Yalnız Mesajı Göster

Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi Özeti

Eski 10-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi Özeti




Fransa Krali Philippe Auguste ve Ingiltere Krali meshur Arslan Yürekli Richard'in yani sira, söhretli komutanlar vardi Bunlardan Alman Imparatoru Barbarossa, Kudüs önlerine gelmeye muvaffak olamadan Silifke Irmaginda bogularak can verecekti Bir ara iki ordu arasindaki dengesizligi gören Sultan Selâhaddin'in askerleri, çekingenlik göstermislerdi Selâhaddin ise, su müthis sözlerle azim ve cesâretlerini bilemeye kâdir olmustu: "Mâdem ki ölümden korkuyoruz; niçin evlerimizde oturup çoluk çocugumuzla zevk ve sefâ içinde yasamiyoruz? Bizim vazifemiz düsmanin azligini ve çoklugunu mukâyese etmek degil, onun karsisina çikmaktir!" Netîcede Richard'in öncülügünde sulh istemek zorunda kalan Haçlilar, 1 Eylül 1192'de imzalanan anlasmayi müteakip çekilmislerdi Selâhaddin, Haçlilari tek basina perisan edip muhtesem bir ders daha vermeye ve hüsranla geri dönmeye mahkûm etmisti Selâhaddin sahsinda, Müslümanlarin üstünlügünü Haçlilara bir defa daha tasdik ettirmis; Kudüs ve Ortadogu'daki Islâm varligini ortadan kaldirmanin mümkün olmadigini tekrar ispatlamisti
Ebediyete Ibret-nûmâ Irtihâli
Selâhaddin Eyyûbî, 1193'te 56 yasinda Sam'da vefat etti Haçlilari târumar eden Kudüs Fâtihi, ölüm dösegindeyken, emri geregince sehre dagilan münâdiler, mizraga geçirilmis kefenini göstererek su ibret yüklü sözü haykirmislardi: "Ey ahâli! Sarkin hâkimi Sultan Selâhaddin ölmek üzeredir Ahirete ancak su bez parçasini götürebilecektir Öyleyse, Allah'a kullukta gevseklik göstermeyin!" Söhreti cihâna mâlolan Islâm Mücâhidi vefat ettiginde, geride mîras olarak biraktiklarinin dünya nâmina hiçbir degeri yoktu Tüm mal varligi sundan ibâretti: 1 Misir dinari, 36 veya 37 Nasirî dirhemi Koca Sultan, zühd ve takva içinde kâmil bir hayat sürmüstü
Selâhaddin'in Mürüvveti ve Efsânelesmesi
Selâhaddin, fetihlerden sonra gösterdigi müsâmaha, merhamet ve insanlikla, Haçlilari, bidâyette isledikleri vahsetten ötürü utandirmisti Magluplarin sefâletine gösterdigi mürüvvet ve âlicenaplik her türlü senâya degerdi Frenkler ve Latinlere, isterlerse 40 gün içinde Kudüs'ü terk etmelerine müsâade etmisti Esirleri, fidyelerini ödemeleri için fazla zorlamamis; 7 bin zavalliyi toptan 30 bin dinarla âzat etmeye râzi olmustu Ayrica, 2-3 bin kisiyi hiçbir bedel talep etmeden birakmaktan da kaçinmamisti Selâhaddin Eyyûbî'nin sergiledigi muhtesem insanlik manzaralari, hasimlari ve Avrupali tarihçiler tarafindan bile takdirle karsilanmisti Yerli Hiristiyanlar ve Mûsevîler onun idâresini, Frenklerinkine tercih etmislerdi Yüce Sultan bütün bunlarla, sâdece Islâm Dünyasi'nda degil; Bati Alemi'nde de bir "Selâhaddin Efsânesi"nin dogmasina sebebiyet vermisti Avrupa'da yayilan efsâneler, onun sövalyelik ruhu, asâleti, adâleti, cesâreti, mertligi ve kudreti etrâfinda yogunlasmisti 13 ve 14 Yüzyillarda Avrupa'da ondan bahseden pek çok Latince eser yazilmisti Basta Erakles olmak üzere, fazla sayida tarihçi, onu metheden kitaplar kaleme almislardi
