Yalnız Mesajı Göster

Franziska Tiburtius Kimdir - Franziska Tiburtius Biyografisi

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Franziska Tiburtius Kimdir - Franziska Tiburtius Biyografisi




Franziska Tiburtius Kimdir - Franziska Tiburtius Biyografisi

Franziska Tiburtius -Franziska Tiburtius Kimdir - Franziska Tiburtius Biyografisi

DÖNEMİNDEKİ ÖNEMLİ OLAYLAR (1843-1927)

1849 Elizabeth Blackwell Birleşik Devletler'in ilk kadın doktoru olur

1864 Zürih Üniversitesi Petersburg'dan gelen bazı hanımların tıp öğrenimi görmelerine izin verir

1867 Zürih'te, ilk kez bir kadına tıp doktoru diploması verilir: Rus Nataşa Suslova

1872 Alman anatomi profesörü von Bischoff, kadınların ruhsal ve bedensel yeteneklerinin tıp tahsiline uygun olmadığını söyler

1873 Leipzig Üniversitesi'nde "misafir" kadın öğrenci Rus Johanna von Evreniov, Doktor unvanı alır

1876 Anna Oliver ABD'nin ilk (diplomalı) teologu olur

1888 Alman Kadınlar Derneği mevcut üniversitelerde kadınların tıp tahsili görmeleri için başvuruda bulunur Boşuna

1908 Prusya'daki okul reformu kadınlara akademik öğrenim hakkı verir

1909 Berlin Üniversitesi resmen kadınlara açılır

1933'e kadar 10595 kadın Alman üniversitelerinde doktoralarını yaparlar

1933 "Okullar ve yüksekokullarda öğrenci fazlalığına karşı Reich yasası" yürürlüğe girer: Artık kız öğrencilerin sayısı tüm öğrencilerin yüzde onunu geçmeyecektir

"MUTLAK KARANLIĞA BİR ATLAYIŞ"

1871 Ekim'inde Zürih Her yeni sömestr başlangıcında olduğu gibi İsviçre'nin bu üniversite kentinde caddeler ve sokaklar ev arayan öğrencilerle dolup taşmaktadır Üniversite semtindeki hemen hemen her evde "Kiralık Oda" levhası asılıdır O halde uygun bir oda bulmak zor olmasa gerektir Ancak

Üzerinde seyahat giysileriyle genç kadın hangi kapıyı çalsa her defasında "Kiraya veriyoruz ama yalnız erkeklere, kusura bakmayın," sözlerini duyar "Nasıl bir kadın ola ki bu?" anlamında kuşkulu bir bakışla, kapı yüzüne kapatılır Üst üste!

Genç kadın Franziska Tiburtius adlı, 28 yaşında bir öğretmendir İstediği şeyse alışılmışın çok dışında olarak değerlendirilir: Zürih Üniversitesi'nde öğrenim görüp doktor olmak Bir kadın doktor! Olacak şey değil! 1744'te Ouedlinburg'lu bir Protestan papazın karısı olan Dorothea Erxleben, Prusya Kralı'nın izniyle Halle Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirerek doktorluk unvanını almış olsa da, bu unutulup gitmiştir Bilimdeki son bulgulara göre kadınların beyni erkeklerinkinden küçüktür Demek ki böylesi bir öğrenime uygun değillerdir Eğer amfilere girerlerse sınıfın bilimsel düzeyini düşüreceklerdir

Özellikle tıpta telafisi bir daha mümkün olmayacak zararlara yol açacaklardır: "Doktorluk mesleğinin, ancak kadın cinsinden çıkması mümkün olan yeteneksiz, cahil kadın zanaatkarlarla tıka basa doldurulması, doktorluk ilmi ve sanatının ilerlemesini frenleyecektir" Anatomi Profesörü Theodor von Bischoff kadın doktorlara karşı böyle savaş verir

"Devletin sağlık düzeninin" tehlikede olduğunu görmekte, kızların erkeklerle tahsil görmeleri halinde tüm "kadınsal inceliklerin utanmazca feda edileceğinden", "terbiye ve iyi ahlak kurallarının" çiğneneceğinden korkmaktadır Geleceğin tıp öğrencisi Franziska Tiburtius'un bekâr bir genç kadın olan Kögi'nin Hintergasse No: 3'teki evinde nihayet bir oda buluncaya kadar ayaklarına kara su inmesine şaşmamak gerekirNasıl olmuş da erkeklere özgü bir meslek seçmiştir?

