10-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Savunma Mekanizmaları Nelerdir
Savunma mekanizmaları nelerdir
Savunma mekanizmaları gerek kişinin ortama adaptasyonunda ve gerekse gelişiminde çok önemli bir rol oynar Kişilik Gelişimi’nin en göze çarpan ve önemli gerçeklerinden biri, onun sürekli olarak değişimidir Bu değişim hayat boyunca devam etmekle beraber, en belirgin olarak bebeklik, çocukluk ve ergenlik devrelerinde gözlemlenir Gelişim süresince ego, yapısal olarak farklılaşır, dinamik olarak da enerjinin dürtüsel kaynakları üzerine olan kontrolünü arttırır
Tüm kişilikte oluşa gelen değişiklikler, beş koşulun sonucu ortaya çıkar
* Olgunlaşma
* Dış dünyadan kaynaklanan ve düş kırıklığı ile sonuçlanan üzüntü verici uyarılar
* Kişisel yetersizlikler
* Sıkıntı
Kişinin olgunlaşma süreci içinde karşılaştığı tüm engelleyiciler ve bunlarla savaşımı, bu engelleri yenme yolunda ortaya koyduğu uğraş, onun kişiliğini geliştirir Bu gelişimde ego, ait olduğu organizmayı koruma gayretiyle bir takım Savunma Mekanizmaları yaratır Normal veya nörotik her şahıs, hayata uyumda bu savunma mekanizmalarından birini veya birkaçını kullanır
Özetle, Kişilik Davranışları = Gelişim + Savunma Mekanizmaları diyebiliriz
Çatışma
Organizmanın birbirleriyle bağdaşmayan birden çok dürtü nesnesi ile karşılaşmasıdır Çatışmayı şu üç grupta inceleyebiliriz:
Yanaşma-yanaşma: İki ya da daha çok olumlu değerli amaç nesnesi yan yana bulunduğunda ve kişi bunlardan birini seçmek zorunda kaldığında ortaya çıkar
Uzaklaşma-uzaklaşma: İki ya da daha çok olumsuz durum ya da nesne karşısında kalmaktır (yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal,  )
Yanaşma-uzaklaşma: Bir amaç nesnesinin hem olumlu, hem olumsuz yanlarının bulunması durumunda ortaya çıkar (iki sevgilinin birlikteyken sürekli kavga etmeleri ama ayrı kaldıklarında birbirlerini özlemeleri)
Bunaltı: Psikanalitik anlamda bunaltı, idle ego ya da egoyla süperego arasındaki dengenin bozulması ve çatışma durumunun bir sonucudur
Dış dünyadan gelen tehlikeli uyaranlara karşı her canlı varlığın ortak savunma düzenekleri vardır Bunlar genelde kaçma ya da acı veren uyaranları ortadan kaldırma şeklindedir Benliğin savunma düzenekleri deyince, bu yalnız dışarıdan gelen tehlikelere karşı oluşturulan tepki olarak düşünülmemelidir Benliğin savunma düzenekleri çatışma ve bunaltıya karşı kullanılan benlik işlemleridir Genellikle bilinçdışı süreçlerdir Egonun bilinçdışı yönünde bulunurlar Birey ne tehlikenin ne de kullandığı savunmanın bilincinde değildir
Benliğin çatışma ve bunaltı durumunda kullandığı çok değişik türde savunmaları vardır ki asıl bunlar bir çok karmaşık davranışın gerçek anlamını açıklamaya yarar Aşağıda en sık kullanılan savunma mekanizmalarına yer verilmiştir
BASTIRMA (Repression)
Anı ve deneyimlerin bilinçdışına itilmesi ve orada tutulmasıdır Diğer bütün savunma mekanizmalarına temel teşkil eder Bilinçdışına itilen ve orada tutulan dürtüler, istekler, anılar ve duyguların bilinç düzeyine çıkması genellikle benlik tarafından kabul edilmez Yani bunlar üstbenlikçe (süperego) yargılanarak yasaklanan ve benliğe acı, bunaltı veren öğelerdir Bu nedenle bastırılırlar
Bilinçdışı duygu ve dürtüler, bastırma düzeneğinin zayıfladığı zamanlarda bilinç düzeyine çıkma ve kendilerini belli etme eğilimi gösterirler O zaman benlik bir tehlike durumu algılar ve bunaltı belirtileri ortaya çıkabilir Bastırılan bazı dürtüler ve çatışmalar yetişkin yaşamda çok değişik davranış örüntülerine ya da bozukluklarına yol açabilir Örneğin, Oediepus (ödipus) karmaşasını çözümleyememiş bir kişide yetişkin yaşamda, cinsel güç sorunları, evlenememe durumu, karşı cinse yönelik aşırı çelişkili tutumlar, uygun olmayan özdeşim belirtileri görülebilir Bunun yanı sıra bastırma günlük yaşamda dil ve hareket sürçmeleri olarak belirebilir
YADSIMA (İnkar-Denial)
Benlik için tehlikeli olarak algılanan ve bunaltı doğurabilecek bir gerçeği yok saymak, görmemek değişik derecelerde oldukça yaygın olarak kullanılan bir ilkel savunma biçimidir Birçok özürlerimizi, utanç ya da suçluluk doğuran eski deneyimlerimizi bilinç altına itmekle kalmayız, bunları hiç yaşanmamış gibi de algılayabiliriz Öfke, kızma en çok yadsınan duygulardır Öfkesi belli olduğu halde kişi bunun hiç farkında olmaksızın yadsıyabilir
YANSITMA (Projection)
Bazı duygu, dürtü, gereksinim ya da yaşam olaylarının dışarıya aktarılıp, yansıtılıp, dışarıdaymış ya da dışarıdan kendisine yöneltiliyormuş gibi algılanmasıdır
Yansıtma mekanizmasında kişi, www frmsinsi net/ kendi içinde yadsıdığı bir dürtüyü (ki bu toplumca onaylanmayan bir dürtüdür) başkalarında görür ya da başkalarının bu dürtüyü kendisinde gördüğünü sanır İçinde öfke ve kin duyguları olan bir kişi, "bana kızıyorlar, benden nefret ediyorlar" diye düşünebilir Burada hem yadsıma (bende kızma yok), hem de yansıtma (onlarda var) düzeneği işlemektedir
ÖDÜNLEME (Compensation)
Ödünleyici tepkiler, kökenini insanın gerçek ya da imgesel eksiklerinden alan yetersizlik duygularına karşı geliştirilirler Örneğin, bedensel bir sakatlığı olan birey, sürekli çabaları sonucu bu durumun olumsuz etkilerini ödünleyebilir Nitekim, geçirdiği çocuk felci yüzünden sakat kalan bir kişi yoğun çalışmaları sonucu olimpiyat yüzme şampiyonu olarak hareket yetersizliğini ödünlemiştir
|
|
|