Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk İnkılapları Olmadan Öncesi Ve İnkılaplar Sonrası Günlük Hayata Etkileri Nedir
Medeni Kanun'la, Türkiye'de laik hukuk sistemine geçilmiş, kadın erkek eşitliği kabul edilmiş, medeni nikah ilkesiyle çok eşlilik kaldırılmış, kadının her alanda faaliyette bulunmasına imkan sağlanmıştır
Ekonomi Alanındaki İnkılaplar
Sanayide Yapılan Yenilikler
Osmanlı İmparatorluğu'nda, yönetimdeki basiretsiz kişilerin, yıllarca süren savaşlar ve kayıplara karşı, ekonomik alanda köklü çözümler üretememesi, devlet gelirlerinde bir çöküşe neden olmuştur Ve bunun neticesinde de, dış borçlar giderek artmıştır Bu borçları da, yüksek faizli borçlarla ödemeye kalkmak; bütçenin %30'a yakın bir bölümünü bu karmaşık durumdan çıkmak için harcamak, ekonomiyi iflas ettirmiştir Bu ekonomik iflasa rağmen, Osmanlı devletinde 1919'lara kadar bir İktisat Bakanlığı kurulamamıştır
İmparatorluk son günlerini yaşarken, Anadolu halkı da sefil ve perişan bir haldeydi İşte bu olumsuz şartlar altında kurulan TBMM Hükümeti, Mustafa Kemal'in önderliğinde yeni bir savaşa başlıyordu: Ekonomi Savaşı
18 Mart 1923'te, İzmir'de, ülkenin çeşitli yerlerinden gelen tüccar, işçi, çiftçi ve sanayicilerin katılmasıyla Türkiye İktisat Kongresi toplandı Kongrede, ekonominin rayına oturtulması ve köklü tedbirler alınması için bazı kararlar belirlendi Atatürk Kongrede şunları söylemişti:
"Arkadaşlar, sizler doğrudan doğruya milletimizi teşkil eden halkın sınıflarının içinden geliyorsunuz ve onlar tarafından seçilmiş olarak geliyorsunuz Bu itibarla, memleketimizin, milletimizin halini, ihtiyacını ve milletimizin emellerini ve acılarını yakından biliyorsunuz  Sizin söyleyeceğiniz sözler, alınmasının lüzumunu beyan edeceğiniz tedbirler, doğrudan doğruya halkın lisanından söylenmiş gibi kabul olunur  Halkın sesi, hakkın sesidir Kılıç ile fütuhat yapanlar, sabanla fütuhat yapanlara yenilmeye, sonuç olarak yerlerini terketmeye mecburdurlar Nitekim Osmanlı saltanatı da böyle olmuştur  Kılıç kullanan yorulur, nihayet kılıcı kınına koyar ve belki kılıç o kında küflenmeye, paslanmaya mahkum olur Lakin, saban kullanan kol gittikçe daha ziyade kuvvetlenir Daha çok kuvvetlendikçe daha çok toprağa malik ve sahip olur " 12
Bu kararlar;
1-Hammaddesi yurt içinde olan endüstri kollarının kurulması,
2-Özel girişimcilerin desteklenmesi,
3-Yatırımcılara kredi sağlayacak bankaların kurulması,
4-Günlük tüketim mallarına öncelik verilmesi,
5-Önemli kuruluşların millileştirilmesi,
6-Sanayii teşvik edici yasaların çıkarılması, özellikle gümrük tarifelerinin, milli sanayinin kalkınma ihtiyaçlarına göre değiştirilmesi,
7-Yerli malların karada ve denizde ucuz tarife ile taşınması,
8-Sanayi bankası kurulmaya karar verilmesi maddeleri altında toplanmıştır
Alınan bu kararlar hemen uygulamaya geçirilmiş, fakat dünyanın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle, Mustafa Kemal ekonomik uygulamaları; 1923-1932 yılları arasında, 'halkçılığa dayalı liberalizm ile yarı devlet müdahaleciliği', 1932-1938 yılları arasında da 'karma ekonomiye dayalı planlı kalkınma' olarak iki aşamalı uygulamıştır
1936 yılında "II Beş Yıllık Kalkınma Planı" hazırlanmasına rağmen, Atatürk'ün vefatı ve başlayan II Dünya Savaşı sebebiyle, plan uygulamaya konulmamıştır Plan, 1960 yılında uygulanmaya alınmıştır
Beş yıllık kalkınma planı gereğince; mensucat ve dokuma sanayiinde Bakırköy, Kayseri, Nazilli, Konya Ereğli dokuma fabrikalarıyla, bu fabrikaların pamuk ihtiyaçlarını karşılamak için Adana ve İzmir bölgelerinde pamuk tarımının canlandırılması öngörülmüştür Tekstil sanayii, kendir, kangram, kükürt, demir-çelik bakır kömür gibi maden ve petrol arama işletmeleri, selüloz ve kağıt sanayi, seramik, cam, kimya, sünger, gülyağı, elektrik ve enerji üretimi için planlar yapılmıştır Plan çerçevesince ayrıca fabrikalar açılmış, bütün bu sanayi dalları için eleman yetiştirecek mesleki eğitim kurumları faaliyete geçirilmiştir
Sanayi yatırımlarını teşvik etmek için, öncelikle 1927 yılında 'Teşvik-i Sanayi Kanunu' çıkartılmış, yabancı ürünlerle mücadele edebilmek için de 1929 yılında yüksek gümrük tarifesi uygulanmaya başlanmıştır
