10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsan Doğadan Nasıl Yararlanır
İnsan doğadan nasıl yararlanır
Çevrede insanlar doğadan nasıl yararlanıyor
İnsan bulunduğu doğal çevrenin bir parçasıdır ve doğal çevreyi oluşturan doğal unsurlarla etkileşim içindedir Beslenme, giyinme ve barınma gibi bir çok temel ihtiyacı doğal çevre ile ilişkilidirİnsanlar toprağı işleyerek çeşitli ürünler elde eder Ancak bu ürünler yeryüzünün farklı bölgelerinde çeşitlilik gösterir
Doğal Çevremizin Sınırlılığı
Tarih boyunca insanlar do*ğal kaynakların sınırsız olabile*ceğini düşünmüşlerdir Bu da insanların uzun yıllar boyunca doğal kaynakları bilinçsizce kullanmasına yol açmıştırİhti*yaçların çeşitlenmesi, tüketi*me bağlı olarak doğa ve insan arasındaki dengeyi doğanın aleyhine bozmuş, doğal çev*renin tahribatıyla birlikte za*manla açlık ve fakirlik hızla iler*lemiş ve ekolojik dengede bo*zulmalar meydana gelmiştir
- Topraklar; Erozyon, kentleşme ve kirlenme ile azalmakta
- Ormanlar çeşitli nedenlerle yokedilmekte ve yerine yenisi oluşamamakta
- Tatlı sular yanlış kullanımdan dolayı hızla kirlenmekte ve nüfusun hızlı artması ile tüketimi de artmakta
- Su ürünleri; teknolojinin gelişmesiyle hızla tüketilmekte ve mercan resifleri zarar görmekte ve doğal denge bozulmaktadır
Toprak ve Orman Sınırlılığı
Toprak, üzerinde tüm canlıların barınıp yaşadığı ve beslenmesi için gerekli ürünlerin yetiştiği canlı bir varlıktır ve yaşamın kaynağıdır
Toprak; hava, su ve diğer doğal kaynaklar gibi insan yaşamı için önem taşıyan kısıtlı bir değerdir Doğal değişim döngüsü içinde atık*ların emilmesini sağlayan bir filtre olma özelliği yanında organizmalar için yaşam alanı, madenler ve suyun saklanması içinde bir depo görevi görür Sosyoekonomik faaliyetler için mekânsal bir temel oluşturan toprak tarihî ve kültürel mirasımızın da üzerinde yer aldığı bir unsur olarak yararlı birçok özelliğe sahiptir
Dünya nüfusunun artışı ve bununla birlikte beslenme ve konut gibi gereksinimlerin giderek art* ması, ekolojik dengenin her geçen gün bozulmasına neden olmaktadır
İnsanlar tarafından tahrip edilen yağmur ormanları yenilenememektedir Bu bakımdan türce zengin orman örtüsü yerine tek türe dayalı düşük kaliteli ormanlar oluşmaktadır
Şehirleşmenin Sınırları Ne Olmalı?
