Prof. Dr. Sinsi
|
Teodora Hatun Hakkında Bilgi
* Ama onun dışında bir haremi, cariyeleri yok?
Hayır Öyle bir bilgimiz yok
* Peki hocam bu üç eşlilik Müslümanlığa bağlanabilir mi?
Hayır Tamamen siyasi ilişkiler gerektirdiği için bu evlilikler yapılmış Kantakuzen Bizans tahtını elde etmek için Orhan Gazi’den destek almaya çalışmış, buna karşılık da kızını ona vermiş Böyle bir siyasi ilişki söz konusu Murat Hüdavendigâr’ın da, Yıldırım Bayezit’in de hem Anadolu Türkmen beylerinden aldıkları soylu kızlar var hanımları arasında, hem Sırp prenslerinden, Bulgar krallarından aldıkları var Bu da onlara miras yoluyla birtakım toprakları daha sınırlarına katma imkanı sağlıyor Örneğin Yıldırım Bayezit, Germiyan Beyi Yakup Bey’in kızını alıyor Bunun karşılığında ise ona kızın çeyizi olarak Simav, Tavşanlı ve Kütahya veriliyor Yani bu bir nevi savaş yapmadan akrabalık ilişkileri kurarak toprakları, sınırları genişletme politikası
* Osmanlı İmparatorluğu öncesinde, Selçuklu hükümdarları zamanında da bu var değil mi?
Tabii  Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat, Trabzon İmparatoru’nun kızını alıyor oğluna Yani bu gelenek öteden beri gelen bir gelenek
* Peki cariye geleneği hangi padişahla başlıyor?
Yıldırım Bayezit’in cariyeleri olduğunu biliyoruz Demek ki en geç Yıldırım döneminde başlamış bu gelenek Çünkü Timur’la savaşırken esir düşünce sarayı da zaptediliyor, orada ne kadar hatun, cariye varsa esir ediliyor Oradan öğreniyoruz ki Yıldırım’ın cariyeleri varmış Yıldırım’dan sonra, oğlu Çelebi Mehmet’in, sonra II Murad’ın ve ondan da sonra Fatih Sultan Mehmet’in, hepsinin hem soylu kadınlardan eşleri var, hem de cariyelerden Mesela II Murad’ın eşlerinden birisi Mara Hatun, Sırp Kralı Brankoviç’in kızı  Ama o da onun dinine ilişmemiş Mara Hatun ölünceye kadar Sultan Murat’tan sonra çok yaşamış, hatta üvey oğlu Fatih’ten de sonra ölmüş Ve biliniyor ki bir Sırp milliyetçisi ve aynı zamanda tutucu bir Hristiyan Kocası II Murad’ın yanında da, üvey oğlu Fatih’in yanında kaldığı zamanlarda da kendi dininin icaplarını yerine getirmiş
* Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz hocam?
Çünkü Osmanlı’da dini zorlama diye bir şey yok
* Halka var mı?
Kimseye yok Bir Müslüman bir Hristiyan’ı eş olarak alır, koşul şudur; karısı Müslüman olmayabilir ama ondan doğan çocuğunu Müslüman adetleri ve İslam dini ile yetiştirmek zorundadır Anne Hristiyan, Yahudi, Ermeni olabilir, fark etmez  
* Ama bir papaz kızı olan Hürrem Sultan Müslüman oluyor  
Tabii
* Peki hocam, Osmanlı padişahlarının Yıldırım Bayezit’ten sonra evliliğe sıcak bakmadıkları, çünkü Yıldırım Bayezit esir edilince karısına gözleri önünde tecavüz edildiği söyleniyor Bu ne derece doğru?
Timur, Yıldırım’ı esir edince onun Bulgar kökenli nikahlı karısını içkili bir çadır eğlencesinde oynatmışlar Timur da Yıldırım da seyretmişler Bu da bir yakıştırma ve anlamlandırma  Yoksa bizim tarihimizde böyle bir kayıt yok
* Bu yüzden Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’ı nikahına almasına kadar padişahların kadınlarına nikah kıymadıkları söyleniyor  Bu doğru değil mi?
