Yalnız Mesajı Göster

Şu Çılgın Türkler - Ahmet Serim

Eski 10-21-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şu Çılgın Türkler - Ahmet Serim




"Telaşlanma, Fikriye Hanım'dır…“
Merdivenden Fikriye Hanım değil, M Kemal Paşa indi Tıraş olmuş, giyinmişti Üçü de ayağa fırladılar Salih ağlamaklı, 'Aman Paşam“ dedi, "niye kalktınız ?"
"Böyle günde yatılır mı çocuk ?"
Sesi iyice kısılmıştı :
"İsmail Hakkı, taburunu topla, yarın cepheye hareket et !“
"Başüstüne !“
Salih Bozok'a döndü:
"Trenlerde arkalığı öne arkaya hareket ettirilebilir koltuklar olurdu Bana arkalığı öyle olan bir koltuk bulun Belki demiryolu ambarında vardır Kazım Paşa'ya haber verin Bir saat sonra cepheye hareket edeceğiz Albay Asım Bey'i de bulun O da bizimle gelsin Siz de hazırlanın !“
"Ama Paşam, doktor…“
"Dediğimi yapın !“
"Peki !“
İki yaver ve Yüzbaşı İsmail Hakkı azap içinde çıkarlarken Fikriye Hanım Paşa'nın yanına gelip durdu, sitemle baktı Paşa, Fikriye Hanım'a tutunarak yavaşça oturdu Elinden çekerek Fikriye Hanım'ı da oturttu
"Bu kazayı anneme yazma !“
"Yazmam
"Teşekkür ederim Zavallı kadın, benden yana hep acı içinde yaşadı Ya hapisteyim, ya sürgünde, ya savaşta İdama mahkum olduğumu bile duydu…“
Genç kadının elini okşadı :
"Sen de üzülme Allah bana yardım edecektir
……
KARARGAH TRENİ Ankara'dan sessizce hareket etti Malıköy'de durdu İki otomobil istasyonda bekliyordu Başkomutanlık, Genelkurmay ve Cephe Komutanlığı karargahları Malıköy yakınındaki Alagöz'e alınmışlardı
Yeni karargaha hareket ettiler
Küçük Alagöz çiftliği büyük bir ordugah olmuştu Her yanı subaylar, askerler, çeşit çeşit çadırlar, arabalar, atlar, telsiz antenleri, telefon ve telgraf direkleri kaplamıştı Büyük Savaş'tan kalma birkaç da demir tekerlekli kamyon vardı
Türk ordusunun çok uzun yıllardır bu kadar canlı bir başkomutanlık karargahı olmamıştı
Otomobiller Türkoğlu Ali Ağa'nın iki katlı, büyükçe evinin önünde durdular Ev Başkomutan için hazırlanmış, telefon ve telgraf bağlanmıştı Orduda bulunan tek asetilen (karpit) lambası da, çok ışık verdiği için Başkomutan'a ayrılmıştı
Fevzi ve İsmet Paşalar ile Başkomutanlık Sekreterliği görevlileri evin önünde bekliyorlardı Paşalar kucaklaştılar Üst kata çıkıldı Bu katta Başkomutan'ın çalışma ve yatak odası ile yemek ve yaverlik odası bulunuyordu Demiryolu ambarında bulunan arkalığı hareketli koltuğu birlikte getirmişlerdi Muzaffer Kılıç ile Ali Metin Çavuş koltuğu çalışma odasındaki küçük masanın yanına yerleştirdiler
Odada birkaç iskemle, yerde küçük bir halı vardı Neşeyle kahve içtiler M Kemal Paşa iyi görünmeye çalışıyordu ama kımıldadıkça acıdan yüzü terlemekteydi
Paşaları neşelendiren bir haber verdi:
"Halide Edip Hanım cephede bir görev istiyor !”
İsmet Paşa Halide Hanım'ı sayardı, bu isteğinden dolayı daha da saygı duydu Türkiye bir savaş kahramanından daha cesur bu öncü kadınlar sayesinde, ilkel bir toplum olmaktan kurtulacaktı
"Kaydını gönüllü er olarak yaparım Karargahta çalışır !” Kazım Paşa İsmet Paşa'nın omuzuna dokundu :
