfat itrahını çoğaltmak suretiyle yapar

F) MAGNEZYUM

Magnezyum, sağlık için gerekli minerallerden birisidirİnsan organizmasında başlıca kemiklerde, kaslarda ve sinirsel dokuda bulunurMagnezyum daha çok bir hücre içi elemanıdırAlyuvarda da magnezyum vardırMagnezyumun plazmadaki miktarı % 2,5 miligramdırHücrelerde Mg miktarı daha fazladırKas hücrelerinde % 20 kadar magnezyum vardırYetişkin bir insanın günde 350 miligram kadar magnezyuma ihtiyacı olduğu kabul edilmektedirMagnezyum büyük ölçüde gaita ile vücuttan atılır

Magnezyumun Görevi

Magnezyumsuz bir diyetle beslenen deney hayvanlarında dolaşım bozukluğu ve sinirsel irritasyonlar görülürSonuç konvulsiyonlar ve ölümle noktalanırMagnezyum kas kontraksiyonunda miyozinin ATP’ase aktivitesine inhibe eder, buna karşılık aktomiyozin adenozintrifofataz aktivitesini sitümüle ederGenel olarak magnezyum birçok enzimlerin aktivasyonu için gerekli bir mineraldir

Biyokimyasal tekniklerde de Mg ++ iyonlarından yararlanılır

G) DEMİR

İnsan organizmasında özellikle alyuvarların yapısında bulunan hemoglobin’in, fonksiyonel bir parçası olması yönünden önemlidirBunun dışında demir, kasların myoglobininde, sitokrom, peroksidaz ve katalaz enzim sistemlerinde yeralan hayatsal değeri olan bir mineraldirDemirin biyokimyasal reaksiyonları özellikle solunum sistemi yönünden büyük görevleri vardır Çocuklar için günlük demir ihtiyacı 10-15 miligram arasında değişirBüyüklerin demir ihtiyacı da kadın veya erkek oluşuna veya genç veya yaşlı oluşuna göre farklılık gösterirGenç kadınlarda ve emziren annelerde 18 miligram kadardırVücuttan atılan demir miktarı ise sadece 1 miligram kadardırİnsanlar yedikleri her türlü et besinleri ile yeterli miktarda demir alırlarFosfatça zengin besinlerin alınması demir absorbsiyonunu yavaşlatırDemirin dokularından kana salınabilmesi için bakıra ihtiyaç vardır

Demirin Görevi

İnce bağırsaklardan ihtiyaca göre absorbe olan demir, plazmada süratle ferrik şekilde oksitlenerek glikoprotein yapısında olan “ transferrin ” ile birleşerek dokulara naklolunurDemirin organizmadaki depo şekline “ ferritin ” denilmektedirDemirin fazlası vücuttan dışarı atılamazBu nedenle kendilerine gereksiz yere fazla demirli preparatlar verilen kan transfüzyonu yapılan şahıslarda demir birikimi olur

Demir özellikle hemoglobinin, solunum zincirinde yeralan non-hem proteinlerin, sitokromların, miyoglobinin yapılarında yeralması ve bazı enzimlerin aktivasyonu yönünden çok önemlidir

H) ÇİNKO

Çinko bazı enzimlerin aktivasyonu için, vazgeçilmez bir mineraldir

Pankreasta oldukça büyük miktarda çinko bulunurİnsülin pankreasta çinko bileşiği halinde depo edilir

I) KOBALT

Kobalt B 12 vitamininin yapısında yeralan bir mineraldirİnsanlarda kobalt noksanlığı görülmemiştir

Fazla kobalt “ polisitemia ” denen fazla alyuvar teşekkülü hastalığına neden olmaktadır

İ) FLUOR

Fluor noksanlığının diş çürümelerine neden olduğu bilinmektedirDişi çürüten bazı enzimlerin aktivasyonu için gerekli olduğu, bulunmaması halinde, aktif hale geçemeyen enzimlerin diş çürümesine sebebiyet verdikleri varsayımı ileri sürülmektedir Fluor, ayrıca vücuttaki kemikleşmeye de yardım ederSularda yetersiz fluor bulunduğunda, sulara , diş macunlarına, süte eklenerek alınabilir

K) BAKIR

Bakır kan proteinlerinde seruloplazminin yapısında yeralırBazı önemli enzimlerin aktivite gösterebilmeleri için bakıra ihtiyaçları vardır


Alıntı Yaparak Cevapla