Yalnız Mesajı Göster

Kan Guruplarının Özellikleri, Her Kan Neden Birbirine Verilemez

Eski 10-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kan Guruplarının Özellikleri, Her Kan Neden Birbirine Verilemez




Kanın Yapısı Ve Görevleri

Kan; geçmişten günümüze sağlık ve yaşamın temel simgesi olarak görülmüş, modern tıpta “tek kaynağı insan olan yaşamsal bir ilaç” olarak kabul görmektedir

Kalbe gelen kan pompalanarak, damar içinde yol alır Kan; damarlarımızda bir nehir gibi dolaşarak vücuttaki tüm hücrelere besin ve oksijen taşır Hormonların taşınması, hastalık etkenleriyle (virüs, bakteri vb) savaş, pıhtılaşma gibi birçok konuda da görevlidir

Aynı zamanda hücreler tarafından oluşturulan karbondioksit, atık ve zehirli maddeleri de hücrelerden alarak ilgili organlara taşır

Birincil önem taşıyan görevi oksijenin taşınmasıdır Yeterince oksijen taşınmazsa;

- Dokular ve organların görevlerinde aksamalar olur

- Aksamalar öncelikle yaşamsal önemi olmayan organlarda görülür (kas ve deri gibi)

- Kalp, beyin gibi doku ve organlar korunur Oksijensizlik ilerlerse bu organ ve dokular da etkilenir

İnsan Vücudunda Ne Kadar Kan Vardır

Normal bir insanda 5000-6000 mL (5-6 litre) kadar kan bulunmaktadır Ortalama vücut ağırlığının % 8’ini oluşturur

Kanın;

- % 40-50′si hücrelerden

- % 50-60‘ı sıvı kısım olan plazmadan meydana gelmektedir

Kan Hücreleri :

Kemik iliğinde üretilirler Kemik iliği gerektiğinde bu hücrelerin üretilmesini hızlandırabilir Üçe ayrılırlar

1) Alyuvar (Eritrosit)

2) Akyuvar (Lökosit)

3) Kan Pulcukları (Trombosit)

Alyuvar (Eritrosit)

- İçlerindeki hemoglobin sayesinde oksijen ve karbondioksit taşınmasında rol oynar

- Kana kırmızı rengini veren hücredir

- 1 mm3 kanda ortalama 5 milyon alyuvar bulunur

- İnsan vücudunda 120 gün yaşar

Akyuvar (Lökosit)

- Yabancı maddelerle veya hastalık etkenleriyle ( virüs, bakteri v b ) karşılaştığımızda vücudumuzu koruyan savunma hücreleridir

- Hastalık etkeni vücudumuza girdikten sonra akyuvarlar antikor üretirler Bu antikorlar hastalık etkenine karşı savaşırlar

- Her bulaşıcı hastalığın pencere dönemi dediğimiz bir dönemi vardır

- Bu dönemde hem hastalık etkeni hem de antikorlar savaş için çoğalırlar

- Eğer bu dönemde test yapılırsa; etken belirli seviyeye gelmediği için hastalık saptanamaz

- Akyuvarların birçok çeşidi olmakla birlikte, her çeşidin yaşam süresi farklıdır

- 1 mm3 kanda ortalama 6 – 10 bin kadar akyuvar bulunur

Plazma :

Kanın sıvı kısmına plazma denir Tüm kan hücreleri bu sıvı içerisinde bulunur Plazma;

- Su (% 92),

- Elektrolitler (sodyum, potasyum, klor vb),

- Albumin, globulin, immünglobulin gibi yaşamsal proteinlerden oluşur

Kan Grubu Nasıl Öğrenilir Hangi Teknikler Kullanılır

Kan merkezlerinde eritrosit antijen ve antikor reaksiyonlarının gösterilmesinde RIA (Radioimmun assay) , EIA (Enzymeimmun assay) de dahil olmak üzere çok sayıda yöntem mevcuttur Ancak, bu yöntemlerin en basit olanı aglutinasyon tekniğidir

Elektrolitli ortamda eritrositlerin yüzeyindeki antijenler, ortamda bulunan özgül antikorlarla birleşecek olurlarsa, gözle görülebilecek kümeler oluşturarak çökerler Bu olaya Hemaglutinasyon denir

