Yalnız Mesajı Göster

Abhaz Mitolojisi Nedir

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abhaz Mitolojisi Nedir




Birçok Nart destanı savaş hünerlerinin yanısıra savaşçıların zırh, ok ve yaylarından da sözeder Demirci Ainar güçlü ve zeki biri olarak tanıtılır Sağ eli çekiç, sol eli maşadır ve sol bacağını örs olarak kullanır

Günün birinde Savsuruko ormanda avlanırken öldürdüğü bir boğanın yanında duran minik Atzanlardan birini görür Boğa öylesine büyüktür ki yanında duran cüce güçlükle seçilebilmektedir Küçük Atzan "Benim payımı ver, gerisi senin olsun" diyerek avı paylaşmayı önerir "Olmaz" der kurnaz Savsuruko "taşıyabileceğin kadarını al, gerisi bana yeter" "Ne kadar taşıyabilirsin ki küçük adam" diye düşünür bir yandan da Fakat Atzan tuzağa düşmez, boğanın ayaklarını bağlar, sırtına yükler ve sessizce çekip gider Savsuruko, eli boş döner

Aynı öykü, Kun adındaki bir başka Nart için de söylenir Kun, Atzan'ı evine kadar izler ve eve ulaştığında, cüce Atzan'ın kızkardeşi Zilyka'yı görür Zilyka öylesine iştahla yün eğirmektedir ki ev yerinden oynamaktadır Kun, Zilyka'dan hoşlanır ve onunla evlenmek ister ama Atzanlar gönülsüzdür Halktan birinin, onu küçümseyebilen gururlu Nartlar'a gelin gitmesini doğru bulmazlar KunZilyka'ya her zaman saygı göstereceğine yemin eder Zilyka ise, onunla evlenmek istediğini ancak cüce olduğu için kendisini aşağılamaya kalkarsa derhal Kun'u terkedeceğini bildirir

Düğün şöleni için yüz boğa kesilir, iyi bir eş olarak Zilyka, evleninceye kadar düğün evinden dışarı çıkmaz fakat öldürülen boğaların derisinden bir top yapar ve pencereden atar Nartlar bu topla oynarlar ve onu öylesine yükseğe fırlatırlar ki, top bulutlara değer

Birgün Kun, diğer Nartlarla birlikte at yarışına gitmek üzere iken, giyeceği çizmenin yırtıldığını farkeder Zilyka, yırtığı görmemiştir "Talihsiz başım Cüce bir kadınla evlenirsen olacağı budur" diye yakınır Zilyka kocasının söylediklerini tesadüfen duyar, eve girer, bıçakla karnını kesip, çıkardığı çocuğu pencereden fırlatır "Beni size bağlayan başka da birşey yok" diyerek evi terkeder ve ailesine döner

Kun ve diğer Nartlar çok üzgündür Bebek çimenlerin üzerinde yatmaktadır ancak bir demircinin ocağı kadar sıcak olduğu için kimse ona yaklaşamaz Sonunda Kun'un ailesi Zilyka'ya haber gönderir ve ne yapmak gerektiğini sorar Zilyka, bebeğin erimiş demirle beslenmesi gerektiğini söyler ve gerçekten de bu şekilde serpilip geliştiği görülür Bebeğe Tzvitzv adı verilir

Tzvitzv'in bir kahraman olması beklenir ama o ateşin yanında oturup ağaç yontmaktan başka birşey yapmaz Gerçekte ise tüm diğer Nartlar'dan daha kurnaz, cesur, alçakgönüllü ve soyludur Savaşmaya giderken kılık değiştirir ve atlarını da siyah, beyaza boyar Birgün Nartlar, ganimetlerini paylaşırken o da kendi payını ister "Bunu haketmek için ne yaptın?" diye sorarlar "Su, gerçeği söyleyecektir" der Bunun üzerine kazanlar dolusu su getirilir ve Tzvitz yaptığı işleri sıraladığında kazanındaki su kaynayıp taşar Böylece gerçeği söylediği anlaşılır ve Savsuruko onu kucaklar