Selâhaddin-i Eyyûbî, Batililarin hâfizasinda engin bir hayranliga degecek kadar yer etmesine karsilik, suur altinda derin bir kâbus uyandiracak kadar unutulmaz bir tesir de birakmistir Meselâ, Fransiz Generali Garo, 1920'deki Meyselun Savasi'ni müteakip Sam'a girmis ve Sultan Selâhaddin'in kabrini teptikten sonra Ona, Haçli ruhuna tercüman olan su müstehzî sözle seslenerek; Batililar adina sanki Hittin'in öcünü almak ve kabaran öfkeyi bosaltmak istemisti: "Ey Selâhaddin! Haçli Seferi simdi bitti! Iste biz döndük!"
Essiz Sahsiyeti ve Hafizalardaki Yeri
Sultan Selâhaddin, yüksek insanî meziyetlere mâlik, iyi huylu, cömert, âdil, kültürlü ve müsâmahakâr bir yapiya sahipti Türkçe, Arapça, Farsça ve Kürtçe'yi bilen, iyi tahsil görmüs bir hükümdardi Kur'an-i Kerim ve Ebû Temmam'in Hamase'sini çok mükemmel bir sekilde ezberlemisti Zamanindaki çesitli âlimlerden hadis ve fikih dersleri almisti Itikâdî mezhebi Es'arî, ameldeki mezhebi ise Safiî idi Edebî zevkleri üstün, tarihî mâlumati engindi Verdigi sözü tutar, insanlarin kendisine güvenini sarsmamaya titizlikle gayret ederdi Adâlete ehemmiyet verir, gerektiginde kendisi de hâkim karsisina çikmaktan sarf-i nazar etmezdi
Engin tevâzuu, hilmi, hosgörüsü ve cömertligi "Onunla oturan bir sultanla oturdugunun farkina varmaz; bir arkadasiyla oturdugunu sanirdi Anlayisli, hatalari affeden, dindar, temiz, samîmi bir kimseydi Kusurlari görmezden gelir, kizmazdi Mütebessim davranir, yüzünü asmazdi Bir sey isteyeni, eli bos çevirmezdi" Devrin büyük âlim ve düsünürü Abdüllâtif el Bagdadî'nin, Selâhaddin'i ziyareti münâsebetiyle sarfettigi satirlar ise en az yukaridakiler kadar çarpici: "Huzuruna vardiginizda gözleri heybet, kalpleri muhabbetle dolduran bir hükümdar gördüm Insanlar Onda, Peygamberlerde görülen meziyetlere benzer seyler görüyorlardi Iyi-kötü, Müslim-Gayri Müslim herkes tarafindan sevilirdi"
Selâhaddin'e Bitmeyen Özlem!
Bugün Filistin'de, Selâhaddin gibi bir kurtaricinin çikmasi ve Islâm sancaginin Kudüs semâlarinda yeniden sehbâl açmasi; zâlim Siyonistlerin ve suç ortagi Batililarin hâlâ kâbusudur Lâkin, Kudüs ve Filistin topraklarinin, istiklâl için Selâhaddin gibi kahramanlara ve liderlere muhtaç oldugu da mutlaktir O, bu anlamda bir "sembol" ve "timsâl" mevkiindedir Kudüs, Selâhaddin Eyyûbî'sini hasretle aramakta ve 'Çagin Firavunlarina' dur diyecek o sanli Fâtihinin çikacagi ani büyük bir inkisarla beklemektedir Bunu, Kenan Seyithanoglu'nun "Kudüs" siirindeki özlem, nedâmet ve serzenis yüklü su efsunkâr ifadeler ne müthis bir sekilde bayraklastiriyor:
Her vuslata mehtap olmus beldeye bak!
Eyvah! Yaliyor ufkunu bir kanli safak
Sabret Kudüs'üm silmek için gözyasini
Elbet bir Ömer bir Salâhaddin çikacak

M Ismail Çolak - Temmuz - 2002 Yeni Dünya-104


Alıntı Yaparak Cevapla