Küçük Fanny (çocukluk adıyla) Rügen adasındaki bir çiftlikte dokuz kardeşin en küçüğü olarak yetişir Daha dört yaşında, büyükler okula giderken arkalarından koşmaya çalışan canlı bir kızdı Altı yaşında iken oturma odasında ortalıkta sahipsiz duran kitapları gizlice okurduMonte Kristo en sevdiği kitaptı o zamanlar Geleceğe dönük planları; içinde yığınla elmas, inci, yakut bulunan bir mağara keşfetmekti On iki yaşında sevimli bir ergenden çok, bir fasulye sırığını andırır

Yaşam anılarında, "Yaşlı tanıdıklardan, her karşılaşmamızda, Takat nasıl gelişmişsin böyle!' lafını duymak çok rahatsız ediyordu beni Tüm uzuvlarım çok büyüktü ve aşırı rahatsızlık veriyordu Beceriksiz biriymişim gibi geliyordu bana Böylece çok hantal ve herhalde sevimsiz bir hale geldim Hiç kimse iç dünyamda neler hissettiğimi anlamadığı gibi, ben de sözcüklerle ifade edemiyordum kendimi O zamanlar eğitimde esas, genç kızların her şeyden önce alçakgönüllü, saygılı, iddiasız olmalarıydı Belki de annem bu konuda tüm iyi niyetiyle işin dozunu biraz fazla kaçırmıştı," diye anlatır

On altı yaşında okulu bırakır, bir yıl evde oturarak ev işleri ve ekonomisini öğrenir Fakat bir yıl sonra kendisini eve bağlayacak hiçbir şey kalmamıştır "Bir gemi gibiydim," diye anlatır kendini; "demir almaya hazır, açıklara ve dünyaya ***ürecek güçlü rüzgârın çıkmasını bekleyen bir yelkenli!"

On yedi yaşında dünyaya açılmak isteyen Franziska Tiburtius'u bekleyen olanaklar nelerdi peki? Burjuva bir kız için açık olan tek meslek özel öğretmenliktir O da bu mesleği dener Bir akrabasının aracılığı ile Vorpommern'de bir baronun altı çocuğuna mürebbiyelik yapmaya başlar Sonra İngiltere'deki bir rahibin dört kızına ders verir

Bu meslekte mutsuz değildir, ama asıl mesele de bu değildir En sevdiği erkek kardeşinin vaktiyle verdiği bir öğüt durmadan aklına gelir, "Sen aslında doktor olmalıydın Buna yeteneğin var" Hâlâ tereddüt içindedir ve huzursuzdur Kardeşi 1871 savaşında tifoya yakalanıp hastalandığında ona bakmak için İngiltere'ye geri döner Bu zaman içinde iki kardeş Franziska'nın mesleki geleceği üzerine uzun sohbetler yaparlar

En sonunda inanılmayacak hayaller gerçek olur Kendisi de doktor olan erkek kardeşi, Franziska'nın Zürih'teki üniversitede yer bulmasına yardımcı olur Alman üniversitelerinde kadınların zaten hiç şansı yoktur Buna karşılık Zürih'te 1864 yılından beri "birkaç hanımın" tıp tahsili yap

masına izin verilmiştir Franziska 1871'de Zürih'e geldiğinde, biri Rus, biri İngiliz olan iki hanım, doktor unvanını elde etmişlerdir bile İnsanı cesaretlendiren iki örnek "Benim için, mutlak karanlığa yapılan bir atlayıştı bu," der Franziska Annesi ve erkek kardeşinin dışında hiç kimse planlarını öğrenmemelidir, "Eğer anatomi ve tıp derslerine girdiğim herkesçe bilinseydi, eski mesleğimin kapıları hepten yüzüme kapanırdıHangi ana-baba kızlarını kadavra salonunda kadavra kesmiş ve tıp derslerinde bulunmuş özgür düşünceli bir kadına teslim ederdi acaba? Bunun sözü bile edilmezdi!"