Nihayet Nartların nesli tükenir, insanlar üzgündür En akıllılarından biri "Oldukça varlıklıyız Niçin hayvanlardan bir kısmını öldürüp yemiyoruz? Böylece bu büyük kayba daha kolay dayanırız" der Kararlaştırılan günde bir araya gelirler Birkaçı şölen hazırlamakla görevlendirilir Bir kısmı da Nartların atlarını yakalamakla yükümlüdür ve atların üstüne atarçe'em adı verilen cenaze törenlerine özgü battaniyeler örterler Yalnız Savsuruko'nun [Sosruko'nun] atını yakalayamazlar Şöleni hazırlayanlar çok çalışır fakat diğerleri sadece oturup Nartlar üzerine hayal kurarlar Sıkılınca at yarışı ve ok atma yarışması düzenlerler, birinci gelenlere ödüller verilir Alyansları için bestelenmiş şarkılar söylerler Şenlikler yedi gün sürer

Birgün, erdemli biri olan bir seyyah evine dönmektedir Gece bastırınca ormanda uyumak zorunda kalır Uykusunda birisi "Savsuruko, konuğu alıp gel, yemek yiyeceğiz" diye seslenir Sonra Savsuruko seyyahın yanına gelir ve Nartların, üzeri yiyecek dolu masaların etrafında oturduğu yere götürür onu Yalnız Savsuruko'nun masası boştur Konuk yanlarına geldiğinde Nartların hepsi Savsuruko'nun masasına bir miktar yiyecek getirip koyar Savsuruko konuğa şu açıklamayı yapar:

"Öldüğümüzde, komşularımız varımızı yoğumuzu cenaze törenleri için harcadı Ancak, benim atım yakalanmadığı ve yarışa katılmadığı için, cenaze yemeğinden payımı vermediler Atımın adı Bzoy'dur ve çelikle beslenir Ormanda uyuduğun yer benim mezarımdır"

Seyyah uyanınca Nartların köyüne gider ve herkesi toplantıya çağırır Gördüklerini onlara anlatır Savsuruko için bir anma töreni yapmaya karar verirler ancak Nartların zenginliğinden geriye çok az birşey kaldığı için kendi hayvanlarını getirip keserler Seyyah da dahil herkes ne verebiliyorsa verir ve güzel bir tören düzenlerler Seyyah, Savsuruko'nun atını yakalar, üzerine battaniye örter ve daha sonra ona biner Törene katılanlar dağılmadan Önce, ne zaman birisi ölse tüm akraba ve komşularının büyük bir şölen vermesi ve alyansları düzenlemesi gerektiğine karar verirler Cenaze yemeklerinde sadece at yarışı şarkısı söylenecektir ve dans edilmeyecektir artık

Söylencelerden anlaşıldığına göre, Savsuruko'nun yaşadığı olumsuzlukların çoğunun nedeni gayrımeşru olması yüzündendir Meşru olmak, babaya bağlıdır, ve eğer anne babadan boşanırsa, çocuklar babanın sülalesine aittir Abhazya'da üvey kardeş kavramı yoktur Öyküler genelde Abhaz dünya görüşünü ve aile yapısını yansıtır

Çoğu Avrupa hikayelerinde gelinini ezmeye çalışan bir kayınvalide tiplemesi vardır Abhaz folkloründe ise bunun tersi gözlenir: kayınvalidesini incitmeye çalışan kötü niyetli bir gelin Bir hikayede genç gelin, eşi ve kayınvalidesi arasında sorun yaratmak için çeşitli yollar dener Eşi, onun çabalarının farkındadır ancak sessiz kalır

Gelinin en gözde numarası, diğer tabaklardan ayırabilmek için küçük bir işaret koyduğu kayınvalidesinin tabağına bolca tuz ilave etmektir Yaşlı kadın asla şikayetçi olmaz ama durmadan da su içme gereksinimi duyar

Bir gün genç adam karısına bir ders vermeye karar verir Arkasına döndüğü bir anda tabakları değiştirir böylece gelin kendi hazırladığı tuzlu yemeği yemek zorunda kalır Yatmadan önce genç adam gece içilmek üzere ayrılmış olan suyu da döker

Gelin susuzluktan yanmış bir halde uyanır, su içebilmek için dere kenarına gitmek zorunda kalır Kocası sessizce onu izler ve tam su içmek üzere dizlerinin üzerine suya eğilince arkasından sessizce yaklaşır ve birkaç kez suya doğru iter, ta ki eşi kendinden geçinceye kadar Sonra da onu derenin kenarında bırakarak sessizce eve döner Genç kadın ayılınca eve döner ve kocasına, kayınvalidesine kötü davrandığı için ruhların kendisini cezalandırdığını anlatır Ve bir daha asla öyle davranmaz

alıntıdır


Alıntı Yaparak Cevapla