"Dünyada, ünlü bir kadın yazarın er olarak görev aldığı ilk ordu karargahı seninki olacak !”
Paşa gururla baktı :
"Evet !”
Sohbet iyiydi ama iş yoğundu İsmet Paşa Albay Asım Gündüz'le birlikte karargahına döndü Yeni Kurmay Başkanı Albay Asım Gündüz saygıyla karşılandı
……
YATAK ODASINA portatif bir asker yatağı konmuştu Ama Paşa geceyi çalışma odasındaki arkalığı yatırılan koltukta geçirdi Zaten az uyurdu Burada daha da az uyur olmuştu Herkes yatmaya gidince ya düşünüyor, ya kitap okuyordu Gelirken İslam tarihiyle ilgili birkaç önemli kitap almıştı yanına
Uyanır uyanmaz Ali Çavuş kahvesini verdi Karargah berberi bekliyordu Tıraş oldu Gecelik entarisini çıkarıp giyindi Arkalığı yatıkça koltuğa yarı uzanmış durumda oturdu, böylece doktorların tavsiyesine az da olsa uymuş oldu
Albay Asım Bey telefon etti, Merkez Ordusu'nun yolladığı 16 Tümen'in iki alayı yola çıkmıştı: 2250 subay ve er Alaylar savaşa yetişebilirse savaşçı sayısı 58750 olacak, altmış bine yaklaşılacaktı
Doktor sigara içmesini yasak etmişti ama dayanamadı, bir sigara yaktı
……
HALİDE EDİP HANIM kendisini geçirmeye gelen bazı bakanlara, Y Kadri ve R Eşref'e veda ederek cephe trenine bindi
Cephe için diktirdiği giysiyi giymişti: Lacivert baş ortüsü, aynı renk uzun ceket, bol pantolon, yumuşak çizme Cepheye giden bir yüzbaşı bavulunu rafa yerleştirdi
Her istasyonda trene yeni askerler doluşuyor, toprak rengi kadınlar ağlaşarak bir zaman trenle birlikte koşuyorlardı Malıköy'e vardıklarında ay çıkmıştı
İstasyonda derin bir sessizlik içinde dağıtım bekleyen birçok yeni asker vardı İsmet Paşa yaverini ve otomobilini yollamıştı
Otomobil Batı Cephesi Karargahı önünde durdu Halide Hanım'ı Tevfik Bıyıklıoğlu karşıladı Karargahın alt katındaki toprak zeminli iki odada subaylar çalışıyordu Yukarı kattaki iki odadan birine götürdü Odada büyükçe bir masa ile üstü asker battaniyesi ile örtülü portatif bir yatak vardı Burası Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'nın makam ve yatak odasıydı Öbür oda Cephe Kurmay Başkanı'nındı
İsmet Paşa elini sıktı, oturması için bir tahta iskemle gösterdi ama Halide Hanım komutanına saygı gösterip oturmadı
"Artık ordumda bir ersiniz Sizi Birinci Şubeye atadım Küçük bir eviniz, bir de hizmet eriniz olacak !”
Halide Hanım teşekkür etti
"Başkomutan'ı ziyaret ettiniz mi ?"
"Hayır Paşam Şimdi geldim
"Hemen gidin Sizi bekliyor !”
Yüzbaşı Hasan Atakan Halide Hanım'ı M Kemal Paşa'nın karargahına götürdü
Halide Hanım bu sahneyi anılarında şöyle anlatacaktı:

“M Kemal Paşa oturduğu koltuktan güçlükle kalkmaya çalıştı Çünkü kaburga kemikleri hala ağrılar içindeydi M Kemal Paşa'ya doğru, kalbimde gerçek bir saygı ile gittim O kendi halindeki odada bütün gençliğin bir millet yaşasın diye ölmeyi göze alan kararını temsil ediyordu Ne saray, ne şöhret, ne herhangi bir kudret, onun bu odadaki büyüklüğüne yaklaşamaz
Gittim, elini öptüm

Bundan böyle akşam yemeklerini, İsmet Paşa, Kazım Paşa, AIbay Arif Bey ile birlikte Başkomutan'ın sofrasında yiyecek, bu müthiş savaşın kulisinde yaşayacaktı






Alıntı Yaparak Cevapla