Bu andan itibaren "özgür düşünceli bir kadın" olarak bilinen Franziska, erkek öğrencilere de ecinnili olarak görülür doğal olarak Tahsil gören kadınların hepsi çirkindi, göğüsleri yoktu, gözlük takıyorlardı ve saçları kısa kesilmişti Ayrıca durmadan sigara içiyorlardı En azından o zamanın karikatürlerinde ve Zürih'teki dini karnaval geçitlerinde böyle betimleniyorlardı Bu "kadın olmayan" tiplerden uzak durulmalıydı

Franziska Tiburtius kadavra salonuna ilk girdiğinde büyük bir şamata, ıslık ve yuhalarla karşılanır Bunun arkasından öfkeli erkek öğrenciler özellikle "nükteli" bir oyun daha oynarlar Franziska ve diğer "uzun eteklileri" büyük salonun yanındaki bir odaya kapatırlar Genç bayanlar buna rağmen cesaretlerini yitirmezler Franziska'nın sloganı "Soğukkanlılığınızı koruyun!" olur

Başlangıçta hiç de hoş bulmadığı işleri kılı kıpırdamadan yapmaya başlar, "Islak, soğuk bir kurbağayı tutup, kafasını elim titremeden kesmek kolay değildi Fakat oldu! Başaramasaydım erkek öğrenciler kimbilir nasıl sevinirlerdi!" Tabii ki tıp öğrenimi gören bir kız olarak ilerlemek için sadece soğukkanlı olmak yetmiyordu Franziska Tiburtius birçok alanda gerekli önbilgilere sahip değildi Erkek öğrenci arkadaşları gibi lise diploması yoktu Bu nedenle örneğin Latince, matematik bilgileri eksikti Bu konularda özel ders ricasında bulunduğu profesör, "Hayret bir şey!" der

Onu daha çok hayrete düşürense, kız öğrencisinin öğretilenleri anlamasıdır En sonunda, Franziska'nın da öğrenimi sırasında sık sık duyduğu şu veciz sözle kendisini teselli eder: "Bu tür kadınların öğrenim görmekten başka yapacak işleri yok herhalde!"

Franziska Tiburtius bu zaman içinde kötü bir ikilem içine düşmüş olmalı Bir yandan, tahsilini bitirmesi onun için son derece önemlidir Öte yandan da "özgür düşünceli bir kadın" olarak hiçbir şekilde kendisini gülünç duruma düşürmek istemez Bu konularda ne kadar zorlandığı ailesine yazdığı mektuplardan anlaşılmaktadır

Örneğin davet edildiği bir "çay toplantısı"nı şöyle anlatır: "Öğrenim görmenin zor olup olmadığı, fazla gelip gelmediği vs gibi sorular sorulunca üstü kapalı bir şekilde bizim de diğer insanlar gibi olduğumuzu söylemeyi ne denli garipsediğimi anlayabiliyor musunuz? Şimdi tıp öğrenciliğimi çok tabii buluyorum; yemek kitabı okur gibi konuşmamı da çok komik bulmuş olduğumu, bunda biraz muziplik de olsa, anlıyorum Saçlarım kısa olmadığı, oldukça iyi giyindiğim için kimse beni öğrenci yerine koymuyor Sonunda piyano çalmam istendi, ısrar üzerine en basit Chopin valslerinden birini çalmayı göze aldım Parmaklarım tembelleşmiş olduğu halde oldukça iyi çaldım"

Ayrıca Franziska Tiburtius'un tedavi etmek zorunda kaldığı ilk hastalar, bir kadının onları tedavi etmesini çok doğal karşılarlar ayrıca"Merhaba Doktor Hanım!" diye selamlanır evlerine girdiğinde Rüya kenti Zürih, o yıllarda bir fabrika kentine dönüşmüştür Mekanik dokuma tezgâhlarının icadından beri sayısız aile ev endüstrisi ile geçinmektedir Çoğunlukla da berbat koşullar altında yaşamaktadırlar

Franziska burada ilk muayene deneyimini edinir İnsanların kendisine güvendiklerini hissetmektedir Kendine özgü hızıyla, kendi kendine İsviçre Almancasını öğrenir "Bizim Kuzey'de konuşulan okul Almancası buradaki insanlar için bir yabancı dil," der eve yazdığında, "ve biri bana derdini anlatacaksa, kendi dilini konuşmak mecburiyetinde"



Alıntı Yaparak Cevapla