|
Prof. Dr. Sinsi
|
Antik Çağ Felsefesi Hakkında Bilgi
Platon felsefesi, özellikle felsefesinin dayan*dığı idca öğretisi sonraki dönemlerde oldukça etkili olmuş, İskenderiye ve Plalinos aracılığıy*la bir yandan İslâm dünyasına, öte yandan da Hıristiyan felsefesine nüfuz etmiştir Platon felsefesi Ycni-Platonculuk adı altında günü*müze kadar gelen yoğun bîr etkinin sürmesi*ne kaynaklık etmiştir Felsefesini açıklamak ve öğrencileriyle tartışmak İçin “Akademia” adlı bir de okul kurmuştur Platon’un “Akade-mia”sına karşılık, Antik Çağın ikinci, ama bazı yönlerde Platon’dan oldukça farklı, öğrencisi olma yanında felsefi bakımdan ona rakip olan Aristoteles Lykeion (lise) adını taşıyan okulu*nu kurmuştur Aristoteles felsefesinde, Pla*ton’dan farklı olarak, madde ve form kavram*ları önemli yer tutar Platon’dan farklı olarak, duyularla algılanan ve tanınan nesneler dünya*sına ağırlık verir Aristoteles’e göre idealar, Platon’un savunduğu gibi nesnelerin dışında, zaman ve mekandan soyutlanmış şeyler olma*yıp varlıkların içinde bulunan, onlara içkin olan özler (cevher)dİr Duyularla algıladığı*mız varlıkların mahiyetinde benzer bir öz ve formvardır Varlıkların çokluğuna rağmen on*ların birliğini sağlayan ve temsil eden de bu öz ve formlardır Form maddeye biçim kazandı*rır Varlıkların tek tek ortaya çıkmalarını sağ*lar Ona göre öz tek tek varlıklar olup, böyle*ce temelde bulunan gerçek, tek tek özlerdir Form ve madde bu özde, fert olarak varlıkta somut olarak varolan varlıkta kaynaşmış bir şekilde bulunmaktadır Fakat form, maddesiz varolmaz, madde de var olmak için forma ihti*yaç duyar Öz, böylece, madde ve formun bir*leşmesi değil, bu birleşmeyi ya da birliği gerek*li kılan şeydir Bu bakımdan Aristoteles kendi*sine kadar gelen tartışmalarda birlik ve çok*luk, değişmezlik ve oluş, gerçektik ve görünüş sorunlarına yeni bir yorum ve çözüm getirir
Aristoteles’e göre madde potansiyel halde bulunan şeydir, form ise bu maddeye biçim ka*zandırarak onu fiil haline getirir Sözgelimi yontulmamış bir mermer kütlesi, heykele oranla kuvve halindedir, heykel formuna göre biçimlendiğinde fiil haline geçer İşte bütün varlıkların ortaya çıkması böyledir Ancak var*lıktaki hareket, değişme, oluş dışardan gelen bir etkiyle ya da mekanik bir tarzda değil, di*namik bir şekilde olur, Formun, maddede ken*dini gerçekleştirmesi, harekettir Evrendeki oluş ta böyledir Oluşun ortaya çıkmasında maddi neden, formel neden, hareket ettirici neden ve erek neden olarak dört nedenin bu*lunduğunu ileri sürer Evren, form ve madde bakımından hiyerarşik bir yapı arzeder Yani bir alt derecede bulunan varlık, kendi üstün*deki derecede bulunan varlığın maddesi, ken*di altındakinin ise formudur En altta, bütü*nüyle formsuz “ilk madde”, en üstte de saf ve*ya mutlak form vardır Mutlak formun madde*ye ihtiyacı yoktur, bu form maddeyi harekete geçiren şeydir Platon’un ‘en yüce İyi’sine ben*zer ki, bu Tanrı’dır İşte hareketsiz olmasına rağmen bu mutlak form, yani Tanrı, evrenin amacı olduğundan ve tek tek varlıklar O’ıııı özleyip O’na yöneldiği için oluşmakta, hare*ket, değişme ve oluş meydana gelmektedir Yani evren ve doğa Tann’ya yönelmekte, ona yükselmek İstemektedir
Aristoteles bilgi teorisini de öz, madde ve form bağlamında tememlendirir Buna bağlı olarak mantığı (özellikte kıyası) ve tümevarım metodunu kurup geliştirmiştir Tabiat felsefe*si, madde ve ruh ilişkisi de madde ve form kav*ramlarına dayandırılarak tcnıellendirilir Öte yandan, Platon gibi İdeal devlet tasarımı yeri*ne, varolan devlet ve yönetimi inceleyerek toplum ve devlet felsefesini açıklar En iyi devlet, vatandaşları, ahlaklı ve iyi yetişmiş kimseler olacak şekilde eğiten devlettir Bu bakımdan Aristoteles eğitimin devlet tarafından gerçek*leştirilmesini önerir Toplumun ahlaklı ve mutlu olması, yöneticilerin bu nitelikleri taşı-malarıyla mümkündür Erdemli yaşamanın amacı mutluluktur, bu da akla uygun davran*makla sağlanır Yani aşırılıklardan kaçınmak, ılımlı davranmak ve orta yolu benimsemek, er*demli ve mutlu olmak için gereken temel ilke*lerdir Aristoteles’e göre sanat taklit etmektir Sanatın amacı ahlakidir
Aristoteles’ten sonra Antik Çağ felsefesi ah*lak felsefesi alanında yoğunlaşmıştır Bu dö*nemde Epikürcülükve Stoacılık Önemli yer tu*tarlar Stoacıların ahlak felsefesindeki yorum*ları Hıristiyanlığın sonraki yorumları ve Yeni Çağda Rönesans filozofları ve yazarları üze*rinde etkili oldu Keza Epikürcülük de, özel*likle Roma felsefesinde ve Yeni Çağda ilgi uyandırmıştır Ayrıca Aristoteles sonrası felse*fede bilgi teorisi bakımından Pyrrhon ve öğ*rencisi Timon’un şüpheciliği de Önemlidir
Roma imparatorluğu döneminde Antik Çağ felsefesi hemen bütün akımları ve filozoflarıy-la tanınmaya çalışıldı, fakat pek orjinal görüş*ler ortaya sürütemedi Roma döneminde felse*fe çalışmaları daha çok politika, retorik ve ah*lak alanında yoğunlaşmıştır
|