Zeta Potansiyel

Serum fizyolojik içerisinde süspanse edilen eritrositler, birbirlerine yaklaşık 25 nm uzaklıkta bulunurlar Bu uzaklık, RBC yüzeyindeki negatif elektriksel yükün birbirine itmesi ile oluşur RBC yüzeyindeki negatif yükün derecesine zeta potansiyel denir Süspansiyon içindeki katyonlar (+ yüklü iyonlar, ör: Na+) RBC yüzeyini kuşatırlar ve RBC yüzeyindeki negatif elektriksel yük ile onu kuşatan katyonların oluşturduğu potansiyel farkı, kısaca zeta potansiyel diye nitelenebilir

Hemaglutinasyon Sonuçlarına Etki Eden Faktörler

1 Fiziksel Koşullar

a İnkübasyon Isısı

IgM tipi antikorlar……… 4-27 C° (Oda ısısı)

IgG tipi antikorlar ………30-37 C° (İnkübatör)

b İnkübasyon Süresi

c Santrifüj hız ve süresi

d Ortam: pH, LISS solüsyonu, enzimler, makromoleküller

2 Eritrositler

a Yüzey antijenlerinin sayısı, tipi, lokalizasyonu ve immunojenitesi

b Homozigot veya heterozigot olmaları

3 Serum

a Protein İçeriği

b Antikorların Yapı ve Türleri

Yeni doğanlar ve yetişkinlerin antijenik reaktivitesi farklıdır A ve B (Ayrıca P1,Lua, Lub, Yta, Xg ve Vel) antijenlerinin aktivitesi yetişkinlere göre oldukça düşüktür, ancak Rh (Ayrıca K, Fy, Jk, MNSs, Di, Do, Sc, Coa, Aua) aktivitesi, doğumda tam gelişmiştir

Hemaglutinasyonu Kolaylaştıran Faktörler

1 Eritrositler arası mesafeyi kısaltma

a Proteolitik enzimler: Papain, bromelin, ficin, neuraminidase, tripsin

b Albumin: Muhtemelen RBC yüzeyindeki negatif elektrik yükü nötralize ederek etki göstermektedir

c Polikatyonlar: Polybrene ve protamin gibi polikatyonların eklenmesi ortamın katyon yoğunluğunu artırır ve RBC yüzeyindeki negatif yükün nötralizasyonunu sağlar

d LISS (Low ionic strength solution) : Ortamdaki ion sayısını azaltır

e Santrifüj: Santrifügasyon sırasında RBC’ler birbirlerine yaklaşırlar

2 İki eritrosit arasında köprü oluşturma: Coombs Serumu

Yöntemler

Slide Yöntemi

Tüp Yöntemi

Jel Santrifügasyon Yöntemi

Mikroplate Yöntemi

Manual Polybrene Testi

Yarı veya Tam Otomatize Sistemler

Slide Yöntemi

ABO ve RhD antijenlerinin hızlı bir şekilde tanımlanmasında kullanılır Eşit miktarda antiserum ile parmak ucundan alınan kan veya %20’lik eritrosit süspansiyonu lam veya fayans üzerinde çevirme hareketi ile karıştırılır Eritrositlerin kümeler oluşturması, yani aglutinasyon oluşumu gözlenir Tepkime yüzeyi geniş olduğundan buharlaşma fazladır Bu sebeple 1-2 dakika (max5 dakika) içinde değerlendirilmelidir

Tüp Aglutinasyon Testi

Serum fizyolojikle hazırlanan eritrosit süspansiyonu ile antijen bir tüpte karıştırılır 1000 rpm devirle 1 dakika santrifüge edildikten sonra tekrar süspanse edilir ve aglutinasyon değerlendirilir Bu değerlendirme mikroskopla veya mercekle yapılabilir Alternatif olarak bir damla kan lama alınarak, mikroskopla küçük büyütmede de incelenebilir Fiziksel koşullar uygun olarak hazırlandığında, sonuçlar oldukça güvenilirdir Buharlaşma sorunu yoktur İstendiğinde 37 C°’de 1-2 saat inkübe edilebilir Öte yandan RBC yıkama işlemlerinin fazla olması nedeniyle kontsyon olasılığı diğerlerine göre daha fazladır

Jel Santrifügasyon Yöntemi

Jel testi birçok yönden tüp yöntemine benzer Testte 5×7 cm büyüklüğünde plastik kartlar kullanılır Her kartın üzerinde 6 mikrotüp vardır Mikrotüplerin tabanı, değerlendirmeyi kolaylaştırmak için konik; üst kısmı ise, inkübasyon gerektiren testler için daha geniş olarak yapılmıştır Tüplerin içerisinde Sephadex-G 100 maddesini içeren bir jel vardır Bu madde başlangıçta toz halindedir; ancak buffer ile karıştığında jel halini alır Kartlar için jel hazırlanırken, önce buffer ile yıkanarak şişmesi sağlanır Daha sonra da buffer içerisinde süspansiyonu hazırlanır Kullanılacağı testin özelliğine göre serum fizyolojik veya LISS, buffer olarak kullanılır