1933 yılında Sümerbank kurulmuş, 1935 yılında da maden kaynaklarını araştırmak üzere 'Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü', elektrik-enerji kaynaklarını araştırmak için 'Elektrik İşleri Etüt İdaresi', maden ve elektrik işletmelerini kurmak için de 'Etibank' kurulmuştur
Ulaştırma Alanındaki İnkılaplar
Türkiye şartlarına en uygun ulaşım aracı olarak treni gören Mustafa Kemal, demiryollarına çok büyük bir önem vermiş ve önemli merkezleri demiryolu ulaşımıyla birbirine bağlamıştır
"Osmanlı İmparatorluğu zamanında yaptırılan ve 65 yılda biten 3350 km lik demiryoluna karşılık Mustafa Kemal'in önderliğinde kendi gücümüzle 1925-1939 yılları arasında 3000 km lik yol yapılmıştır " 13
Millileştirme politikası gereğince, yabancı şirketlerin elinde bulunan demir ve denizyolu şirketleri de satın alınmıştır Kapitülasyonlarla elimizden alınan Türk limanları arasındaki ticaret hakkımız, Lozan Antlaşması'yla geri alınmış, gemilerimiz limanlarımızda sefere başlamıştır 1 Temmuz 1926 tarihinde 'Kabotaj Kanunu' kabul edilmiştir Ayrıca yolcu taşıma işi devlete bırakılmış, ticari yükler konusu da devlet ve özel sektör arasında paylaştırılmıştır Deniz işletmeciliği için ise 1938 yılında Denizbank kurulmuştur
Büyük Atatürk, havacılığa da özel bir önem vermiş ve 1936 yılında kurulan 'Devlet Hava Yolları'yla İstanbul-Ankara arası düzenli seferler başlatılmıştır
Sosyal Alandaki İnkılaplar
Şapka Giyilmesi
Cumhuriyet'in ilanını izleyen yıllarda, sosyal, ekonomik ve kültürel alanda medeni ülkeler arasındaki yerini alması için, Türk Milletinin hızlı bir değişime ihtiyacı vardı Milletin geçireceği bu değişim süreci her alanda kendini göstermeliydi
Osmanlı İmparatorluğu döneminden Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar, Türk Milletinin giyim ve başlık tarzları belli bir uyum göstermiyordu Mustafa Kemal bu karmaşıklığı ortadan kaldırmak ve medeni ölçüler içinde bir giyim şekli belirlemek için çalışmalara başladı
Mustafa Kemal bu konuda çok kararlıydı Atatürk 25 Ağustos 1925'teki Kastamonu ziyaretinde şapka giymiş, medeni kılık kıyafette de bizzat öncülük yapmıştır:
"Artık duramayız behemehal ileri gideceğiz; çünkü mecburuz Millet vazıh (açık) olarak bilmelidir: Medeniyet öyle kuvvetli bir ateştir ki, ona bigane kalanları yakar, mahveder İçinde bulunduğumuz medeni ailede layık olduğumuz mevkii bulacak ve onu muhafaza ve ila (yüceltme) edeceğiz Refah saadet ve insanlık bundadır 
…Efendiler; Türkiye Cumhuriyeti'ni tesis eden Türk halkı, medenidir Tarihte medenidir, hakikatte medenidir   Türkiye Cumhuriyeti halkı aile hayatıyla, yaşayış tarzıyla medeni olduğunu göstermek mecburiyetindedir  şapkaya itiraz edenler vardır Onlara diyeyim ki çok gafilsiniz ve çok cahilsiniz Onlara sormak isterim, Yunan serpuşu olan fes giymek caiz olur da, şapka giymek neden olmaz? Ve onlara ve bütün bu millete hatırlatmak isterim ki, Bizans papazlarının ve hahamların hususi kisvesi olan cüppeyi ne vakit ve ne için giydiler  Türkiye'nin hakikaten medeni olan halkı baştan aşağı harici vaziyetiyle dahi medeni ve mütekamil insanlar olduklarını fiilen göstermeye mecburdurlar  "14
Nitekim, 25 Kasım 1925 tarihinde TBMM'ce kabul edilen kanunla, şapka giyilmesi kanunlaşmıştır
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, tekke ve zaviyeler belli bir süre için görevlerini yerine getirmiş olsalar da, çöküş yıllarında, Türk Milletinin sosyal ve kültürel alandaki gelişim ihtiyaçlarına cevap veremez ve dünyadaki gelişmelere ayak uyduramaz olmuşlardır Ayrıca bazı tekkelerin siyasetle yakından ilgilenmesi, bağnaz ve tutucu bir yapı sergilemeleri ve bütün bunları, -hiç ilgisi olmadığı halde- İslam dini adına yapıyor olmaları; Türk Milletinin gelişmesini ve İslam dininin anlaşılmasını engelliyordu
Mustafa Kemal Atatürk'ün görüşleri çerçevesinde, tekke ve zaviyelerin kapatılmasına karar verilir 2 Eylül 1925 tarihinde hükümet kararnamesi çıkartılır ve 12 Aralık 1925 tarihinde de kanun yürürlüğe girer
|