Yalnız Mesajı Göster

Şu Çılgın Türkler - Ahmet Serim

Eski 10-21-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şu Çılgın Türkler - Ahmet Serim




(2) Amiel ailesi, Dr Hasan Bey, Yüzbaşı Faruk, Nesrin Hanım, romanın kurgu kişilerindendir Ancak gerçek hayatta yaşamış örnekleri vardır
(3) Karadeniz Marşı
HAVA KEŞİF RAPORU paşaları rahatlattı Fazıl demiryolu kuzeyinde bir tümen, Sakarya'nın kolları arasında dört-beş, Sakarya'nın güneyinde üç tümen saptamıştı Bu durumda düşmanın ağırlık merkezi ortadaydı Kuzeyden gelmeyeceği anlaşılıyordu Ya merkezden saldıracaktı ya da merkezde zayıf bir kuvvet bırakıp güneye sarkacaktı
Askerlik sanatınca doğru olan güney kanada yönelmesiydi Ama bunun için güneye çark etmesi, Sakarya'yı aşması, yayılarak güney kanada yanaşması gerekiyordu
Bu bir hafta demekti
Bu amatörce plan, Türk ordusuna en çok ihtiyacı olduğu şeyi, zamanı kazandıracaktı Bir hafta, bu kritik dönemde, büyük bir nimetti
Hemen iki tümen güneye kaydırıldı Ertesi gün bu kanatta inceleme yapmaya karar verdiler Güney (sol) kanat büyük önem kazanmıştı Savaş burada düğümlenecekti
YUNAN İKİNCİ KOLORDUSU ile Türk 2 Grubu, Sakarya'nın
güneyindeki bölgede, aynı sert koşullar içinde doğuya doğru yürümekteydiler Aralarında bir yürüyüş günü fark vardı
Türk komutan daha deneyimli olduğu için birliklerini küçük gruplar halinde ve daha çok geceleri yürütüyordu Buna rağmen yalnız bu gün 322 asker hastalanmıştı Bu zahmete katlanamayıp kaçanlar da olmuştu
Yunanlıların durumu doğal olarak çok daha ağırdı Çünkü bu bölgeyi hiç tanımadıkları için güvenlik kaygısıyla gündüzleri yürüyüp sıcaktan kavruluyor, gece yatıp soğuktan titriyorlardı
Albay Kalinski sinir içindeydi:
"Hani bu yürüyüş askeri bir gezinti olacaktı ?"
TÜRK ARTÇI BİRLİKLERİ Yunan birlikleriyle ya dövüşerek, ya göz temasını koruyarak geri çekiliyorlardı
Mihalıççık'taki 1 Piyade Tümeni, geride Süvari Tümenini bırakarak, akşam Sakarya doğusuna geçti
Güneydeki Süvari Grubu da akşam, yaklaşan düşman tümeni yüzünden, halkın gözyaşları içinde Emirdağ'ı boşalttı Bu insanları düşmanın insafına bırakarak çıkıp gitmek subayları da askerleri de kahretmekteydi Acı sahneyi uzatmamak için atları mahmuzlayıp kaçar gibi uzaklaştılar
……
M KEMAL PAŞA, Fevzi, İsmet ve Kazım Paşalar, Binbaşı Tevfik Bey, Yarbay Salih Omurtak, öğleden önce Albay Deli Halit Bey'in komutasındaki 12 Grubu ziyaret için iki arabayla grup karargahının bulunduğu Toydemir köyüne geldiler
Bu grup Sakarya boyunda, demiryolundan güneydeki Yıldıztepe'ye kadarki kesimde mevzilenmişti
Albay Halit Bey ve emrindeki tümen komutanları paşaları bekliyorlardı Komutanlar eksikliklerin az da olsa sürekli giderilmesinden çok memnundular Asker neşeliydi Bunu duymak paşaları sevindirdi Kaçak sayısı da çok azalmıştı
Başkomutan, "Şu andaki asker sayımız istediğimiz düzeyde değil:' dedi, "ama güneye yöneleceği anlaşılan düşman bize zaman kazandırıyor Askerlik şubelerinde, eğitim alaylarında birçok gencimiz ve askerimiz var İşlemleri bitenler eğitim alaylarına, eğitimleri sona erenler orduya katılıyor Millet, çocuklarını saklamadan askere yolladığı için bu akış artık durmaz, savaş boyunca devam eder İçiniz rahat olsun"
