Yalnız Mesajı Göster

Plotinus Kimdir

Eski 10-21-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Plotinus Kimdir




Tanrısal yaratımın ikinci evresinde, ruh, arı düşünceden meydana gelmektedir; bir yerde idealar ve erekler varsa, onların kendilerini gerçekleştirmelerinin araştırılması gerekmektedir Ancak bu şekilde bir şeyler üretilebilir Bu, arı düşüncenin etkisi, görünümü ya da kopyasıdır—ve her etki ya da kopyada olduğu gibi ilkörneğinden daha az yetkin değildir O, çok duyarlı ve zihinseldir; etkinlik ve ideaları vardır, düşünce erkine sahiptir Ruhun iki evresi bulunmaktadır; ikinci evrede, duyum dünyası yönünde döndürülmüştür; ilkinde, düşünce olarak hareket eder ve an ideayı tasarlar; diğerinde ise özdeği bir düzene sokar ve arzuya sahiptir Plotinus, ilk evreyi dünya ruhu olarak adlandırmaktadır, ikinci evre ise doğa olarak adlandırılır Bazen, iki dünyaruhu varmışçasına konuşmaktadır Bedensel varlığın bilinçsiz ruhunun oluşumu olan ikincisi, ilkinden—bilinçli ruhları—ortaya çıkmıştır

Ruh, gücünü uygulamak arzusunu gerçekleştirmez Üzerinde bir şey eylemde bulunmadıkça, kendi de eylemde bulunmayacak ve biçimlenmeyecektir; böylece özdeği üretir—üçüncü ve meydana gelişin en düşük seviyesi Böyle bir özdeğin biçimi, niteliği erki ya da birliği yoktur; bu, mutlak etkisizlik ve yoksunluk, kötülük ilkesidir O, Tanrıdan uzağa kaldırılmıştır; o, karanlıktır Onun görüntüsünü biçimlendireme> yapabileceğimiz tek şey, değişim niteliğinin fenomenleri arasmdaki gerekli tözlerin olduğunu varsaymaktır Bunlar duyum dünyamızdan geçip gitmektedir Bu özdek üzerinde, dünyaruhunu içeren etkin erkler ve ruhlar bulunmaktadır ve onlar idealarla özdeştirler Özdek üzerinde etkide bulunan bu

belirli erkler ya da ruhlar uzam ve zaman içinde bazı duyarlı nesneler üretmektedir Onların tümü, bölünebilir dünya-ruhu içinde yer almaktadır Ne uzayda varolmaktadır ne de dağılmışlardır Nesnelerin uzamsal düzenlemesi yalnızca özdeğe bağlıdır; fenomenal evrenin güzelliği, düzeni ve birliği, Tanrıya geri dönüş çağrısı yapan dünya -ruhuna bağlıdır

Plotinus, dünyanın meydana gelmesinin, doğasının gerekli bir sonucu olarak dünya-ruhundan kaynaklandığım düşünmektedir Bu, bir oluşum olarak zaman içinde başlamıştır Arı düşünceden dünya-ruhunun meydana gelmesi, özdeğin yaratımı, özdeğin yapılara dönüşümü, sürekli bir oluşum meydana getirecektir Soyut düşünce evreler şeklinde çözümlenebilir Plotinus, Aristo gibi evrenin bengiliği düşüncesindedir Aynı zamanda, özdeğin, biçiminden yalnızca ardışık olarak alınabileceğini söylemektedir Dünya-ruhu üzerinde etkide bulunabileceği zaman yaratmaktadır Plotinus da, Stoacıların dönemsel yeniden oluşum öğretisini kabul etmektedir Ancak bu görüşlerin nasıl uzlaştırılabileceğini göstermemiştir Bu konudaki genel düşüncesi dünyanın her zaman var olduğu ve her zaman var olacağıdır Duyum dünyası, bir bütün olarak sonsuzdur, onun yalnızca parçaları değişmektedir

