10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Abdullah Bin Mübarek Kimdir, Hakkında Bilgi
Abdullah Bin Mübarek Kimdir, Hakkında Bilgi
Abdullah Bin Mübarek Kimdir,
Abdullah Bin Mübarek Hayatı,
Abdullah Bin Mübarek Hakkında Bilgi
Abdullah Bin Mübarek :Tebe-i tâbiînin büyüklerindendir Asıl ismi Abdullah ibni Mübârek bin Vâdıh Hanzalî Temîmî; künyesi, Ebû Abdurrahmân'dır Abdullah Bin Mübarek Türk asıllıdır
Hadîs, fıkıh âlimi, mücâhid ve zâhid idi Tâbiînin, Peygamberimizi sallallahü aleyhi ve sellem görenlerin sohbetinde yetişti Din düşmanları ile muhârebelerde bulundu Dünyâya ve dünyâlığa rağbet etmezdi Emevî halîfelerinden Hişâm bin Abdülmelik devrinde 736 (H 118) yılında Merv'de doğdu Abdullah Bin Mübarek 797 (H 181) senesi bir gazâ dönüşü, Bağdâd yakınlarındaki Hît adlı yerde vefât etti
Abdullah Bin Mübarek İlk tahsîlini, Merv'de yaptı, tahsîl için Bağdâd, Basra, Hicaz, Yemen, Mısır, Şam gibi ilim merkezlerine gitti Bağdâd'da büyük âlimler ve evliyâ ile görüştü Onların ders ve sohbetlerinden faydalandı Hammâd bin Zeyd, Evzâî, Süfyân-ı Sevrî, Süfyân bin Uyeyne, Mâlik bin Enes gibi âlimlerden hadîs-i şerîf okudu Dört bin kişiden hadîs-i şerîf dinledi Bunlardan yalnız birinden hadîs-i şerîf rivâyet etti Kendisinden de büyük âlimler rivâyette bulundular Hocalarının önde gelenleri arasında İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe rahmetullahi aleyh de vardı Fıkıh ilmini ondan öğrendi İmâm-ı A'zam vefât edince, İmâm-ı Mâlik'in derslerine devam etti ve ilimde yüksek bir dereceye ulaştı
İlim tahsîlinden sonra tekrar Merv'e döndü İlmi, edebi çok olup, az konuşmak âdeti idi Geceleri ibâdet ile geçirirdi Sözü senetti Emânete pek riâyet ederdi Şam'da birinden aldığı kalemi unutup veremeden Merv'e gelmişti Kalemi sâhibine vermek için Merv'den tekrar Şam'a gitti Eshâb-ı kirâm (radıyallahü anhüm) ile onları gören Tâbiînin hâllerini anlatan eserleri okurken çok ağlar kendinden geçerdi Peygamber efendimizi sallallahü aleyhi ve sellem görüp sohbetlerinde bulunma şerefine kavuştukları için Eshâb-ı kirâmın üstünlüğünü anlatır ve:
"Muâviye'nin radıyallahü anh, Resûlullah'ın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülazîz'den bin defâ üstündür " buyururdu
Abdullah Bin Mübarek Merv'de bir yıl ticâretle uğraşır, kazancının hepsini fakirlere dağıtırdı İkinci yıl İslâmiyet'i yaymak için cihâda, düşmanla harbe giderdi O, medresede müderris, hoca; câmide vâiz, şehirde tüccâr; harbde büyük bir kahramandı Kılıç ve kalem sâhibi idi Kalemiyle cihâda dâir eser yazdı, kılıcıyla da dillere destan olan kahramanlıklar gösterdi
Abdullah Bin Mübarek Abbâsîler devrinde Bizanslılarla yapılan harplerden birine katılmıştı Abbâsî ordusu sessiz, sâkin ve aydınlık bir gecede Tarsus'un kuzeyinde karargâh kurmuştu Tarsus'un sırtlarında İslâm ve Bizans orduları görünüyordu İki taraf da kendilerini kuvvetli göstermek için alevleri göklere yükselen ateşler yakmışlardı Bu ateş ocaklarından birinin etrafında tepeden tırnağa silâhlı askerler hilâl şeklinde oturmuşlar, ortalarında ise ince yapılı, nûrânî yüzlü bir zat onlara ders anlatıyordu Kimse vaktin nasıl geçtiğinin farkına varmamıştı Sözü kesip, duâsını yapınca istirahate çekildiler
Sabah namazı kılındıktan sonra, harp hazırlıkları başladı İki ordu karşı karşıya geldi Bizans ordusundan iri yapılı, kendisi ve atı zırhlara bürünmüş biri kılıç sallayarak ortaya çıktı Döğüşmek için müslümanlardan er istedi Müslüman saflarından bir kahraman onun karşısına çıktı Fakat, şehîd düştü Bu hâl müslümanların gayretine dokundu, ikinci bir yiğit daha çıktı O da şehîd oldu Sonra birkaç er daha şehîdlik şerbetini içti Rum ordusunda sevinç çığlıkları yükselirken, müslüman ordusunda tekbir ve Allah Allah sesleri ortalığı çınlatıyordu Bu sırada müslüman askerlerin arasından, atının üzerinde heybetli birinin meydana çıktığı görüldü Tamâmen zırhlara bürünmüştü Fakat kimse tanımıyordu Rum'un karşısında dimdik durdu Herkes son derece heyecanlı idi Çarpışma başladığı gibi, çevik bir hareketle kılıcını Rum'un göğsüne sapladı Müslüman saflarında tekbîr sadâları yükseliyordu Rum tarafı ise şaşkına döndü İkinci çıkan er de birincinin âkibetine uğradı Sonra birkaç kişiyi daha öldürdü Müslümanlar son derece sevinçliydi Müslüman er yerine dönünce bu kahramanın Abdullah bin Mübârek hazretleri olduğunu görüp hayret ettiler
Abdullah Bin Mübarek Pekçok kez hacca gitti
Bir sene hacdan sonra rüyâsında gökten inen iki melekten birinin diğerine; "Bu sene kaç kişi hacca geldi?" dediğini duydu Öbür melek; "Altı yüz bin kişi " dedi "Peki kaç kişinin haccı kabûl edildi?" O da; "Bunlardan hiç birinin haccı kabûl edilmedi " diye cevap verdi
Abdullah bin Mübârek buyurdu ki:
Bunu işitince üzerime büyük bir sıkıntı çöktü Dedim ki:
"Bunca insan, bunca zahmet ve meşakkate katlanıp dünyânın her tarafından hacca geldiler Çöller aşarak zor şartlarda büyük sıkıntılara katlandılar Bütün bu emekler boşa mı gidecek?"
|
|
|