Yeni savaş yöntemini (Lütfen bu yöntem için bir sonraki “Açıklamalar” bölümündeki “Yepyeni bir savaş stratejisi” isimli bölümü okuyunuz) genişçe anlattı ve bir cümleyle özetledi: "Yurdumuzu karış karış koruyacağız !”
Nice savaş görmüş komutanları bile heyecan bastı Gerçek bir ölüm-kalım savaşı olacaktı
Toydemir'den Yıldıztepe'ye çıkıldı Bu şirin tepeden geniş Sakarya vadisi bütün görkemi ile görünüyordu Yıldıztepe'nin sarışın yamaçları Sakarya'ya doğru yavaşça, usulca, küçük dalgalar halinde inmekteydi Ne güzel bir vatandı bu Bu sarhoş edici güzellikten bir süre gözlerini alamadılar Yazık ki birkaç gün sonra savaş burasını cehenneme döndürecekti Bu kesimdeki bazı mevzileri gezip askerlerle bayramlaştıktan sonra, daha güneye indiler
İnlerkatrancı Köyü'ne geldiler Bu köyün güneybatısında, üstü düz bir tepe vardı Sakarya'ya karışan Ilıca Deresi vadisinin bu tepeden iyi incelenebileceği anlaşılıyordu Ilıca vadisi Türk cephesinin güney çizgisini oluşturacaktı
Otomobilleri tepenin eteğinde bıraktılar, en yakındaki alaydan yollanan atlara binip ağır ağır tepeye çıktılar
Alay Komutanı Başkomutan'a kendi seçkin atını ikram etmişti
……
ÇIKTIKLARI TEPEDEN, doğu-batı doğrultusunda uzanan Ilıca vadisi gerçekten iyi görünüyordu Vadinin kuzeyi güneye egemendi Bu durum savunmaya kolaylık ve üstünlük sağlayacaktı Esas savunma hattının bu vadinin kuzeyinde oluşturulması, 4 Grubun Yıldız Tepe ile Ilıca vadisi arasındaki kesime kaydırılması kararlaştırıldı 4 Grubun soluna 2 Grup gelecekti
Doğuya doğru iyice ilerde, çevreye egemen, heybetli bir dağ vardı Güçlü bir dürbünle çevreyi inceleyen Başkomutan sordu:
"Şu koyu renkli güzel dağın adı ne ?"
"Mangal Dağı!“
Dürbünü gözünden indirdi Yere serili olan haritaya baktı, dağı buldu, işaretledi:
"Sol kanadımızı bu güzel dağa dayayalım Düşmanın daha doğuya doğru ilerleme olasılığı belirirse, bu dağı esas savunma hattına katarız !”
Öğle yemeğini Toydemir'de komutanlarla yiyeceklerdi İsmet Paşa haritasını toplarken, bir at kişnemesi ve bir erin korku çığlığını duyup başını kaldırdı
M Kemal Paşa tam ata binerken, bir şeyden ürken at parlayınca, ayağı üzengiden kayıp yere düşmüş, sol böğrünü büyükçe bir taşa çarpmıştı
Fevzi Paşa uzatılan mataradan avucuna boşalttığı su ile M Kemal Paşa'nın yüzünü yıkadı M Kemal Paşa gözlerini araladı, başucunda diz çökmüş İsmet Paşa'nın korku ile terleyen yüzünü görünce gülümsemeye çalıştı:
"Merak etme, önemli değil !”
Zorlukla doğrulup oturdu İsmet Paşa'ya tutunarak ayağa kalktı
Yüzünden canının yandığı belli oluyordu Atı tutan seyise seslendi:
"Çocuk, getir onu buraya !”
Beyaz, güzel, uzun bacaklı, örme yeleli bir attı bu Yanlış bir şey
yaptığının farkındaymış gibi suçlu suçlu duruyordu Seyis atı yaklaştırdı M Kemal Paşa, "Gel çocuğum:' dedi, atın yüzünü okşadı, "senin bir kusurun yok:' Gözlerinin arasından öptü
Yavaş yavaş tepeden indiler






Alıntı Yaparak Cevapla