Yalnız Mesajı Göster

Kadının Toplumdaki Yeri Tarihte Ve Günümüzde

Eski 10-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kadının Toplumdaki Yeri Tarihte Ve Günümüzde




Kadının toplumdaki yeri tarihte ve günümüzde

Erkek ve kadın arasında ilkel toplumlardan beri var olan cinsiyete dayalı

ilk iş bölümü günümüzde hâlâ devam etmektedir Kadınlar özellikle ev işlerinde

erkeklere göre daha etkindir Çocukların bakımı aile içinde büyük oranda kadınlar

tarafından yapılmaktadır

Sanayileşme ve kentleşmenin artmasıyla üretim sürecinin içine tekrar

giren kadınlar, verdikleri mücadeleler sonucunda daha saygın bir konuma ulaşmaya

başlamışlardır Ancak günümüzün toplumlarında bile, kadınlar hak ettikleri yere

gelebilmiş değillerdir Kadınların eşit işe eşit ücret almak, siyasal haklara eşit

oranda sahip olmak ve kullanmak, doğum izni süresinin artırılması vb haklara sahip

olmak ve böylelikle toplumda ikincil konumdan kurtulmak için yaptıkları

mücadeleler devam etmektedir Birçok ülke yasalarında değişiklikler yaparak

kadının toplumsal konumunu yükseltmeye ve yaşam biçimini iyileştirmeye

çalışmaktadır



8 Mart tüm dünyada ve ülkemizde Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır

Atatürk ve Türk Kadını

Atatürk, 1923 yılında

yaptığı bir konuşmada kadınların

Cumhuriyet Türkiyesi’nde nasıl bir

yere sahip olmaları gerektiğini açık

bir şekilde belirtmiştir “Milletimiz

güçlü bir millet olmaya kesin karar

vermiştir Bugünün ihtiyaçlarından

biri de kadınlarımızın her konuda

yükselmelerini sağlamaktır Bundan

dolayı kadınlarımız da bilgin ve

bilgili olacaklar ve erkeklerin geçtikleri

bütün öğrenim aşamalarından

geçeceklerdir Kadınlar geleceğe

Türk kadını her alanda faaliyet

göstermektedir

doğru erkeklerle birlikte yürüyecekler ve birbirinin yardımcısı ve destekleyicisi

olacaklardır” Cum-huriyetin kurucusu Atatürk, kadınların ikincil konumda olması

gibi insan haklarına aykırı olan yaklaşımı reddetmiş ve kadının sosyal ve siyasal

haklarını kazanmasının öncüsü olmuştur Bu konuda yapılan değişimler şunlardır:

• 1924 yılında kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu (öğretimin birleştirilmesi

yasası) ile dinsel eğitim yerine çağdaş, lâik, bilimsel eğitim anlayışına

geçilmiştir Eğitimin lâikleştirilmesi kadının eğitim imkânlarından geniş ölçüde

yararlanmasını sağlamıştır

• Medenî Kanun’un 1926’da çıkarılmasıyla, kadın hakları hukuksal bir

temele dayandırılmıştır Erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi yasaklanmış, tek

eşlilik getirilmiştir Kadına da boşanma hakkı tanınmıştır Ayrıca boşanmanın

mahkeme kararı olmadan gerçekleşmiş sayılmayacağı hükme bağlanmıştır 2001

yılında TBMM tarafından kabul edilen yeni Medenî Kanun ile aile üyelerine yeni

haklar tanınmıştır

•1930 yılında kadınlara belediye seçimlerinde, 1934 yılında ise milletvekili

seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verilmiştir

Anayasamızda, kadın erkek arasında herhangi bir ayrım yapılmamıştır

Türk kadını yasal yönden hemen hemen tüm haklara sahiptir Ancak bu hakların

kullanılmasında bazı geleneklerin olumsuz etkileri olduğunu söyleyebiliriz

Özellikle köy toplumsal gruplarında ve ekonomik bağımsızlığı olmayan kadınlar

haklarını kullanmakta zorluklar yaşamaktadır Bireylerin eğitim düzeyleri yükseldikçe,

insan hakları ve demokratik lâik anlayış yaygınlaştıkça; kadın haklarının

kullanılmasındaki sorunlar da gittikçe azalacaktır



Alıntı Yaparak Cevapla