Dediğim gibi bu bir yakıştırma  Kanuni’nin nikah kıydırması da Hürrem’in 4 çocuğunu doğurmasından sonra  O başka bir şey “Beni azat et, nikahımı kıy” demiş Hürrem, Kanuni de bunu kabul etmiş Evlilikleri 1520’den önce, nikah 1530’da  Yani 10 sene sonra
* Yani, bu geleneği ilk Kanuni bozdu, Hürrem’e nikah kıyarak denemez?
Hayır Birkaçı hariç, padişahlar harem kurma konusunda son derece ketum davranmışlar, dış dünyaya haremleri ile ilgili dedikodular yayılsın istememişler O yüzden de haremle ilgili fazla bir bilgimiz yok
* O ketum davranmayan birkaç padişah kim?
Sultan İbrahim’in var birtakım taşkınlıkları
Sultan Abdülmecit’in 26 karısı var ama çoğu 23-24 yaşında ölüyor
* Gönül ilişkilerine en düşkün padişah hangisi?
Bu sorulara cevap vermek çok zor Çünkü o dönemi ben yaşamadım Bir belge de yok
* Bildiğiniz kadarıyla  Örneğin, Sultan İbrahim’in taşkınları olmuş diyorsunuz Başka bir örnek vereyim size, Sultan Abdülmecit Tirimüjgan adlı hanımını, ki o Abdülhamid’in de annesi oluyor, çok severdi Ve “Hayatımda beni en çok mutlu eden şey Tirimüjgan’la gece oturup saatlerce sohbet etmek Onun sesine, anlatımına bayılıyorum O beni çok mesut ediyor” dermiş Bu bizim tarihimizin kaydına geçmiş Bu bir incelik, sevdiği kadınla gece sakin bir odada oturup muhabbet etmek güzel bir şey değil mi? Sonra o Tirimüjgan gencecik yaşında, 23-24 yaşında ölmüş Ama bakarsanız Abdülmecit’in 26-27 kadını vardır ve dersiniz ki ne kadar çok evlenmiş! Fakat onların ölüm tarihlerini dikkate alırsanız 7’den fazlası bir arada bulunmamış
Neden peki?
Saray hayatı kadınlar için, hem Topkapı’da hem Dolmabahçe’de son derece sağlıksız Topkapı Sarayı’nın harem dairesi hiç güneş almaz Gündüz vakti gidin, gece gibi karanlıktır Hiç güneş görmüyor cariyeler Yüksek harem duvarları var Zaten pencereler de hep kapalı
* Bütün bunlar güvenlik adına mı?
Gayet tabii Harem dışarıya herhangi bir görüntü vermesin endişesiyle  İçerisi rutubet, karanlık, loş Harem hayatı sağlıklı bir hayat değil Sonra cariyelerin birisi Kafkasya’dan gelmiş, diğeri Almanya’dan Bunların geldikleri iklim ve yaşama koşulları çok farklı Bunu, bir de saraydaki yeme içme düzeni ve ağır disiplinle bir araya getirdiğiniz zaman kadın fiziğinin buna ne kadar dayanabileceği ortada Ama o zamanlar bu sadece bizde değil Batı saraylarında da böyle  Uzun yaşamak diye bir şey yok Padişahların da ömrü çok kısa Osmanlı’da bir Kanuni 72 sene yaşamış, bir de Abdülhamid’i görüyoruz 75 yaşında İkisi dışında 70 yaşını bulan padişah yok
* Eceli ile ölmeyen de boğdurulmuş zaten 
O kadar boğulan yok Mesela Kanuni’nin sekiz şehzadesi var Bunlardan beşi Kanuni’nin sağlığında ecelleriyle ölüyor
Tıpkı Wikileaks belgeleri gibi
* Ama ilk oğlu Mustafa ile Bayezit boğduruluyor Bir diğer oğlu Cihangir’in ise kederinden öldüğü söyleniyor  
Evet, kederinden ölüyor Çok sevdiği ağabeyi Mustafa’yı babası idam ettirince, zaten çok marazlı bir şehzade, üzüntüden hastalanıp ölüyor
* Ama onun da ortadan da kaldırılmış olabileceği ihtimalinden söz ediliyor Nitekim siz de kitabınızda buna yer veriyorsunuz
Bakın, aynen bugünkü Wikileaks belgeleri gibi uydurup uydurup yazmışlar O zamanki elçiler, gelen gezginler anlatmış durmuşlar Neticesi bu! Belge yok
* Peki hocam ecdadımız kadınlara çok mu düşkün?