Şehirleşme ve şehirlerin çevresine doğru genişlemesi, tarım alanlarını ve doğal yaşam alanlarını tehdit etmektedir Plansız şehirleşme sonucu pek çok canlı türü yok olmaktadır Nüfusun temel ihtiyaçları karşılanırken doğal kaynaklar gereken hassasiyet gösterilerek kullanılmalıdır Nüfusun ve şehrin büyümesinin doğaya minimum zarar verebilecek düzeyde sınırlandırılması gereklidir
Doğanın Bilinçsizce Kullanımı
Günümüzde bilinçsiz ve yasak avlanma yapmak önemli ekolojik sorunları ortaya çıkarmaktadır Bu nedenle birçok hayvanın nesli tükenmiştir Canlı türlerindeki hızlı tükenişin doğurabileceği sonuçların, nükleer bir savaşın etkilerine yakın ola*bileceğine dikkati çeken bilim çevrelerinin tahminlerine göre, 20-30 yıl içinde dünyadaki canlı türlerinin 1/5'inin tükenme tehlikesi altında bulunuyor
Tarımda ve günlük hayatta kullanılan kimi maddeler bazı canlılar için ölümcül nitelik taşımakta, bu canlıların sonunu getirmektedir
Su Ürünlerinin Sınırlılığı
Okyanus yaşamı, suda yaşayan en küçük canlılardan balinalara kadar, değişik şekil ve boyutlardan oluşan mükemmel bir düzene sahiptir
Dev gemiler, son teknoloji ekipmanlar kullanarak, balık sürülerini çok hızlı bir biçimde avlayabiliyor*lar Dip tarama yöntemleri mercan resiflerini ve diğer hassas ekosistemleri yok ediyor
Okyanuslar ve barındırdığı canlılar, küresel ısınma ve iklim değişimi tarafından, geri dönülemez bir biçimde etkilenecek Örneğin, su sıcaklıklarındaki yükselme çok geniş mercan alanlarının ağarmasına ve ölmesine neden olacaktır
İnsanın su kaynaklarına en önemli etkilerinden biri de fiziksel ve biyolojik kirliliktir Bu kirliliğe yol açan kaynaklardan bazıları; şehirlerin kanalizasyonları, endüstriyel atıklar, patlamalar, denizlere dökülen çöpler, madencilik, zirai pestisitler, kullanılmayan ısı kaynakları ve radyoaktif atıklardır
Dünyada canlıların yaşam alanı olan biyosfer farklı ekosis-temlerden oluşmuştur Ekosistemlerin yapı ve işleyişinin bozulması beslenme halkalarının da bozulmasına yol açar Böylece bazı canlı türleri yok olur
Çevrenin Önemi ve Korunması
Çevre; insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak et*kileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır Bir ilişkiler sistemi olan çevrenin bozulması ve çevre sorunlarının ortaya çıkması, genellikle insan kaynaklı etkenlerin doğal den*geleri bozmasıyla başlamıştırİçinde bulunduğumuz yüzyıl; birçok teknolojik imkânı insanlığın hizmetine sunarken, bir yandan da insanlığın ortak mirası olan çevreden geri getirilmesi zor, hatta imkânsız olan varlıkları da alıp götürmektedir
Çevreyi koruma fikrinin gelişimi Sanayi Devriminden sonra başlamıştır Toplumu çevre konusunda bil*gilendirmek, bilinçlendirmek, topluma olumlu ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve sorunların çözümünde fertlerin aktif katılımını sağlamak çevre eğitimi ile mümkün olabilir
Çevre Koruma Projeleri
Yurdumuzda doğal çevreyi korumaya yönelik çeşitli önlemler alınmakta, bunlarla ilgili proje çalış*maları yapılmaktadır Bunların en dikkat çekicilerinden biri de sulak alanlar ile ilgili hazırlanan projelerdir Örneğin, Uluabat Gölü ile ilgili uygulanan proje bunlardan biridir Bu projeyi tanıtmadan önce sulak alanlarla ilgili bazı özellikleri birlikte inceleyelim
Sulak Alanlar
Sulak alanlar, tropikal ormanlar gibi yeryüzünün en yüksek oranda oksijen üreten ekosistemleridir Sulak alanlar ve göller, ekosistemlerde görülen farklılıklar nedeniyle çok sayıda canlının yaşama imkânı bulduğu bioçeşitlilik alanlarıdır
Türkiye sulak alanlar bakımından Avrupa ve Orta Doğu'nun en zengin ülkesidir

SINIRLI KAYNAKLAR
Su Kaynakları Tükeniyor
Yaşamın temel kaynağı olan su, hem ekosistemlerin devamlılığı hem de insan yaşamının devamı için vazgeçilmezdir Günümüz dünyasında su; tarımsal üretim, endüstriyel kullanım, enerji üretimi, ulusal güvenlik gibi konularda da önemli bir yere sahiptir Su rezervinin yeterli olması ekonomik ve sosyal kalkınmanın sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir
Dünyadaki tatlı su miktarı kısıtlıdır Nüfus artışına bağlı olarak artan su talebiyle birlikte su kaynaklar; miktar, kalite ve kullanım açısından ciddi sorunlarla karşı karşıyadır
Dünyadaki su kıtlığının ana nedenleri:
Yenilenebilir kaynak miktarının azlığı,
Yanlış ve aşırı su kullanımı,
Hızlı nüfus artışına bağlı olarak kişi başına düşen su miktarının azalması olarak özetlenebilir
|
|
|