İnsan ruhu

İnsanoğlunun ruhu dünya-ruhunun bir parçasıdır Duyularüstü ve serbest bir yapıya sahiptir Çıkış noktası olarak, onun oluşumundan önce, mistik bir önsezi içinde sonsuz nous tasarlamıştır o, Tanrıyı işaret etmekte ve iyiyi bilmektedir; ancak ardından gözlerini dünyaya ve insana çevirmiş-tir ve böylece düşmüştür Bu düşüş, dünya -ruhunun arzusunun, gerekli sonucunun bir parçasıdır Kısmen, bir duyum yaşamı için önü alınamaz bir itme gücünün sonucu, kısmen de belirli bir ruhun kendisinin parçasına bağlıdır Ruh, bu şekilde başlangıçtaki özgürlüğünü kaybetmiştir Bu özgürlük, duyumsallıktan uzak olarak, diğer yöne dönerek, daha yüksek doğasına bağlı oluşu içermektedir Eğer e, bunun yapılmasında başarısız olursa, bedensel yaşam içinde takılıp kalırsa , ölümünden sonra, suçluluk derecesine bağlı olarak başka bir insan, hayvan ya da bitkinin bedenine katılacaktır Özdeksel bedene yayılan ruh parçası, gerçek değil, yalnızca onun gölgesidir Gerçek kendi, düşünce ve logosta bulunmaktadır; o, görevini yalnızca düşüncenin duyumsal yaşantısından geçerek Tanrıya ulaşması gerekmektedir Ancak Tanrıya bu geri dönüş bu dünyada, yalızca çok ender durumlarda olanaklı olabilmektedir

Gizemcilik

Tanrı ile birliğin ereğine ulaşabilmek için, sıradan erdemler yeterli gelmemektedir İtme gücünün ılımlılığı yeterli değildir; ruh, kendisini tüm duyumsallıktan arındırmaktadır Kendisini beden ile olan birliğinden kurtarmak zorundadır Bunun yanı sıra arındırmadan daha yüksek bir evre bulunmaktadır Bu, kuramsal tasarım için bir hazırlık niteliği taşımaktadır; kuram, pratikten daha üstündür, çünkü bizi Tanrının görünümüne daha fazla yaklaştırır En yüksek evre, Tanrı ile olan birliktir Bu, düşüncenin yükseltilmiş türü tarafından bile gerçekleştirilemez; bu, yalnızca bir esrime (ecstasy) durumu içinde olmaktadır Burada ruh, kendi düşüncesini aşmaktadır Tanrının ruhu içinde kendisini kaybeder, Tanrı ile bir olur Bu, Tanrıya mistik bir geriye dönüştür

Bu dizge, Yunan felsefesi ile doğu dininin bir birleşimidir Aşkın Tanrı öğretisi içinde dinsel bir yapıdır Her şeyi algılama bakımından kamutanrıcıdır Bir Tanrı oluşumu olarak en düşük özdeğe inilmektedir Dinsel idealizm, ruhun son ereği için, — kalan bölümün tanrının zihninde bulunmaktadır; ve insanoğlu, bu dünyadaki kazançların ötesinde Tanrı ile olan birliğini sürdürebilmek için, kendisini duyum zincirinden kurtarmalıdır

Plotinus çoktanrıcılığı reddetmez; tanrılar da, göksel görünümlerdir O, ayrıca dünyasal dinlerde iyi ve üstün cinlerin varlığına inanmaktadır Bir uzaklık içindeki fiziksel eyle miii olanaklı olduğunu düşünür; tüm evren, tinsel bir oluşumdur Tinlerin, diğerleri üzerinde sempatik bir şekilde ey lemde bulunması gerekmektedir Onun ardıllarının çoğu, bu boşinanları abartmış ve popüler çoktanrıcılığı savunmuşlar, Hıristiyanlık dinine saldırmışlardır






Alıntı Yaparak Cevapla