Yalnız Mesajı Göster

Kızılcık Dalları-Reşat Nuri Güntekin Kitap Özeti

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kızılcık Dalları-Reşat Nuri Güntekin Kitap Özeti




Evdekiler, bu İsmail lakırdısından bıkmış artık evde İsmail kelimesini duymak istemiyorlardı Nadide Hanımın İsmail lakırdısına tahammülü kalmamış gülsümün yanında İsmail dediğini duyunca çok kızarak kıza bir daha onunla ilgili bir kelime bile söylemesini yasaklamıştı Gülsüm artık kardeşinin adını anmaya korkar olmuştu zamanla İsmail adı büsbütün ortadan kalktı Tahir ağa ufak tefek ayak işlerine bakmakla beraber konakta asıl işi çocuk lalalığı idi Bugüne kadar üç nesil yetiştirmişti İhtiyarlığına tesadüf eden bu son nesil, lalanın rahmet okuduğu nesildi Çocukların en ufak kötü hareketlerinde lala suçlanır, lala kötü duruma düşerdi gülsüm geldikten sonra bu durum değişti bazı kötü durumları gülsümün üstüne yükleyerek kendi suçunu azaltıyordu Lala okulların açılmasını dört gözle beklerdi Okullar açıldığında lalanın başı rahattı ama bir kötülük vardı Dersler devam ettiği müddetçe okulun kapısında nöbet bekleyecekti Aslında bu iş fazla zor değildi Mektepte hergün beş altı öğün dayak olurdu Sopa vurmadan çocukların kafasına ilim ve edep sokulamıyordu Hoca, çocukları dövmekle yalnız onları terbiye etmiyor; lalaya ettikleri cefalarında intikamını alıyordu Dayağı yiyenler konağın çocukları olmasa da lalanın gönlünü rahatlatmaya yetiyordu Nadide Hanım gülsümü mektebe göndermeye karar verdi Daha mektebin ilk günüde gülsüm dayak yemeye başladı, ama hoca buna vurmaktan bıktı ve lalaya “bu çocuk okumayı bu kafayla sökemez” dedi Nadide Hanım, hadi okumayı sökemiyor belki Arapça’yı daha kolay söker diye (amme) cüzü okutmaya başladı Cüzü de başaramayınca da boşta kaldı ve Gülsüm ün okumaya yüzü olmadığı anlaşıldı Gülsüm arada sırada lala ya İsmail den bahseder, lala Gülsüm ü dinlerken uyuya kalırdı Lala ile Gülsüm ün arası iyiydi Nadide Hanım, Gülsüm ün bir hiçbir zaman İsmail ile ilgili konuşmasını istemediğinden Karamusallı sütninenin fikrini cazip buldu Ve orta oyununda kardeşinin öldüğü yalanını duydu Fazla zaman geçmeden İsmail’i unuttu Saniye, Nadide Hanım’dan gizlice sigara içiyor, Nadide Hanım’ın ara sıra içtiği sigaralardan Gülsüm yardımıyla çalıyordu Bununla birlikte Gülsüm ün çalmaya yönelmesi ve çaldıklarının bazılarını stok etmesi özelliklerini kazanmıştıgülsüm kendi ihtiyaçlarını parayla değil, çalmayla karşılamaya başlamıştı Çaldıklarının anlaşılması üzere Nadide Hanımın damadı binbaşı Feridun, Gülsümü çok köyü tartakladı Feridun bey, aile içinde tatlı, mahcup, sessiz bir adamdı Ama askerliğe geldiğinde birden değişiyor ve katı kurallar koyarak istediğini yaptırıyordu Gülsüm yediği dayağın üstüne artık kendinin olmayan hiçbir eşyaya elini sürmüyordu Nadide Hanımın en küçük torunu, Bülent çok hastalanmıştı Hasta olmadan önce Gülsüm Bülent’e fazla ilgi göstermiyor, onunla oynamıyordu Hastalığı zamanında her gece nöbet tutar, ağlamaya başladığı zaman kucağına alır uyuturdu Hastalığı geçince, Gülsüm Bülent’i sevmeye başladı ve kardeş gibi benimsediği Bülent’e iyi bakmaya başladı Köşke yeni gelen Azize ismindeki hizmetçinin çaldığı yüzük, Gülsümün üzerine atılmış bir yalandı Karakoldan getirilen polis memuru bu işi araştırıyordu sonunda Azizenin çaldığı anlaşıldı Bir yaz konaktakiler Pendik’teki yazlığa gittiler Konak denize çok yakındı


Alıntı Yaparak Cevapla