10-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Rasyonalizmin Temsilcileri Hakkında Bilgi
Rasyonalizmin temsilcileri hakkında bilgi

Aristoteles
Hocası Platon'un birbirinden ayırdığı , biri duyularla diğeri akılla ( düşünceyle ) kavranan iki evreni bir araya getirmek ister O'na göre idealar nesnelerden bağımsız değildir , İdealar tek tek nesnelerin özünde tümel kavramlar olarak vardır Bilginin amacı tekil yani bireysel olanı bilmektir Ancak tekilin bilgisine genelin ( tümel ) in bilgisinden hareketle ulaşılır Gerçek bilgi ise , tümel yargılara dayanan önermelerdir Aristoteles'e göre gerçekte var olanlar tek tek şeylerdir Şu anda görmediğimiz idealar değildir Tümel önermeler içinde tekiller ( tek tek nesne ve olaylar ) olduğundan , yapılacak iş tekilleri tümellerden üretmektir Örneğin:Bütün insanlar ölümlüdür
Aristo'da insandır O halde Aristo'da ölümlüdür Sokrates'e göre bilgi edinme yetisi ( meleke ) akıldır Akıl;edilgin ( pasif ) akıl ve etkin ( aktif ) akıl olmak üzere ikiye ayrılır Etkin akıl duyularımızı saptayarak bilgimizin içeriğini sağlar Aktif akıl ise pasif aklın sağladığı bu duyuları işleyerek , biçimlendirerek akli hakikatleri sağlar
Aristoteles bir rasyonalist olmasına rağmen O'nu kendisinden önceki rasyonalistlerden ayıran en önemli özellik bilgilerimizin doğuştan olmadığını savunmasıdır O'na göre bilgilerimiz duyu organlarınca elde edilir ( pasif akıl ) ve işlenerek ( aktif akıl ) tümel kavramlar oluşturulur Akıl bilgi üretme gücüne sahiptir
Örneğin:Bir armut tohumu armudu çekirdeğin içinde güç halinde bulundurmaktadır Buğday tanesi unu , ekmeği güç halinde taşımaktadır İşte bu güç tecrübeyle temas haline gelince fiile dönüşür ve buğday ekmek haline gelir
BAŞKA BİR KAYNAKTAN;
RASYONALİZM ( AKILCILIK )
Bilgide ana etken olarak akıl yürütme ve düşünce üzerinde duran görüşe akılcılık diyoruz Filozofların bilginin kaynağının ne olduğu konusunda ortaya koydukları farklı görüşlerden biridir akılcılık
Soruyu şöyle sorarsak: Acaba zihin , deney ortaya çıkmadan önce , herhangi bir biçimde bazı yetilerle donatılmış mıdır?
Bilginin kaynağının akıl olduğunu veya gerçek bilginin ancak akılla elde edilebileceğini öne süren akılcıların bu soruya olumlu yanıt verecekleri açıktır
Akılcı Gerekçeler
En eski zamanlardan bu yana duyularımızın bizi aldatıyor olmasını bilmemiz , bu konuda bizi daha güvenilir bir bilgi kaynağı arayışına götürür ki bu akıldır Duyularımız bize ancak bireysel varlıklar ve olayların bilgisini verirler Üstelik bu bireysel varlıklar da sürekli bir değişme halindedirler Gerçek bilgi ise her zaman ve her yerde geçerli olanın bilgisidir Duyularımız bize hiçbir zaman “bütün taşlar düşer” türünden bir bilgi vermez Matematiğin önermeleri bize kesin ve değişmez bilgiyi verirler Matematik , tamamen akla dayalı bir bilimdir
Akılcılar hiç kuşkusuz , duyularımızın bazı bilgiler verdiğinin farkındadırlar Akılcıların çoğu ayrıca , deneyin bilginin hareket noktası olduğunu da kabul eder Onlara göre duyusal algılar , zihne harekete geçmesi için ilk kıvılcımı çakmaktan ileriye gitmezler Bilgi , duyumdan ilk uyarımını alır
Akılcılığın çeşitli derece ve türleri olmakla beraber hemen hemen bütün akılcılarda ortak olan görüşleri özetleyebiliriz
· Duyularımıza bir bilgi kaynağı olarak güvenemeyiz
· Duyularımız bize genel- geçer olanın bilgisini vermez
· Zihin , doğuştan getirdiği bilgilere sahiptir
· Bilgi , sağlam ve sarsılmaz bir temele dayanmalıdır Bu yüzden de matematikteki gibi kesin , sağlam ve inandırıcı olmalıdır
· Böyle bir bilgi ancak ve ancak matematiğin de yöntemi olan sezgi ve tümdengelim yoluyla elde edilebilir
SOKRATES
M Ö 469-399 yılları arasında yaşamış olan ünlü Yunanlı düşünür Platon"un hocası olan Sokrates , yazılı hiçbir şey bırakmamış , tüm zamanını özellikle gençlerle felsefe tartışarak geçirmiştir Görüşleri , tartışmaları yeni iktidarın temsilcileri tarafından beğenilmeyen Sokrates , "yeni tanrılar icad ettiği , görüş ve tartışmalarıyla , gençleri baştan çikardigi" gerekçesiyle ölüme mahkum edilmiştir
Sokrates"in felsefedeki ve felsefe tarihindeki önemi , onun bilinçli ve ahlaki kişiliğin bulunduğu yer olarak ruh kavramını bulmuş olmasından kaynaklanır; felsefenin merkezine insanı geçiren , insanın kendisiyle , evrenle ve toplumla olan ilişkisinin ne olduğunu ve ne olması gerektiğini araştıran , insan yaşamının kişisel , toplumsal ve ahlaki boyutunu ön plana çikaran Sokrates , insanlara özsel bileşenlerinin ruh olduğunu , onların ruhlarına özen göstermeleri gerektiğini anlatmaya çalismis , bu düşüncesini ifade etmek , onu eylemleriyle somutlaştırmak için de , yaz kış çiplak ayakla ve ince bir entariyle dolaşmıştır
Fiziği itibariyle çirkin biri olan Sokrates , insanların yüzlerini ve fiziki yapılarını değiştiremeyeceklerini , fakat ruhlarını ve karakterlerini değiştirip geliştirebileceklerini belirtmiştir Buna göre , Sokrates , felsefesinde herşeyden önce , insanın doğası , ihtiyaçları , amaçları ve değerleri üzerinde durmuş , neyin onu tamamlayacağını araştırmıştır 
|
|
|