Niye olmasınlar, olmuşlardır Adamlar padişah! Kaldı ki mutlaka padişahların soylarının yürümesi isteniyor Onun için de ne kadar çok çocukları olursa, o kadar uzun süre hanedanın yaşayacağı kabul ediliyor II Mahmut’dan önceki iki padişahın, III Selim ve IV Mustafa’nın hanedana varis bırakmadan ölmeleri, II Mahmut’u, şehzadelerinin de küçük yaşlarda ölmeleri nedeniyle, Abdülmecit’in doğumuna kadar Osmanlı hanedanının tek erkek bireyi olmak gibi tehlikeli bir konumda bırakmış Bu yüzden de annesi ve saray mensupları ona bir sürü hanımlar bulmuş, onlardan da bir sürü çocuğu olmuş II Mahmut’un Tam 17 kızı ve 18 oğlu Ama 16 oğlu kendi sağlığında, çoğu da çocukluk evresinde hastalıktan ölmüş Geriye bir tek Abdülmecid ile Abdülaziz kalmış 35 çocuktan, babalarının ölümünden sonra da hayatta kalabilen 3 çocuk var Bir tek kızı Adile Sultan 72 yaşına kadar yaşamıştır
Kanuni ihtiyar bir dul olarak yaşıyor
* Üstelik II Mahmut da çok yaşamıyor değil mi? 54 yaşında ölüyor
Evet Yani çocuğun çok olması da bir şey ifade etmiyor Onların hayatta kalma imkanları da önemli  Çünkü o zamanlar çocuk hastalıkları çok yaygın Özellikle de çiçek Dışarıdan süt anneler getiriyorlar, onlar hastalık taşıyor aynı zamanda O zamanki hijyenik koşullar, anlayışlar da çok farklı Bu kitapta (Bu Mülkün Kadın Sultanları) anlatılan 150-160 padişah kızı var Bunların içinde 30’unu, 40’ını geçen 50 padişah kızı bulamazsınız
* O zaman çok kadınla birlikte olmak aslında bir zorunluluk?
Evet Padişah eşleri de aynı şekilde, hep gencecik ölmüş Hürrem 54 yaşında ölmüş En uzun yaşayan Kösem Sultan O da 60’ında ölmüş Yani öyle bir uzun hayat yok Veya Abdülmecit’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan Bir sürü hayırları var, hastanesi yapılmış, camisi var, çeşmeleri var, her şeyi var ama 46 yaşında ölmüş
* Padişahlar arasında en az eşlilerden biri Kanuni değil mi?
Tabii Kanuni’nin bilinen hasekileri Mahidevran/Gülbahar, Hürrem Sultan ve Gülfem Hatun’dur  Dahası 1558’de Hürrem öldükten sonra Kanuni’nin hareminde herhangi bir kadın adı geçmiyor Ve galiba son 8 yılını Kanuni ihtiyar bir dul olarak yaşıyor Zamanını daha çok dindarlıkla ve şiirle geçiriyor
|