Testte zaman ve hız yönünden standardize edilmiş bir santrifüj kullanılmaktadır Santrifügasyon işlemi, 70x’de 10 dakika yapılır Deneysel çalışmalar, santrifüj ekseninin de önemli olduğunu göstermiştir Bu nedenle, eksen santrifüj gücü ile düşey ve yatay planda tam bir doğru oluşturmaktadır

Buffer ile yıkama sırasında şişen jel, sadece aglutine olmayan RBC’lerin geçişine izin verir Aglutine olmayan eritrositler, santrifüj işlemi sırasında jel tabakasını geçerek, konik kısımda çökerler Aglutine olmuş eritrositler ise üst kısımda kümeler oluştururlar Kuvvetli aglutinasyonda çok büyük kümeler oluşur ve jel üzerinde bir tabaka meydana getirirler Zayıf aglutinasyonda ise küçük kümeler oluşur ve reaksiyonun şiddetini değerlendirmek de kolaylaşmış olur

Mikroplate Yöntemi

Mikroplate yönteminde U veya V tabanlı plastik 96 godeli mikrotitrasyon plakları kullanılır Eritrosit süspansiyonu U pleyt için %1-2’lik, V pleyt için %0,03 konsantrasyonda hazırlanır 20 µL antiserum ve 20 µL eritrosit süspansiyonu godeye eklendikten sonra plak, santrifüge edilir U pleytler çalkalanıp klasik teknikler gibi değerlendirilirken, V tabanlı pleytler 75 C°’de 10 dakika inkübe edildikten sonra değerlendirilir Düşük konsantrasyonda eritrosit kullanıldığı için diğer yöntemlerden daha duyarlıdır Çok az miktarda antiserum kullanıldığı için daha ekonomik bir metotdur

Polybrene Yöntemi

Katyonik bir polimer olan polybrene normal eritrositlerde agregasyona neden olur Bu agregasyon ortama sodyum sitrat eklendiğinde dağılır Eğer eritrositler antikorlarla kaplanmış ise, polybrene eklendiğinde antikorlar, eritrositler arasında köprü oluşturarak aglutinasyona neden olur Bu şekilde oluşan agregasyon, sodyum sitratla dağılmaz Polybrene, hem manual hem de otomatik sistemlerde mikroplate veya tüpte kullanılabilir Testte yapılacak ilk işlem, eritrosit yüzeyinin antikorlarla kaplanması için eritrosit süspansiyonu ile antiserumu inkübe etmektir Daha sonra ortama polybrene eklenir Agregasyon oluşumu izlenir Santrifügasyon sonrası supernatant uzaklaştırılır ve ortama trisodyum sitrat-dextroz karışımı eklenerek aglutinasyon değerlendirilir

Antiserumların Kalite Kontrolü

Kalite kontrolünde amaç, her işlemi periyodik olarak kontrol ederek organizasyon hatalarını önlemektir Anti-A, Anti-B, ve Anti-D için günümüzde yeni standartlar oluşturulmuştur Bu standartlar FDA standartlarıyla eşdeğerdir Aşağıdaki tablolarda ABO ve Rh antiserumlarının kalite kontrol standartları belirtilmiştir

ABO antiserumlarının Kalite Kontrolü

ParametreKalite GereksinimiKontrol SıklığıLaboratuarGörünümHemoliz, presipitasyon, partiküller ve jel formasyonu görülmemeliHergünGrup LabReaktivite ve Özgünlükİmmün hemoliz, rülo formasyonu veya prozone fenomeni olmamalıdır Uygun antijenlerle kaplanmış eritrositlerle açık reaksiyona girmeli ve hatalı reaksiyon olmamalıdırHer yeni serideGrup LabEtkinlikDilue edilmememiş serum, serum fizyolojikli test tüpünde %3′lük eritrosit süspansiyonuyla oda ısısında 3-4 pozitif reaksiyon verebilmelidir Titrasyon, A1 ve B hücreleri ile Anti-A, Anti-B ve Anti-AB için 128; A2 ve A2B hücreleri için 64 olmalıdır


Alıntı Yaparak Cevapla