Prof. Dr. Sinsi
|
Anadolu’Da Bağlama Ve Saz Terimine Geçiş Hakkında Bilgi
Anadolu’da Bağlama ve Saz Terimine Geçiş Hakkında Bilgi
Anadolu’da Bağlama ve Saz Terimine Geçiş
Anadolu’da kopuzdan sonra, tambura tipli çalgıların genel adı olarak kullanılan terimler ”saz” ve ”bağlama”dır
Aslen Farsça olan ve Farsça’dan Türkçe’ye geçen ”saz” terimi, halk sanatçılarının şiirlerini söylerken çaldıkları telli çalgının genel adıdır Bu nedenledir ki, aşıkların şiirlerini sazla birlikte söylemelerinden dolayı, son çağ edebiyat tarihçileri aşıklara ”saz şairi”, yarattıkları edebiyata da ”aşık edebiyatı” adını vermişlerdir Saz teriminin anlamları konusunda çeşitli kaynaklarda şu bilgiler yer almaktadır:
“Saz: musikinin her türlü aletine saz deniliyor
-Genel alet anlamında ve yaşamak için ihtiyaç duyulan şeyler anlamında da (gıda-eşya)
Yol, tarik, gidiş, yöntem, mevki, topluluk, ahenk, göç, kuvvet”
Saz – çeng, ud, tambur, gıyçek, rubab gibi benzer bir musiki aleti
Özel bir çalgı, genel anlamda saz
Sahten (yapmak) fiilinden emir şekli
Saz – yap demektir Yapan manasına gelir (cilve-saz-cilve yapan)”
“Saz-(Fars ) (Saz) a bağlama
Sazandar – (Fars Sazende’den bozma) a zakir
Sazcı – a zakir
Sazende – Fars; (Sazende) a zakir”
”Saz (I) Çayır
Saz (II) Kavrulmuş un içinde sirke, soğan ve et konularak pişirilen yemek
Saz (III) Hamut Çemberi (arabalarda)
Sazak (IV) [Sazaklık, Sazlık, Sazmak (I) ]
1 Bataklık, sazlık
2 Pınarların derelerin ayağındaki otluk yerler
Sazlanmak [Sazıldanmak] kendi kendine yavaş sesle şarkı söylemek;
Sazıldanarak yürüyen, farkına varmadan yol açılır”
Görüldüğü üzere, çalgı adı olması dışında çeşitli anlamlara da gelen saz terimine günlük dilde, özellikle atasözlerinde ve deyimlerde sıkça rastlanılmaktadır ,, Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az, aşık sazla maşuk nazla müteselli olur, saza saz, söze sözle mukabele etmeli bunlardan birkaç örnektir Saz altında dolaşmak” ise, omuzunda saz ile diyar diyar gezmek anlamında aşıkların kullandığı bir deyimdir Saz terimi halk şiirinde de çokça geçmektedir
Ben gidersem sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikar etme (Aşık Veysel’den)
Şu sazıma bir düzen ver
Teller de muradın alsın (Aşık Ali İzzet’ten)
Şahinim var bazlarım var
Tel alışkın sazlarım var (Karacaoğlan’dan)
Gazimihal Türkçe’deki ”saz” ile Farsça’daki ”saz” terimlerini çeşitli yönleriyle karşılaştırmakta ve bu terimin bizdeki farklı anlamları ve kullanımı konusunda şu yorumu yapmaktadır:
”1 Anlaşıldı ki, Farsça imaleli saz ve saht cihaz demektir Nitekim o dilde geçerlikteki sazende nispetinin ana anlamı da yapıcı, imal edici demektir Çalıcı anlamından da sazende ve çoğunlukla Arapça’dan mutrib sözünü kullanırlar (İran’da) 2 Halbuki, Türkçe uzatımsız saz sözü, sazlık yerlerdeki bazı uzun saplı bitkilerin sürekli rüzgar altında yerli yerinde çıkardıkları vızıltı ve sızıltılardan mülhem bir onomatopedir Farsça’nın yukarıda gördüğümüz saz kelimesi pek eskiden batı Türkçe’sine girmiş ve Türkçe saz yansıtmasının etkisinde kalarak gerçekten de onun gibi uzatımsız bir hal almıştır Sazendeyi uzatmalı, fakat Farsça saz’ı kısa söyleriz İranlı saza da saz der Sonra, bu Farsça’dan alınma saz ve sazende kelimelerini köylümüz hiç kullanmazlar Telif ve divan yazarlarıyla şehirli musikicilerimiz kullana gelmişlerdir Ferhenklere göre saz kelimesinin dokuz anlamı vardır, bunlardan birincisi alet ve özellikle musiki aleti demektir Öbür sekizi Türkçe ye hemen hiç geçmemiştir Neden yalnız alet anlamı dilimize geçebilmiştir? Bunu yine Türkçe saz onomatopesti yüzünden görmek hiç de yanlış olmayacaktır Saz vızıltısını bilen Türk, Farsça sazı ona benzeterek benimsemiş olmalıdır Halbuki, tekrar ediyoruz, Farsça saz asılda alet, Türkçe saz asılda kaba hasır otu demektir… Farsça saz Anadolu’nun Türkçe metinlerinde bidayetten itibaren yer almıştır Payitaht dilinde ince saz ve kaba saz ikiliği kullanıldıysa da, köylüler incesazı benimsememiş, davul zurna takımına da hiç bir zaman kabasaz dememişlerdir Payitahtla ele alınan batı aletlerine de saz denilir oldu, fakat sazende ince saz çalışlarına denilmekte devam etti İç illerde saz, tanbura ve kopuz çeşitlerinin adı oldu İşte bu saz adı Türkçe olmalıdır… Kanaatimizin özeti şimdi daha kesinlikle şudur: Türkçe saz bir onomatopedir Madeni tellerin sazlık vızıltısı gibi sızlanmalarından kinayedir Madeni tellerin tatbikinden önce kopuz çeşitlerinin sesi daha kalın ve tok düşmek gerekirdi”
Anadolu’da tanbura tipli kopuz türevi çalgılara, madeni tellerin takılmasından önceki dönemlerde saz denildiğine dair bir bilginin olmayışı, bu terimin yaklaşık 17 yüzyıldan sonra bu çalgılar için kullanılmaya başlandığını göstermektedir Anadolu şiirlerinde, türkülerinde yürek sızısı ile saz sızlamasının özdeşleşerek hep yan yana düşmesi, aşıkların, saz sanatçılarının sazı özellikle sızlatarak çalmaları da Gazimihal’in tespitlerini doğrular niteliktedir
”Bağlama” terimi ”saz”dan sonra bu çalgıda ikinci derecede kullanılan bir diğer addır Bunun yanında, Anadolu’da çok çeşitli anlamlarda kullanılan bağlama terimi hakkında bazı kaynaklarda şu bilgiler bulunmaktadır:
”Bağlama, saz şairlerinin, şiirlerini okurken çaldıkları küçük saz sapına perde bağlanması dolayısıyla bu çalgıya bağlama denmiş olacağı ağırlıktadır
Bağlama, kitap yazma, telif etme karşılığında kullanılan terim ”(CÖ)
|